Finansal Skandallar

İhlas Finans Olayı

Efenim cümleten selamlar. Bu yazıda konumuz ihlas finans olayı. İhlas holding’in halihazırda faaliyet göstermesi, ihlas finansın islami bankacılığın ilk temsilcilerinden olması, konunun ideolojik yerlere çekilebileceği noktasından hareketle minimum yorumla olayı izah etmeye çalışacağım. İki tarafın da iddialarına yer vereceğim. Özetle bu yazıda belirli bir grubu suçlamayacağım. Yorumu siz yapacaksınız. Şahsen benim popişimi yemiyor. Hadi kolay gelsin cümlemize.

Hadisenin Cemaatsel Boyutu

Malumunuz ülkemiz bir ortadoğu ülkesi ve dolayısıyla ülkenin her alanında dini cemaatler etkililer. Bunun etkilerini ülkemiz siyasetinde çoğu zaman görürsünüz. Tepki çekmemek adına isim veremem. Ancak çoğunuz iki googlelasanız bulursunuz zaten.

Bu cemaatlerin aynı zamanda şirketleri de olur. Sonuçta aç kalacak değil adamlar. İhlas Holding de bunlardan birisi. 

Efenim ihlas holdingin kurucusu Enver Ören’dir. Enver Ören’in eşi Dilvin Işık’tır. Dilvin Işık ise Hüseyin Hikmi Işık’ın kızıdır. Bana ne ulan milletin özel hayatından diye sektirmeye başladıysanız doğru noktadayım. Hüseyin Hilmi Işık Işıkçılar Cemaatinin kurucusu/fikir babasıdır. Şunu da belirtelim Hüseyin Hilmi Işık ya da Işıkçılar cemaatinin kendine mihmandar olarak aldığı şeyhleri Abdulhakim Arvasi’dir.

Siz holding kapsamında Türkiye gazetesi, TGRT, Bisan gibi bilindik firmaları görebilirsiniz. Ancak işin bir de böyle boyutu var haberiniz olsun.

İhlas Finans Kurumunu Tanıyalım

İhlas Finans 1995 senesinde kurulmuştur. Şirketin ortaklık yapısı %50 İhlas Holding, %10 İslam Kalkınma Bankası, %35 halka açık (borsada işlem gören) %3 ise Türkiye Diyanet Vakfına aittir.

Şirketin ilk halka arzı 1996 senesinde gerçekleşmiştir.

Şirketin İş Modeli 

Şirketin iş modeli günümüz islami finansı olarak adlandırılan bir metodla çalışıyor. Şöyle ki ihlas finans cari hesap/katılım fonu altında müşterilerden para topluyor.

Cari hesap katılım bankacılığında halen var. Konvansiyonel bankacılıktaki karşılığı vadesiz mevduat hesabıdır. Katılım fonu/hesabı ise bildiğin vadeli mevduatın bir versiyonudur.

Bildiğiniz üzere İslam’a göre faiz tipi kesin gelir garanti eden ödemeler haramdır. Bu sebeple müşterilerle imzalanan sözleşmelerde kâra da zarara da ortak olacakları kapsamı izah ediliyor. Yapılan sözleşmelere göre maksimum kar oranı %20 iken maksimum zarar oranı da aynı şekilde %20’dir.

Herşeyin politikleştiği güzel ülkemde bir kısım dini inanç sahibi insanların bu inançları aracılığıyla kandırıldığını iddia etmektedir. Bir kısım da bunlar işi beceremedi diyor. Yazıda çok defa tekrarlayacağım üzere benim işim değil: yorum yok.

İhlas Finansın Gözetim Altına Alınması 

Şirket 2000  senesinin Aralık ayında mali bünyesinde yaşanan sorunlar münasebetiyle BDDK tarafından gözetim altına alındı.

BDDK yaşanan sorunların giderilmesi için sermaye takviyesini şart koştu.

Ancak 10 Şubat 2001 itibariyle ihlas finansın yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçe gösterilerek faaliyet izni durduruldu. Gerekçenin tam metninin özeti “ortaklsra güvenmiyoruz” şeklindedir. 

(Bankalar Kanunu’nun 14’üncü maddesinin 3 ve 4 numaralı fıkralarındaki şartların oluşması: “yükümlülüklerini yerine getiremeyen ve alınan önlemlere rağmen likidite sorununu çözemeyen kuruluşlar)

Şirket kapandığında tam 35 şubesi ile faaliyet gösteren bir islami bankacılık kuruluşuydu. Öte yandan toplamda 900 trilyon aktif büyüklüğü, bunun karşılığında ise 750 trilyon müşteri mevduatı ve 42 trilyon özkaynak vardır. 1999 senesinde şirket  9,8 trilyon karı etmiştir.

Bu süreçte ihlas finansın hisseleri borsada işlem gördüğünden SPK önlemler almıştır. Alınan önlemler özetle şirket bilanço bilgilerinin aylık düzenli takip edilmesi ile şirketin şirketleri İhlas Holding, İhlas Ev Aletleri, İhlas GYO ile Kristal Kola şirketleri arasında gerçekleştirilen fon hareketleri detaylı incelenecek demiştir. 

Bunun üzerine ihlas finans 470 civarı çalışanın iş akdini fesih etmiş 5 genel müdür yardımcısıyla yollarını ayırmıştır.

İhlas Finans Olayı

Şimdi malumunuz günümüzde TMSF diye bir kurum var. Bank run hadiselerinin geçmiş dönemlerde ciddi finansal krize sebep olması, bu finansal krizlerinde reel sektöre sıçraması ve günün sonunda tüm ülke ekonomisinin içine etmesi nedeniyle bazı önlemler alındı. Bu önlemlerden birisi de TMSF idi. Yani mevduatçı yurttaşların mevduatlarının belirli kısmı devlet tarafından garantiye alınıyordu. Hoş halen de böyledir. Ancak o dönemde TMSF özel finans kurumu olarak geçen bir kurumdu ve ÖFK’lar TMSF kapsamında değildi. Yani buraya yatırdığınız mevduatın devlet garantisi yoktur.

Dolayısıyla bir anda ortaya ihlaszedeler adlı bir grup ortaya çıktı. Tahmin edebileceğiniz üzere bunlar parasını alamayan ve şirkete klasik icra yoluyla dava açan müşterilerdir.

İhlas finans el koymanın ardından şöyle bir açıklama yaptı : 2001 krizi nedeniyle gecelik repo faizleri %2000’i buldu. Bunu gören mudiler bizdeki vadeli hesaplarını bozdu ve nakit istediler. Bunu dünyada hiçbir banka karşılayamaz. Şu an zaman darlığından ödeme yapamıyoruz. Biraz vakit verirseniz hepsini ödeyeceğiz.

Her neyse şirket bu şekil tasfiyeye girmiştir.

İşin Mahkeme Boyutu

Şirketin sahiplerine ve o dönemin yöneticilerine nitelikli dolandırıcılıktan dava açılmış olsa da 2005’te dava neticelenmiş ve tüm sanıklara basiretli tacir gibi hareket etmemekten ceza verilmiştir. Bu da yaklaşık 1 yıl 4 aylık bir hapis cezasıdır.

Yani resmi olarak bir finansal dolandırıcılık olayı günün sonunda tespit edilememiş ve ihlas finansın likidite krizinden gittiği mahkemelerce onaylanmıştır. 

Bununla birlikte ihlas finans hakkında çok sayıda iddia da vardır ki yazımızda bunlara iddia olarak yer veriyoruz. Zaten bu yazıda yorum yapmamamın sebebi de budur.

Bununla birlikte firmanın ve holdingin mal varlıklarına hiçbir şekilde el konulmamıştır. Bildiğiniz üzere o dönemde batan ne kadar banka varsa ki bu platformda sayfalarca yazdık (demirbank, imarbankası, pamukbank, toprakbank) hepsinin sahiplerinin mal varlıklarına el konuldu. Ancak ihlas finansta bu hiç yaşanmadı. Bu durum sanırım tasfiye sürecinin TMSF tarafından zorunlu olarak değil ihtiyaren yapılmasından kaynaklanıyordu. Anlatacağım üzere ihlas finans normalde TMSF tasfiyesine tabi değildi. Zaten mağduriyetin büyük bir kısmının sebebi bundan TMSF çok daha sonradan ihlas finans tasfiyesini üstlendi.

İşte kimisi diyor ki ihlas finansın ortaklarının ve grup şirketlerinin hiçbirinin mal varlığına el konulmaması torpilli olduklarını gösterir filan yorum yine sizde.

İhlas Finans Tarafının İddiaları

İhlas finans tarafı ise ısrarla kendilerinin fetö tarafından batırıldığını iddia etmişlerdir. Bu grubun iddiası ise aşağıdaki röportaja dayanmaktadır.

Gelelim Fetullah Gülen’in yanında 45 yıl yöneticilik yapmış Latif Erdoğan’ın beyanlarına. Latif Erdoğan şunları söylüyor: “Holdingin içine bizden ekip sızdırdık, batıyor söylentileri çıkartıp cemaatten para yatıranlarla birlikte diğerlerinin de çekmesini sağladık.”

Yani ihlas finans bank runını biz başlattık diyor.

Sağ cenahın popüler yazarlarından Ahmet Hakan, yukarıdaki röportaj üzerine 2017 yılında verdiği bir röportajda Mücahit Ören’e atfen “Kes ağlaşmayı Amerikalı Mücahit, garibanlar parasını alamazken sen lüks içinde yaşıyorsun” sözleriyle yüklenmiştir. 

Kurucu ve Eski G.M. Ali Çolak’ın İddiaları

Her ne kadar durum böyle olsa da İhlas Finansın kurucularından ve genel müdürlüğünü yapmış olan (aynı zamanda eski bakanlarımızdandır) Ali Çolak hadiseye ilişkin basına bazı açıklamalarda bulunuyor.

Ali Çolak 1995’te görevinden ayrılıp siyasete giriyor.

Ali Çolak açıklamalarında özetle “İhlas Finansın faaliyetlerinin son bulması 2001 yılında CHP’li Maliye Bakanı’nın talebiyle oldu. BDDK görevlisi ve ben o zaman milletvekiliydim bakan değildim. 

Ama hemen 2 sene sonra bakan olunca teftiş kurulu görevlendirdim ve aylık denetimleri devam ettirerek SPK, BDDK ve Hazine ile irtibatlı olarak devam ettirdik. Sonucunu da raporlarla mahkemeye intikal ettirdik. Nitekim mahkeme de bunlar hakkında nitelikli dolandırıcılıktan hüküm giydirdi.

Bu arada TMSF Başkanı ile de bu raporlar üzerine görüştüm. Abdüllatif Şener o zaman ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısıydı. Ben Sanayi ve Ticaret Bakanıydım. O çalışmalar sırasında bizim müfettişlerin raporuna istinaden CHP’den Akif Hamzaçebi tarafından hatırlıyorum bir önerge verildi. O önerge Bütçe Komisyonu’nda bizim bilgimiz dışında reddedilmiş. 

Bizim müfettiş raporlarına göre paraların nereye gittiğini maalesef tespit edememiştik. Ama mahkemeye intikal edince mahkemenin yetkisi dahiline girdi. Özel finans kurumlarında normal ticari banka gibi kredi talep eden şahsa nakit para ödenmez. Duyumumuza göre para kişiler kanalıyla kredi gibi nakledilmiş. İhlas Holding’de çalışan kendilerine yakın kişilerin kurduğu şirketlere aktarılmış.” demiştir.

Abdüllatif Şener’in İddiaları

Dönemin Ekonomi Bakanlarından Abdüllatif Şener ise bu konuyla alakalı olarak şunları demiştir.

“İhlas Finans’ı yöneticileri batırdı. İyi yönetememişler, bunun neticesinde yoğun mevduat çekilişi ardından BDDK kararıyla tasfiyeye sokulmuşlardır.”

“Rasyosu (Sermaye yeterlilik oranı) bozulan bankalar, kanuna göre fona devrediliyor. TMSF, borçlarını ödeyerek ortadan kaldırıyor. 

Ama İhlas Finans’la ilgili farklı yöntem uygulandı. O tarihte Ecevit hükümeti vardı. Hükümet ve BDDK, finans kurumlarıyla ilgili Tasfiye Kurulu kurdu. Şirket gibi tasfiyesine karar verildi. Öyle bir Tasfiye Kurulu ki, İhlas’ın sahibi ve yöneticileri başında ve yönetiminde idi. Yani İhlas Finans ve şirketleri ellerinden alınmadı. Hesap sorulacak kişiler, Tasfiye Kurulu’nun başında oldular.

Dönemin TMSF başkanı Ertürk bana “Şu anda yaptığımız hesaplamalara göre İhlas Finans’ın 800 milyon dolar varlığı var, alacaklıların 500 milyon dolar. TMSF’ye devredilirse ben garanti veriyorum, 3 ay içinde bütün alacaklıların parasını öderim” dedi.  Devlet kesesinden, Hazine’den de bir kuruş ödenmeyecekti. Makul çözüm olarak gördük.

Zaman zaman açıklama yapıyorlar, borç şu kadar oldu diye. Rakamlar küçülüyor… O küçülen rakamların hemen hemen hepsi alacaklıların ölümüyle, mirasçıların takipten düşmesiyle gelişen olaylar. Kimseye bir şey ödedikleri yok.” demiştir.

Mağdurlar Ne Yaşadı ?

İnternetten ve mağdurların paylaştıklarından duyduklarımı da aktarayım. Bazı mağdurlar şirketten kendilerine ulaştıklarını, içerde bulunan paraları karşılığında su arıtıcısı, elektrikli şofben, muhtelif ev aletleri, gayrimenkul teklif edildiğini iddia etmiş. 

Bazı mağdurlar ise yine kendilerine ulaşılarak paranın taksit taksit ödeneceği hususunda anlaşıldığını söylemiş.

Sabahattin Önkibar Takkeli Firavunlar kitabında, Dr. Osman Vedüd Eşidir ise Bir Medya Patronunun Akçeli Hikayesi kitabında konudan detaylıca bahsetmişlerdir.

Bu kitaplarda yazan bir takım iddialar şunlar:

Müşterilerden toplanan paralar hükümete ve askeri kanada yaranmak için oradaki kritik bürokratlara karşılıksız olarak verildi.

Sanat dünyasında popüleri tenim arttırılması, cemaate nefer katmak maksatlı karşılıksız edimlerde bulunuldu.

TGRT ve Türkiye gazetesinin finansmanında toplanan paralar kullanıldı.

ABD’de villa yapılıp satılmak için cidid miktarda arsa alımı gerçekleştirildi.

Muhtelif belgesel çekimleri için ciddi paralar harcansa da bu belgesellerin hiçbirisi satılamadı ve tamamından zarar edildi.

Sonuç

İhlas finans olayı özetinde bir sonuca ulaşmak güç. Çünkü iddialar fena. İhlas finans kötü yönetimden mi battı yoksa cemaat kapışmasına kurban gidip fetö mü batırdı yorum sizin. Günümüzdeki duruma bakalım biraz da.

2022 yılı itibariyle ihlas finans devlete, SGK’ya, çalışanlara olan borçlarını tamamen ödedi. Bununla birlikte cari hesap olarak nitelendirilen borçlarını da ödedi. Sadece katılım hesabı borçları kaldı. Burada kişi sayısının yaklaşık 19 bin olduğu söyleniyor.

Tutar hakkında bilgi edinemedim açıkçası. Mağdurlar da bu 19 binlik grup içerisinde. 

Eğer şirketin vaziyetini ve güncel durumunu merak ediyorsanız kendi web sitelerindeki tasfiye raporlarını okuyunuz.

Efenim kalemimiz yettiğince ihlas finans olayını aktarmaya çalıştık. Esen kalın.

yatirimkurusu

10 yıldır finans sektöründe denetçi, İngilizce biliyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçeriklerin kopyalanması engellenmiştir.