Ekonomi

Kapalıçarşı Kuru ile Banka Kuru Arasında Neden Fark Var ?

Cümleten selam. Konumuz kapalı çarşı kuru ile banka kuru arasında neden fark var meselesi.

Kapalıçarşı Niye Meşhur ?

İstanbul tarihsel olarak hep ticaretin gözdesi olan bir yer. Çünkü bir kere genelde başkent, başkent olmadığı dönemlerde de ciddi bir nüfus içeriyor ve tabii ki uluslararası ticaretin geçiş noktasında bir liman şehri. Bu durum sürekli olarak talebi canlı tutuyor. Hal böyle olunca da ticaretin gözdesi konumunu sürekli koruyor.

İstanbul’da da aslında döviz, altın ve ticaret hususlarında iki merkez var diyebiliriz. Biri Kapalıçarşı birisi de Mısır çarşısı. Kapalıçarşı’nın içerisinde ağırlıklı kuyumcu ve kısmen döviz bürosu faaliyeti görmekteyiz. Tahtakale ise döviz bürolarının daha fazla bulunduğu bir yer.

Tahtakake 80′ öncesi dönemde döviz alım satımına getirilen kısıtlamaların doğurduğu bir piyasa aslında. Burada toptan şekilde döviz/efektif alım-satımı yapıldığından zaman içerisinde Tahtakale popülerleşmiş, kısıtlar arttıkça da coştukça coşmuştur.

Tahtakale her ne kadar dövizin serbestleştirilmesi ile sonradan popülaritesini kaybetmiş olsa da halen toptan döviz piyasasının bulunduğu bir piyasadır.

Piyasanın toptan olması münasebetiyle de güncel efektif fiyatlarında etkili olduğunu söylememiz yanlış olmaz. Güncel döviz fiyatları demedim çünkü orada hacmin büyük kısmı forex ve dolaylı olarak bankalar arası para piyasasındadır.

Özetle elinize 100 USD alıp burada satmaya kalkmayın. Bastığınız akbil parasına yazık. Üstüne temiz bir küfür yemeniz de olası.

Efektif Nedir ?

Şimdi burada farklı kur uygulamasından önce döviz ve efektif farkını bilmeniz gerekiyor. Döviz banka hesabınızda bulunan yabancı para varlıktır. Efektif ise nakit dövizdir.

İkisinin de arz ve talebinin temel kök sebepleri aynıdır. Ancak piyasa eğilimine göre zaman zaman küçük farklar ortaya çıkmaktadır.Efektif piyasa farklı şeylerden etkilenebilir. Tüm sorun da döviz ve efektif piyasasındaki bu farklılıktan kaynaklanır. Yani ne oluyor da aynı mala farklı değer biçecek bir duruma geliyoruz.

Kapalıçarşı Kuru ile Banka Kuru Arasında Neden Fark Var ?

Bu konu doğrudan taleple alakalıdır. Eğer bir ülkede efektif/nakit döviz talebi artıyor ancak bankalarda döviz talebi değişmiyorsa, ya da bankalardan olan döviz talebi artışı efektif talep artışından daha az ise döviz kuruyla efektif kur farklılaşmaya başlar.

Peki neden böyle bir fark oluşuyor? Yani neden efektif daha fazla talep ediliyor?

Birincil sebep halkın kullanım alışkanlıkları. Eğer halkınız nakit eğilimi yüksek, kayıtdışılığı seven bir oluşum ise bu efektif talebini çok fazla arttırır. Ancak Türkiye için böyle bir durumdan bahsetmek pek doğru değil. Çünkü efektif ve döviz piyasası fiyat farklılıkları daim olacak şekilde açık değil.

Biz de son dönemde ortaya çıkan bu farklılığın sebeplerinden birisi halkın parasını bankada tutmaktan çekinmesi. Bunun sebepleri de politiktir. Çünkü halk muhtemelen seçim döneminin de yaklaşması münasebetiyle döviz piyasasında bir çalkantı beklemektedir. Bu çalkantı neticesinde bankadan efektif çekmenin zorlaşacağını düşünmektedir. Ha olur mu bu? Türkiye özelinde bunun sorun olacağına inanmıyorum.

Bunun dışında bankada nakit mal varlığına el konulacağını düşünen kişiler de olabilir. Yine bankalardan efektif çekmek istendiğinde bu talebin ertesi güne ertelenmesi, efektif taleplerinde bankaların ciddi maliyetler çıkartması halkı buna sevk etmiş olabilir. Ha gelmiş olduğumuz noktada ben Türkiye’de efektif çekimin kısıtlanacağını hiç düşünmüyorum.

Hatta geçen gün bir takipçi Lübnan’a döner miyiz filan diye sormuş. Yok abi biz Lübnan’a filan dönmeyiz, hem büyüklük hem yapı olarak oldukça farklıyız Lübnan’dan. Bir de Lübnan da yapılan fantezilerin çoğu henüz ülkemizde yapılmadı. Ancak halkın korkularını/düşüncelerini etkilemek zor. Yani halk kitlesi bu dövizine ulaşamamaktan korkuyorsa bunu değiştirmek çok zor. Tecrübe, etraftan duyma, dedikodu, fısıltı gazetesi, sosyal medya düşünceleri etkiler. Biraz propaganda işi bu iş.

Bankaların Döviz Alım/Satım Makası Nasıl Döviz Bürolarınınkinden Fazla Olabilir?

Bir diğer mesele ise makas meselesi.
Şimdi bir çok yazımızda döviz piyasasında ana fiyat belirleyicinin bankalar olduğunu çok ciddi hacimlere ulaştığını söyledik.

Siz de haliyle diyorsunuz ki ulan dana, bankalar ana fiyat belirleyicisiyse niye bunlarda makas bu kadar yüksek? Bunun sebebi kamunun dövize ilişkin bankalara getirdiği uygulamalardır. Mesela stabil bir piyasada siz bankalara yabancı para pozisyonu fazla olduğu için ceza keserseniz bankalar buna göre kur belirler. Artık durum neyi gerektiriyorsa piyasada alım satım yapmamak için makası açarlar.

Bu durum ise tüm şirket/şahıs vs. alayını döviz bürolarına ve efektif piyasasına yönlendirir. Bankadan kur makasının aşırı açılması nedeniyle döviz ile işlem yapamayan/yapmak istemeyen ithalatçı/ihracatçı bu talebini döviz bürolarına yansıttığı anda efektif piyasası hoplar. Türkiye’de son dönemde ortaya çıkan kapalı çarşı kuru ile banka kuru arasında neden fark var sorusunun ana cevabı bu diye düşünüyorum.

Tüm bu anlattıklarımdan bağımsız olarak ekstrem bir örnekte efektif karşılığı ithalat yapmak isteyen birisinin ani talebi olabileceği gibi sırf spekülasyon maksatlı tekil talepler olabilir. Ancak koca piyasayı bu tekil taleplerin etkilemesi pek mümkün değil bence.

Özetle efektif ile döviz kuru fiyatlama farkı efektif talebinden, efektif talebi ise bankaların kur makasını açmasından, dolayısıyla kamunun yaptırımlarından kaynaklanıyor.

Burada bir de bankalararası kur hikayesi var. Kısaca değinip bırakacağım. Piyasayı anlayın diye yazıyorum bunu. Bankaların müşterilerine sattıkları dövizlere bir kur belirliyor. Bunun dışında BIST nezdinde bir Bankalar arası para piyasası ya da eski usül interbank dediğimiz piyasada oluşan bir kur var. Bir de bundan ayrı enternasyonel piyasalarda alım satım yaptıkları ayrı bir kur mevcut.Bloomberg ekranlarından alım satım giriliyor burada da. Detayını döviz piyasası yazımızda izah ettik.

Banka Efektifi Nerden Alıyor ?

Banka efektifini müşterilerin getirdikleri oluşturur aslında. Bu efektifin bir çok farklı kaynağı da olabilmektedir.

Bankalarda iki tip döviz yönetimi vardır. Bunlardan birisi döviz ya da kur riski yönetimi ki bu doğrudan bankanın döviz posiyonuyla alakalıdır. Günlük nakit akışına dayalı şekilde kur posiyonu önce yasal kısıtlamalara daha sonra yönetimin stratejisine uygun hale getirilir.

Efektif yönetimi ise tamamen başka bir alemdir. Bildiğiniz üzere para arzı 4’e ayrılır. Bu M0,M1, M2,M3 şeklindedir. M0 doğrudan salt nakit ve efektiflerden ibarettir. Bankalar da bu nakit yönetimini yaparken bu nakit olana odaklanır. Ancak olur da bank run tarzı bir şey yaşanır ve efektif talebi bankanın USD efektifini geçerse bu taktirde işler değişir.

Diyelim ki hesabınızda 15 mio USD var. Hemen gidip çekemezsin onu. Bunun sebebi o efektifin o an şubede olmamasından kaynaklanır. Ancak ertesi gün çekebilirsin. Genelde de bu 1 günlük marjlar ile efektif yönetilir.

Ama yukarıda bahsettiğimiz tarzda ekstrem bir durum olursa banka yurtdışı hesaplarındaki paraları nakit olarak talep eder. Efektif uçaklara bindirilip yurda getirilir. Ama bu zamana kadar rutin efektif transferleri hariç tek bir müşteri için böyle bir şey yapıldığına rastlamadım.

Bir Ülkede Neden Farklı Kurlar Ortaya Çıkıyor ?

Tabi şimdi efektif ile döviz arasında bir farklı kur ortaya çıkınca hemen Arjantin mi olucaz, olm bir sürü kur oldu filan gibi şeyler okudum. Ancak farklı kur meselesi başka. Yani efektif ile farklı kur uygulanması meselesi birbiriniden tamamen farklı konular.

Şimdi Arjantin örneğinden gidersek; bir ara Arjantin’de 15 farklı peso kuru vardı. Şu an durum ne bilmiyorum. Ancak bunun sebebi devletin uygulamalarıdır.

Bu tarz ekonomik krize giren ülkelerde genelde döviz sorunu baş göstermiştir ya da cari açık nedeniyle bizzat döviz kuru, krizin kendi sebebi olabilir.

Böyle bir duruma gelinince siyasilerin yapacağı şeyler bellidir. Döviz kuru halkın politik ve iktisadi tercihlerinde kritik önemi haizdir. Dolayısıyla akıllı bir politikacı önce tabela döviz kurunu düşük tutar. Tabela döviz kuru dediğimiz merkez bankasının alım-satım kurudur. Halkın çoğunun alım satım yaptığı ancak hacim olarak diğerlerinden düşük hacme sahip/piyasadaki ağırlığı reelde düşük olan bir kurdur.

Tabi tabelayı böyle açıklayıp diğerlerini bertaraf edemezsiniz. Ciddi bir ticari hayat var ve bu ticari hayat sizin açıkladığınız kurdan farklı dönmeye başlayabilir. Bu takdirde de dillere düşer madara olursunuz. Ve tabii ki bir süre sonra medya ve halk buna uyanır.

Bunun önüne geçmek için önemli ihracatçılarınızın bulunduğu ana sektörler için kuru düşük belirler ve onları daha da ihracata teşvik edersiniz. Önemli ithalatın bulunduğu (zorunlu olarak ithalat yapılan enerji gibi kritik sektörler değil de daha lükse dayalı telefon araba gibi) sektörlerde de kuru yüksek tutar ithalatı engellemeye çalışırsınız. Buna ek halkın alım-satım yaptığı tabela kurunu da yüksek tutarsınız. Bunu doğrudan günlük merkez bankasından açıklayabileceğiniz gibi döviz piyasasına müdahale ile de (elden doğrudan o kurdan o sektöre satış) yapabilirsiniz.

Bunun maksadı döviz getireni teşvik etmek döviz götüreni sopalamaktır. Bu sayede oluşan döviz girişiyle de döviz mevcudunuzu arttırıp borç ödemesinde elinizi kolaylaştırırsınız.

Her bir sektöre detaylı girerseniz de sonuç Arjantin gibi oluyor. Farklı kur olmasının sebebi devletin uygulamalarıdır özetle.

Tabi burada şundan da bahsetmek lazım. Bankalar arası kur ile piyasada uygulanan kur da farklı olabilmektedir. Bunun sebebi ise devletin döviz kurlarına müdahalesi olabileceği gibi halkın ilerleyen vadede dövizin çok fazla artacağına olan inancıdır.

Biz de henüz bu tarz bir uygulama yok.

Neyse konu konuyu açtı, farklı yerde bitirdik. Ancak bu yazımızda sizlere Kapalıçarşı kuru ile banka kuru arasında neden fark var meselesini açıklamaya çalıştık. Esen kalın.

yatirimkurusu

10 yıldır finans sektöründe denetçi, İngilizce biliyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçeriklerin kopyalanması engellenmiştir.