Finans

Underwriting Nedir?

Cümleten selamlar. Bu yazımızda konumuz yatırım bankacılığının en önemli gelir kalemlerinden birisi olan underwriting üzerinden yola çıkarak underwriting nedir sorusunun cevabını aramak. Keyifli okumalar dilerim.

Underwriting Nedir ?

Underwriting hizmeti, bankalar (?), sigorta şirketleri ve yatırım bankaları gibi kuruluşlar tarafından, sigorta tarzı, sıkıntı halinde ödemeyi garanti etmeleridir. Özetle underwriting nedir ? Sigortacıların, halka arza aracılık eden aracı kurum/yatırım bankalarının ürünlerinde sorun olması halinde ödeme garantisinin sağlandığı hizmettir.

Yatırım bankacılığından devam edersek bir yatırım bankası hisselerinin halka arzına aracılık ettiği şirketin paylarının satılmayan kısmını kendisi almasıdır.

Tabi burada yazdıklarımız genele yönelik bir tanım. Hadi detaylara girelim.

Underwriting Tarihi

“Underwriting” terimi Lloyd’s of London sigorta piyasasından türemiştir. Bu Lloyds of London’ın önemini sizlere finans merkezi meselesinde anlatmıştım. Finans kavramının esas temellerinin atıldığı yerlerdir buralar.

Biliyorsunuz ingilizler ya da büyük britanya imparatorluğu üzerinde güneş batmayan ülke şanının büyük bir kısmını kara gücüne değil donanmasına borçludur. Tüm hegomon güçlerin tarihsel düzlemde test ettiği üzere deniz hakimiyeti size dünya ticaretinin ve dolayısıyla rezerv paranın hakimiyetini sağlar. Bu da çok ciddi bir dış politika aracı demektir.

Hal böyle olunca İngilizler ‘londra yolun yokuştur, tokuş kafa tokuştur, bizim yolumuz finans yoludur’ diyip finanslarını da dünya ticaretinin üzerine kurgulamışlardır ki bu da sigortacılık kavramını yanında getirmiştir.

Meşhur Lloyds of London Binası

Lloyds of London işte bu çerçevede kurulmuş bir örgüt olup deniz ticaretinde ticarete konu ürünün gemi kazası riskiyle kullanılmaz hale gelmesi/ortadan yok olması halinde bunun bir kısmını karşılarlar. Bu karşıladıklarını garanti eden Lloyds of London başlıklı poliçenin/slipin altına isimlerini yazdıkları için underwriter kavramı buradan ortaya çıkmıştır.

Tabi bu kısım işin sigortacılık bacağı. Finans piyasasında da aynı garantiyi halka arz işlerinde görürüz. Halka arz edilen hisse senedi ya da tahvil için talep toplama işlemlerini yatırım bankaları yaparlar. Bu bankalar ne kadar çok networke sahipse o kadar çok fon toplamaktadırlar. Buna rağmen ekonomik konjonktürün kötüye gittiği bir dönemde de halka arz olunabilir. Ya da o dönemlik olabilir. Belki de reklam iyi yapılmamıştır. Herhangi bir sebeple halka arz edilen firmanın halka arzına katılım olmazsa kalan kısmı yatırım bankaları karşılar.

Aslında süreç şöyle işler, şirket halka arz için yatırım bankasına başvurur. Bunlar halka arz için belirli bir fiyat ve adette anlaşır. Fiilen bir hisse satışı yoktur lakin hisseler yatırım bankasına satılmış gibidir. Yatırım bankası ile yatırım bankasının hisseleri sattığı fiyatlar arası spread bu işin karıdır.

Underwriting Kapsamında Verilen Hizmetler

Başlık bir yatırım bankasının kurumsal web sitesinin hizmetlerimiz kısmı gibi oldu ama bunu yazmam lazım. Tabi bu kısım birebir doğru değil. Yani her yatırım bankası bu hizmetleri underwriting kapsamında %100 yapılmıyor.

Underwriting kapsamında;

Hisse senedi/tahvil ihraç edilip edilmeyeceği kararı, ihracın zamanlaması (şirketler menkul kıymetleri mümkün olan en yüksek fiyatı elde edecekleri zaman, yani piyasada paranın bol olduğu zamanda satmalıdır) konusunda tavsiyelerde bulunmak. Underwriterlar ayrıca menkul kıymetin hangi fiyattan satılması gerektiğini de belirler.

Evrak/Bürokrasi İşleri: mali otoriteler tarafından talep edilen evrak işlerinin yapılması konusunda şirketlere yardımcı olur. Halka yeni menkul kıymet arz eden şirketler, mali durumlarını, yönetimlerini, rekabetlerini, sektörlerini, deneyimlerini, finansman amaçlarını ve menkul kıymetlerin risk değerlendirmesini detaylandıran bir belge sunarlar. Türkiye’de buna sirküler diyoruz.

Underwriting: al-sat kar et işi

Underwriting anlaşması yapıldıktan sonra, aracı kurum arza konu menkul kıymetleri satamama riskini ve gelecekte uygun bir şekilde satılabilecekleri zamana kadar bunları bilançosunda tutma maliyetini üstlenir.

Eğer, arza çıkılan menkul kıymetler piyasa fiyatının önemli ölçüde altında fiyatlandırılmışsa (genellikle adet olduğu üzere ilk halka arzda iskontolu satış yapılır ve iskonto oranı bellidir), underwriter baba müşterilerinin malını direk satış yapıp otomatik kar sağlar.

Şimdi bu aracılık hizmetlerinde underwriting kısmı ikiye ayrılır. Birisi stand by underwriting diğeri ise firm commitment underwriting dir.

Stand by underwriting de aracı kurum halka arzda tüm hisseleri satmaya çalışır, işin en sonunda satılmayanları alır. Yalnız burada satın alım fiyatı piyasanın halka arz fiyatından daha düşüktür ki o sebepten yatırım bankası için avantajlıdır. Peki şirket neden bunu tercih eder? Bunun sebebi de halka arz işi başlamadan düşük fiyatlı da olsa şirketin parayı peşin cebine koymasıdır.

Firm commitment ise ismiyle müsemma oldukça katı bir anlaşmadır. Bu anlaşmada daha halka arz gerçekleşmeden halka arz raporundaki fiyat bir kaç tık düşüğünden hisseleri aracı kurumun/yatırım bankasının alması olup satışta serbest olmasıdır.

Bunların dışında best efforts dediğimiz bir tip daha vardır. Bu sistemde ise aracı kurum/yatırım bankasının millete satmak dışında başka hiçbir yükümlülüğü yoktur.

Kredi Underwritingi

Şimdi bu tabi underwriting meselesini araştırırken ecnebi kaynakları çok kurdaladık. O kaynaklarda underwritingi 3’e ayırıp loan, securities ve sigorta demiş. Buradaki loan kısmını çok okudum ama yani sadece kredi derecelendirmesi çıkıyor. Vallahi başka bir şey bulamadım. Ama başlıkta da yer vereyim dedim, sonuçta benim bulamıyor olmam sizin bulamayacağınız anlamına gelmez. Yalnız buraya da bir not şeyettirirseniz biz de mevzuya ayıkalım. Öptüm xo xo.

Sigorta Underwritingi

Şimdi sigorta işine yukarıda hafif değindik. Bildiğiniz üzere sigorta şirketleri şöyle çalışır: müşterilerin sigortalatmak istediği şeylerin risk ve maruziyetlerini değerlendirir. Bu ciddi teknik bir hesaplama. Bir ara öğrenmeye çalıştım ama ağır matematik filan içeriyor. Olmadı benim aklım almadı yani.

İşte sonuçta riskin gerçekleşme olasılığı hesaplanıyor (işin sıkıntılı kısmı bu, çünkü bu her müşteri, yaşadığı yer vs. Ye göre değişiyor, burada bir ahlaki tehlike kısmı vardır ki akıllara zarar, bakın yapmayın demiyorum hobi olarak yine yapın ama çok da ciddi şey yapmayın bak kafayı yersin qanqa). Risk gerçekleşirse poliçede yazan ödeme tutarına göre (tazmin bedelleri) bir temel poliçe bedeli çıkarılıyor. Daha sonra bu poliçe bedelinin alınacağı vadeye ve sigorta poliçe ödeme planına göre ve risksiz faiz oranı göz önüne alınarak net bu günkü değere indiriliyor. Akabinde havuza bakılıp ona göre iskonto çakılıyor. Sonuçta bir sigorta şirketinin müşterisi ne kadar çok ise poliçede indirim tutarı o kadar çok artıyor.

İşte diyelim ki sigortada risk gerçekleşti ya sigorta şirketi size tazmin tutarını ödemek zorunda. Burada zararın tamamı değil poliçede yazan tutar ödeniyor. Hah işte sigorta şirketinin bu yükümlülüğüne underwriting deniyor. Olay bu. Niye bu kadar uzattım, konu güzel canım istedi…

Underwriting nedir meselesine değindik. Esen kalın.

yatirimkurusu

10 yıldır finans sektöründe denetçi, İngilizce biliyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçeriklerin kopyalanması engellenmiştir.