Ekonomi

Türkiye ve Dünyada Tarım İstatistikleri

Efenim cümleten selamlar. Tarım yazı dizimize muhtelif istatistik bilgi vererek devam ediyoruz. İstatistikler FAO’nun 2022 senesi raporundan alınmıştır. Rapor linki burda. Bu arada bu tarım istatistikleri ni öyle bırakıyorum. Çok yorum yapmayacağım bunlarla alakalı. Siz istediğiniz çıkarımı yapabilirsiniz. Ha bunu niye böyle bırakıyorum. Dünya’da tarım üretiminde üretilen ürünleri, tarımın genel vaziyetini görün diye. Bilginiz olsun arkadaşlar, sonuçta beyin kullandıkça köhneleşen bir organ değil, bilakis kullandıkça gelişen bir varlık. Zararı olmaz.

Yazının yazma tarihi 2023 senesinin ikinci çeyreği arefesi. O sebeple yıllar sonra bu yazıyı okuyacak olan olursa eski veriyi bize kakalamışlar demesin. Herhangi bir güncelleme de yapmayacağım.

Global Ekonominin İçinde Tarım İstatistikleri

Global GDP’de tarımın payı %4, bu yaklaşık 2000 senesinden beri aynı şekilde devam ediyor. Bu durumun sebebi tarım ile sermaye birikim sürecinin tamamen bitmesi ve tarım sektörünün bir çok ülke tarafından stratejik görülmemesi olarak değerlendirebiliriz.

Bölgeler bazında bakıldığında tarım, ormancılık ve balıkçılık faaliyetlerinin GSYİH içinde payının en yüksek olduğu bölgeler %16 ile Afrika ülkeleri iken, %7 pay ile Asya ülkeleri onları takip ediyor. Amerika ve Avrupa da ise %2 civarı bir GSYİH payı olduğu görülüyor bu sektörlerin. Ancak bu oranlar sizleri yanıltmasın. GSYİH tutarı olarak olaya yaklaşmak gerekiyor. Ancak bu istatistiğe erişemedim. İnternetteki içerikler ve istatistiklerin tamamı ürüne göre sıralanmış durumda. Ancak GSYİH büyüklüğü bazında rakamsal olarak baktığımda Çin ve ABD’nin tarımsal üretim büyüklüğünün ilk iki sırada olduğunu söylemek mümkün görünüyor. Şimdi istatistikleri okudukça Çin’in genelde en büyük üretici ve tüketicilerde ilk 3’te olduğunu sıklıkla göreceksiniz. Bu oldukça doğal. Çünkü Çin yaklaşık 1,4 milyar nüfusu ile dünyanın en fazla nüfusuna sahip ülkesi. Yani Çin’in bir üründe birinci sırada olmasını en verimli bunlar üretiyor şeklinde yorumlamayın. En verimli üreten ülkeleri tespit etmek için kişi başına tarım ürünü üretimi en fazla olan ülkeler incelenebilecekse de bu da tam doğru veriyi sağlamaz.

Global iş gücünün %27’si tarımda istihdam olunuyor. 2000 yılına göre bakıldığında işgücünün global anlamda kullanım oranı giderek azalıyor. Bu istatistik üzerine direk teknoloji gelişiyor, makineleşme çılgınca artıyor yorumlaması yapabiliriz. Ancak esas değişimin halen gerçekleşmediğini düşünüyorum bu minvalde. Bu oran yani tarım istihdamı giderek azalacaktır.

Tarıma en fazla kamu harcaması yapan ülke Bhutan, Mali ve Samoa iken Belarus ve İsviçre grafikte yer alan Avrupa ülkeleri olarak dikkat çekiyor.

İlaçlama istatistiklerine baktığımızda en fazla ilaç (tarım zararlılarına karşı) kullanan ülkeler Amerika kıtasındaki ülkeler, hemen arkalarında Asya onun  arkasında ise Avrupa ülkeleri var. Toplam ilaç kullanımının %51’i Amerika kıtasındaki ülkelerce yapılıyor.

Yine en fazla inorganik gübre (nitrojen/azot, fosfor, potasyum) kullanımı incelendiğinde Asya ülkelerinin toplam gübre kullanımının %55 ile birinci sırada olduğunu görebiliriz. Onu %27 ile Amerika ve %12 ile Avrupa takip ediyor.

En Fazla Üretilen Ürünler

2020 senesinde Dünya toplam bitki üretimine bakıldığında miktarsal yani ton olarak toplam üretimin %32’si tahıl türü, %23’ü şeker kamışı, %12’si sebzeler, %12’si yağ bitkileri (Ayçiçek vs.)%10’u meyve kalan %9 ise kök ve yumru bitkiler. Bu durum gayet olağan. İnsanoğlunun diyetinde başta fiyatı ve besleyiciliği nedeniyle karbonhidrat oldukça önemli bir yer ediniyor ve bu durum doğrudan istatistiklere yansımış durumda.

Bununla birlikte tahıl ürünlerinin stratejikliği diğer bütün tarımsal ürünlerden fazla diyebiliriz. Çünkü en kötü senaryoda (ki tüm risk yönetimi genelde en kötü senaryoyu da göz önüne alır.) tahıl tarım ürünleri arasında bozulma olasılığı en düşük olan ve en doyurucu besinlerden birisi diyebiliriz. En kötü senaryo ise olası bir savaş ya da sınırların tamamen kapatılması halidir.

Aynı istatistiğe ürün detayı bazında indiğimizde %20 ile şeker kamışı birinci sırada, %12 ile mısır 2. Sırada geliyor. Mısır %8’er oranla buğday ve pirinç takip etmekte.

Birincil ürün olarak belirtilen ve FAO’nun oldukça önem verdiği primary cropların (şeker kamışı, mısır, buğday ve pirinç) toplam hasadı 9,3 milyar ton’a ulaşmış.

Dünyada en fazla üretilen bu bitkilerden şeker kamışının %40’ı brezilya, %20’si Hindistan tarafından üretilmekte. Mısır üretiminde ise %30 pay ile ABD başı çekerken %25 ile Çin 2. Sırada. Buğday’da %15 ile Çin birinci sırada ve %15 ile Hindistan’la birlikte. %10 ile Rusya Federasyonu ben buradayım diyor. Pirinç’te ise tahmin edeceğiniz üzere ilk iki sırayı domine eden Çin ve Hindistan toplam üretimin %52’sini karşılıyor.

Dünya tarım üretiminin önemli bir kısmını oluşturan bitkisel yağın detayına bakarsak %36 palm yağı, %29 soya yağı, %12 kolza,%10 ayçiçeği şeklindedir.

2020 senesinde Amerika ve Avrupa en fazla tahıl ihracı yapan ülkeler iken Asya bu tahılı alan olarak ithalatçı olarak yerini almış. Aslında Asya ülkelerinin üretimde de genelde ilk 5 te olduğunu görüyoruz. Lakin nüfus burada ağırlığını yine koyuyor ve aslında çokça üreten ülkelerin ithalatla açığını kapattığını görüyoruz.

Et Üretimi İstatistikleri

Dünya genelinde en fazla tüketilen et tavuk eti olarak istatistiklere geçmiş. Bu durumda Asya ülkelerinin ağız tadının etkisinin olacağı ve Asya ülkelerinin oldukça kalabalık olması etkili diye düşünüyorum.

Et üretim istatistiklerine baktığımızda ise dünyada 2020 yılı itibariyle üretilen et ürünlerinin %35’inin tavuk eti, %33’ünün domuz eti %20’sinin sığır eti olduğu görülüyor. Tavuk eti konusuna yukarıda değindik. Domuz eti üretiminin fazla olması ise et türleri yani proteinler arasında verimi (f/p olarak.) en yüksek ürün cinsinin domuz olmasından kaynaklanıyor. Bunu şöyle düşünebilirsiniz, beslediğiniz hayvanın 1 Kg et biriktirmesi için yediği yem miktarı en optimum şekilde domuz hayvanındadır. O yüzden başta Asya ülkeleri olmak üzere Avrupa ve ABD’de en ucuz etin domuz eti olduğunu görürüz. Kalitesi görece düşük olmakla birlikte F/P oranı nedeniyle tercih edilir. Tabi müslüman ülkeler hariç.

Tavuk eti üretiminin %17’sinin ABD’de, %12’sinin Çin’de %11 kadarının Brezilya’da üretildiğini görmekteyiz.

Domuz etinde ise %38 lik üretim ile Çin ilk sırada iken ABD %12 ile 2. Sırada ve hemen ardından %5 ile Almanya görülüyor.

Sığır etinde %18 oranla ABD ilk sırada. Brezilya %13 ile ikinciyken Çin %9 ile üçüncü sırada yer alıyor.

Süt, Yumurta ve Balık Üretimi İstatistikleri

Süt üretiminde üretilen toplam sütün %21’i ile Hindistan 1. Sırada, %11 ile ABD ikinci sırada, %7 ile Pakistan 3. Sırada, 4. Sırayı %4 oran ile Çin, Brezilya, Almanya ve Rusya Federasyonu birlikte paylaşıyor.

Tavuk yumurtasında dünya üretiminin %35’ini Çin gerçekleştiriyor. %8’i ABD’de, %7’si Hindistan’da, %6’sı ise Endonezya’da üretiliyor.

Balıkçılık sektörüne baktığımızda dünyada tutulan balıkların %51’inin yakalama vasıtasıyla %49’unun ise balık çiftliklerinde üretildiği kayıtlara geçmiş. Sektör temsilcilerinin sektörün mevsimselliğini bitirmek için elinden geleni yaptığını görüyoruz. Üretilen balıkların %39’u deniz balığı, %33’ü tatlı su balığı, %13’ü yumuşakçalar, %10’u kabuklular.

Dünyanın en iyi balıkçıları mı bilmiyorum ama dünyada en fazla balık yakalayan ülke Çin ve oranı %16, hemen arkasından %10 ile Endonezya geliyor ve %5 ile Peru’yu görmekteyiz.

Çiftlik balıkçılığı istatistiklerinde ise dünyada üretilen toplam çiftlik balıklarının %57’sini üreten Çin birinci sırada, Hindistan ise %5 ile ikinci sırada. Endonezya da bu sıralamaya 3. Sıradan girmiş.

Ormancılık İstatistikleri

Ormancılık istatistiklerine baktığımızda dünya orman ürünleri tüketiminin %49’unun yakıt olarak kullanılan odunlardan, %29’unun ise endüstriyel maksatlı iğne yapraklı ağaçların kesiminden, kalanın ise iğne yapraklı olmayan ağaçların endüstriyel maksatlı kesiminden olduğunu görmekteyiz.

Yakacak kapsamında kesilen ağaçların %15’inin Hindistan, %8’inin Çin ve %7’sinin Brezilya’da kesildiğini görmekteyiz. Endüstriyel maksatlı iğne yapraklı ağaç kesiminde %23 ile ABD birinci sırada, %12 ile Rusya 2. Sırada ve onları da kanada takip ediyor. İğne yapraklı olmayan ağaçların endüstriyel kesiminde ise %16 ile Çin birinci sırada, %12 ile brezilya 2. Sırada ve %9 ile ABD 3. Sırada.

Orman ürünlerinin dağılımına baktığımızda (burada yüzde olmadığı için milyon ton olarak devam edeceğiz) 400 mio ton kağıt ve karton üretildiği, 220 milyon ton geri dönüştürülmüş kağıt üretildiği, 185 mio. ton kağıt hamuru üretildiği, 50 mio. ton odun kömürü üretildiği  görülmektedir. Burada kesilen ağaçların temel olarak iki ana şekilde kullanıldığı, kesilen ağaçların 475 milyon metreküpünün kereste, 360 milyon metreküpünün ise ahşap bazlı panele çevrildiği anlaşılıyor.

Tarım Ürünlerinin Ticareti İstatistikleri

Şimdi gelelim işin ticaret ihracat/ithalat boyutuna.

Yapılan çalışmalara göre dünya tarım ürünleri ihracatının (bak kg değil fiyat olarak) %20’sini meyve ve sebzeler oluşturuyor. %14’ü tahıllar ve tahıllı ürünlerden gelirken %11’i et ürünlerinden kaynaklı, %10 balık, %8 içecek, %7 mandıra ürünleri ve yumurta,%6’sı katı ve sıvı yağlar. Yani tarım sektöründe ihracat yapacaksanız (kesinlikle tavsiye etmem çok zor bir süreç hem firesi çok oluyor hem de düşük kazandırıyor) meyve ve sebze üretirseniz erişebileceğiniz pazar baya geniş. Ancak rekabetin sıkı olduğunu unutmayın.

Dünya hububat ihracatının (bu ton bazlı bak fiyat değil) %40’ı buğday, %39’u mısır %9’u pirinçten geliyor. Buğday’da en büyük ilk üç alıcı (ithalatçı) Çin, Türkiye ve Endonezya. Buğday ihracatçıları da sırayla Rusya, ABD ve Kanada. İlk üç ihracatçı toplam ihracatın %45’ini karşılıyor.

Mısıra geçtiğimizde Meksika, Japonya ve Çin ilk üç ithalatçıyken ABD, Arjantin ve Brezilya ilk üç ihracatçı. İlk üç ihracatçı toplam ihracatın %62’sini karşılıyor.

Pirinçte Çin, Filipinler ve Suudi Arabistan ilk üç ithalatçı iken Hindistan Vietnam ve Tayland ilk üç ihracatçı pozisyonunda. İlk üç ihracatçı toplam ihracatın %55’ini karşılıyor.

Burada buğday özelinde ülkemiz için belirtmemiz gereken bir durum var. Toplam buğday ithalatımızın %87’si Ukrayna ve Rusya’dan. Toplam ihracatın %69’u Rusya’dan kalanı Ukrayna’dan yapılıyor. Mevcut durumda süren Ukrayna-Rusya savaşı bizim ithalat politikamızı ciddi şekilde etkileyebilir. Çünkü bu ülkelerde tahıl imalatı ciddi yavaşlayacak, savaş halinde olunması nedeniyle bu ürünlerin o ülkeler tarafından ihracı yasaklanabilecek ve ithalat talebimiz karşılanmayacaktır. Dünyanın önemli bir makarna ihracatçısı olduğumuz düşünüldüğünde umarım ilgili kurum ve kuruluşlar alternatif tedarikçiler ile görüşmüştür.

Orman ürünlerine baktığımızda toplam ihracatın %39’unu kağıt ve karton, 516’sını kereste, %14’ünü ağaç bazlı paneller, %13’ünü kağıt hamuru, %6’sı yuvarlak kereste oluşturuyor.

Arazi Kullanım İstatistikleri

Yine enteresan bilgilerden birisi de dünyada bitkisel üretime konu arazilerin yaklaşık yarısının tamamen hububat ekimine ayırılması meselesi. Bu durumun sebebine yukarılarda değindim. Hububat stratejik bir ürün. Dünyadaki bitkisel üretime konu toprakların %23’ü bitkisel  yağ üretimine konu ürünlere gidiyor. %4 meyvecilik için %4 yumrulu bitkiler için %3 sebzeler için ayrılmış durumda.

Son olarak organik tarım dediğimiz ilaçsız ya da tamamen kimyasalsız tarım istatistiklerine bakalım biraz da. Dünyada organik tarım için ayırılmış olan toprakların %48’i sadece Avustralya’da. %6 ile Arjantin ikinci sırada yer alırken Uruguay ise hemen 3. Sırada.

Türkiye Tarım İstatistiklerinin Karşılaştırılması

Gelelim işin Türkiye bacağına. Yine FAO raporundan devam edeceğim. Resmi istatistiklerle (TÜİK) farklılık olursa siz aşağı yorum kısmına yazın, araştıralım, doğrusu için tekrar bakalım.

Türkiye’nin Toplam GSYİH’ine tarım, orman ve balıkçılığın katkısı %6,7 nispetinde. Bu oran en yüksek Sierra Leone’de %60, Somali’de %56, Liberya’da %48. Aynı oranın Avrupa ortalaması 1,7, Arjantin de 5,6, Brezilya’da %5, Fransa’da 1,6, Almanya’da 0,7, Çin’de 7,6, Rusya’da 4,1, ABD’de 1,1. Bu oranların bu şekilde olmasının bir çok sebebi var. Bazı ülkeler gerçekten tarımsal ürün ya da bu tarımsal ürüne dayalı endüstri ürünlerini ihraç ederek ekonomisini büyütmeye çalıştığı için onlarda fazla. Bazı ülkelerin coğrafi yapısı uygun olmadığı için onlarda düşük. Bazı ülkeler gerçekten tarım sektörünü stratejik bulduğu için belirli bir oranda tutmaya çalışıyor. Biz ülke olarak tarım ürünlerine dayalı muhtelif ürünlerin ihracatını yaptığımız için mesela görece yüksek bir paya sahibiz. Bu orandan yola çıkarak gelişmiş gelişmemiş yorumu yapmak da pek doğru değil.

Gelelim tarım alanlarına. Türkiye’de kullanılan tarım alanı (hayvancılık dahil) 23.145 hektar. Bu rakamı en yüksek olan ülkeler: Çin’de 135. 674 ha, Hindistan’da 168.669 ha., Rusya’da 123.442 ha. , ABD’de 160.436 ha. Bu veriyle bir karşılaştırma yapmak doğru değil, kullanılabilir tarım alanına oranı, ülkenin toplam büyüklüğü, nüfusu vs. Çok değişken var bu konuda ancak FAO raporunu detaylandırmamış bu hususta.

Burada önemli bir rasyoda sulanabilir tarım alanının toplam tarım alanına oranı. Bunun Avrupa ortalaması 5,7. Türkiye’nin sulanabilir tarım alanının toplam tarım alanına oranı %13,8 ve bu oran gayet iyi gözüküyor. ABD’de bu oran %6,6. Rusya’da %2,2. Söz konusu oran Çin’de %14,2 ama istatistiğe baktığımda Asya ülkeleri genel olarak iyiler bu konuda. Sanırım çok yağış alıyorlar. Son olarak kıskanç Almanya’da sulanabilir tarım alanı oranı %4,1. Kıskanmaya devam.

Gelelim tarımda çalışan oranlarına. Buna ormancılık balıkçılık dahil. Tarımda çalışanların toplam çalışanlara oranı Avrupa ortalaması %5,1. Aynı oran Türkiye’de %17,1, ABD’de 1,7, Rusya’da %5,8, Almanya’da 1,3, Çin’de %24. Özellikle az gelişmiş ülkelerde tarımda çalışan oranının Türkiye v.b. gelişmekte olan ülkelere göre oldukça fazla olduğunu gördüm istatistiklerde. Aralarında adını bilmediğimiz ülkeler de var, bu durum sermaye birikimi hikayesinden kaynaklanıyor. Tarımda çalışan oranının fazla olması aynı zamanda ülkenin diğer sektörlerine ilişkin görüş sahibi olmamızı da sağlıyor. Bu oranın Türkiye özelinde diğer gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında normal olduğunu söyleyebiliriz. Ancak yine de zaman içerisinde düşmesi ve buradaki işgücünün (tarım sektörünün ciddi mevsimsellik içermesi nedeniyle buradaki iş gücü verimlilik düşürücü/atıl iş gücü olarak değerlendiriliyor) verimi daha yüksek ağır sanayii sektörüne kayması önem arz ediyor.

Gelelim ihracat rakamlarına. Türkiye tarım ürünlerinde nette 6,7 mia. Usd artıda, yani ihracatçı durumunda. ABD ciddi üretim yapmasına rağmen 26,3 mia USD ekside, Rusya 731 mio USD artıda. Tarım ürünleri ihracat/ithalatında ekside rekor Japonya’da ve tutar 50 mia. USD.

Bu miktarın tersine yani tarım ürünleri ihracat/ithalatında artıda rekor ise 22 mia USD ile İspanya ‘da olsa da hemen arkasından yine 20 mia USD’lik net ihracatçı pozisyonları ile yeni Zelanda ve Hollanda geliyor. Almanya bu konuda 17,5 mia. USD ile ekside iken Fransa 7,6 mia USD artıda.

Türkiye’ye ürün bazında baktığımda hububatta ciddi ekside olduğumuzu görüyorum. Bunun sebebi hubabata dayalı endüstriyel ürün ihracatımızın fazla olması kaynaklı. Bir de bu hububata dayalı tarım ürününün kalitesi oldukça önemli. Mesela makarna ihracatında Türkiye, İtalya’dan sonra 2. sıradadır. Şimdi bu makarna, nişastası bol olan bir buğday cinsinden yapılıyor. Forexçi tayfanın red wheat olarak bildiği, bizim ise makarnaklık kırmızı sert buğday olarak bildiğimiz buğday makarna üretiminde kullanılıyor. Şimdi Anadolu coğrafyasının iklimi daha çok sarı yumuşak buğday üretimine uygun. Bu kırmızı sert buğday ise daha çok Rusya ve Ukrayna’da iyi yetişiyor. O sebepten biz içerde ne kadar buğday üretsek de dışardan makarnalık buğday almak zorundayız. Hububattaki açığın büyük bir kısmı bu gibi sebeplerden kaynaklanıyor. Bununla birlikte günün sonunda tarımda hububatta olan ihracat-ithalat açığımızı diğer ürünler ile kapatmışız ve nihayetinde artıdayız demiştik. Hoş bir iktisatçı olarak tarım ürünlerinde artıda olmanın benim için pek bir esprisi yoktur. Burada ekside de olsak eksiye geçişin muhteviyatı önemlidir. Eğer tarım ürünlerine dayalı endüstriyel üretim nedeniyle ekside bulunuluyorsa bu bir nebze tarım ürünlerinde ithalat yapmayı makul gösteriyor.

Yine ek bir bilgi geçelim organik tarımın toplam tarım alanı içindeki payı Türkiye’de %1. Bu konuda en başarılı %83 ile Samoa (Avustralya’nın sağ tarafına doğru bir ada ülkesi) gözükse de istatistiksel bir hata olduğunu ya da istatistiksel anlamsızlık olduğunu düşünüyorum. Samoa’dan hemen sonra Avusturya %25 ile 2. Sırada. Türkiye genel olarak organik tarım konusunda gerilerde diyebiliriz. Bu durumu yorumlamak gerekirse özellikle iç tüketimde kalitesiz gıda tükettiğimizi görüyoruz. Çünkü organik olmayan ve kimyevi gübrelerle yetiştirilen aynı zamanda sürekli olarak ilaçlanan ürünlerin uzun vadede ortalama insan ömrünü düşürdüğü bir gerçek. Dolayısıyla bu oranın zaman içerisinde artması bizim hayat kalitemizi arttıracak bir şey. Ancak bu aşamaya gelinebilmesi için kalkınma kavramıyla sürece yaklaşmanın ve kalkınma aşamasında gıda kalitesinin arka sıralarda olduğunu fark etmenin önemi büyük.

Türkiye İçin TÜİK ve Bakanlık Verileri

Şimdi buradan sonraki kısım Türkiye’nin TÜİK’ten alınan güncel verileri. Bu verileri kayıtta kalsın diye yazıyorum. Burada Türkiye’nin iç verileri dışında karşılaştırma yapabileceğim başka bir veri bulunmamaktadır. Öyle dümdüz istatistik bunlar.

2022 senesinde 200.077 ton tavuk eti üretmişiz. 1,7 mia. Tavuk yumurtası üretilmiş. 4.440 ton da hindi eti üretilmiş.

2022 senesinde toplamda 718.166 ton inek sütü toplanmış. Bunlar daha sonra muhtelif şekilde tereyağı, yoğurt, peynir, içme sütüne çevrilmiş.

Ülkede 17,8 mio büyükbaş hayvan var. 58,4 mio ise küçükbaş hayvan mevcudu var.

Büyükbaşların 17,6 mio su sığır cinsi kalanı manda iken küçükbaşların 46,1 mio. su koyun kalanı keçi cinsi. Bu keçi meselesine ilişkin çok şey yazarım ama çok objektif olmaz, bir de cidden başımı belaya sokabilirim. O yüzden keçi konusuna değinmiyorum.

Ülkede 800 bin ton su ürünü üretilmiş. Üretimin %32,8 i avcılık, %59’u çiftlikte yetiştirilmiş ürünler. Kalanlarda muhtelif ürünler ve iç su ürünleri.

En çok hamsi avlanmış ülkede. Hamsiyi çaça ve istavrit takip etmiş. Yetiştiriciliği en çok yapılan balıklar ise sırasıyla levrek, alabalık ve çipura şeklinde kayıtlara geçmiş.

Türkiye’de 70 milyon ton tahıl ve diğer bitki yetiştirilmiş. 31,6 milyon ton ise sebze üretimi olduğunu görüyoruz. 26,8 mio ton ile meyve ve baharat bitkileri sonradan geliyor.

Tarım bakanlığı verilerine baktığımda ki onlar da tüik’ten edinmiş hayvan başına ortalama süt üretim miktarı sığırlarda 3.158, koyunda 77, keçi de 105, manda da 887 KG.

2021 senesi için toplamda 8,7 milyon adet kovan var. 96.344 ton bal üretimi yapılmış ve kovan başına 11 kg. bal alınmış.

Tarım istatistikleri yazımızın sonuna geldik. Tarım yazı dizimiz devam edecek. Esen kalın.

yatirimkurusu

10 yıldır finans sektöründe denetçi, İngilizce biliyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
error: İçeriklerin kopyalanması engellenmiştir.