Yatırım

Hisse Fiyatı Nasıl Belirlenir ?

Konumuz borsada işlem gören bir şirketin hisse fiyatı nasıl belirlenir meselesi. Yazımıza hisse fiyatı nasıl belirlenir sorunuza cevap verdikten sonra borsa yatırımının belki de en kritik meselesi olan hisse fiyatlarının neye göre değiştiği, hisse fiyatı ne zaman düşer ne zaman artar, KAP bildirimleri geldiğinde ne yapmalıyım konularına değineceğiz.

Hisse Fiyatı Nasıl Belirlenir ?

Sizin bir yatırımcı olarak hisse fiyatı nasıl belirlenir meselesini bilmeniz temeldir. Hisse fiyatı değiştiğinde diğer durumlar sabitken hisse fiyatının nasıl hareket edeceğini öngörmeniz ve tahmin etmeniz sizin yararınıza olacaktır. Şimdi bu etkileri ve etkilerin hisse fiyatını değiştirmesini inceleyelim. Bu arada bu aşağıda yazdıklarım ortalama bir piyasa için söz konusudur. Yani diğer şeyler sabitken (ceteris paribus) sadece bu değişiklik olduğu zaman hisse fiyatı aşağıdaki şeylerden etkilenmektedir. 

Ceteris Paribusu Anlamak

Günümüz dünyasında haber akışı çok fazla olduğundan muhtemelen anlatacağım gelişmeleri aynı günde göreceksiniz. Yani ceteris paribus olayı çoğu zaman gerçekleşmeyecek. Bu noktada esas olan hangi haberin sizin ortak olduğunuz şirketi daha çok ilgilendirdiğini tespit edebilmek, yatırımcının bu habere nasıl tepki vereceğini ve tepkinin ölçüsünü anlayabilmektir. Tabi bu dediklerim Borsa Yatırımı yazısında bahsettiğim Değer Yatırımı, Orta Vadeli Trade Yatırımı yapanlar ile Kısa Vadeli Trade Yatırımı yapanlar için geçerli. Yoksa benim gibi temettü için hisse alıyorsanız, ya da ne bileyim çora çocuğa hisse alıyorsanız hisse fiyatı nasıl belirlenir meselesi sizi ırgalamaz. Çünkü hep 50 TL’lik alırsınız. 

Volatility İndex ki kısaltması VIX’tır, endişe endeksi de denilen, esasen hisselerin volatilitesini yani oynaklığını gösteren bir endekstir. Bir hisse fiyatının bakılan tarih aralığında (aylık-haftalık-günlük) aldığı minimum değer ile maksimum değer arasındaki fark ve hissenin grafiğinde gördüğünüz sürekli iniş çıkış yaşanması hissenin çok değişken fiyatlı bir yapıda olduğunu gösterir. Bu tip hisselerde sabırlı olmazsanız muhtemelen yanlış yerde (yüksekken) girip yanlış yerde (düşükken) çıkacaksınız. 

Hisse fiyatı nasıl belirlenir meselesini biraz daha açalım. Şimdi aşağıda yazılanları okudunuz. Orada firmaya güçlü bir sermayedar girmesi hisseyi pozitif etkileyecektir yazmışım. Araştırdınız ettiniz A firmasına Arap diyarından çok güçlü bir sermayedar gireceği dedikodusunu öğrendiniz. Varı yoğu satıp bu hisseye girdiniz ve beklenti gerçekleşti. Arap sermayedar şirketi devraldı ama o da ne hisse fiyatı düşüyor. Tam hisse fiyatı nasıl belirlenir yazısının altına gelip sövmeye koyuldunuz ancak bir baktık ki ülke savaşa girmiş. Suriye ile sahada çarpışıyoruz. Böyle bir şartta her ne olursa olsun esas olan her daim ekonominin genel konjonktürüdür. Bunları yaşadıktan sonra bana geri dönüp sormayın niye böyle oluyor diye.

1.Firmanın Yatırım Yapması ve Hisse Fiyatı

Bir firmanın belli bir yerde yatırım yapması, yani fabrika açması, yeni bir ürün ya da sektörde üretime başlaması bizim piyasada enteresan bir şekilde genelde hisse fiyatının artmasına neden oluyor. Bazen bu söylentiler spekülasyon ya da manipülasyon maksadıyla bilerek çıkarılıyor ve dedikodu önce küçük yatırımcıya salınıp mallar tavandan çakıldıktan sonra bir açıklama yapılıyor ve biz anlaşamadık/ böyle bir yatırım planlamıyoruz filan deniyor. Sonra hisse çakılıyor. Bu da bir silkeleme yöntemi bu arada. 

Bir firmanın yatırım yapıyor olması genelde olumlu karşılanır. Bu durum ülke ekonomisi için gerçekten çok iyidir. Peki, aynı durum firma için iyi midir? Bu hususa biraz yakından bakmak ve haber ilk KAP’a bildirildiğinde hisse fiyatında yaşanan coşkuyu sükunet ile gözlemlemek gerekir.

Firma gerçekten yatırım yapacak olsa dahi kimse de demiyor ki aga bu firma hangi sektöre giriyor, kimlerle rekabet edecek, yatırım yapıyor ama hedef kitlesi kim, bu yatırım ona uygun mu? Hisse başlıyor tırmanmaya. Hatta haber genelde ilk böyle herkesin ulaştığı haber sitelerine yansıyınca yatırımcı galeyana gelip hisseyi tavan tavan kapattırıyor iki gün boyunca. Bu arada malı satan satıyor tabi. Bir süre daha böyle devam ediyor. Sonra firma tekrar kendi normal fiyatına geliyor. 

Firmanın yatırım yapması haberinin bir anda hisse fiyatını çıkarmasını spekülatif buluyoruz ama ya firmanın yatırımı gerçekten faydalıysa?

Benim bu noktada öngörüm gerçekten uzun vadeli yani evladiyelik dediğimiz nitelikte bir yatırım yapıyorsanız, hissedarı olduğunuz firmanın yatırım yapması yaklaşık 5 yıllık projeksiyonda hissenin cirosunu, karlılığını ve pazar payını arttıracaktır. Ancak bunun gerçekleşmesi 5 yıldan kısa sürede olmaz. Hatta bu ilk 5 yıl boyunca hissenin mali verileri muhtemelen kötüye de gidecektir. Çünkü yatırım için mevcut faaliyetlerine ek olarak borçlanacak, borçlanma ve finansman giderleri ve ekstra birçok gideri ortaya çıkacak, muhtemelen de karlılık yani net kar marjı dediğimiz husus oldukça azalacaktır. 

Yani tabii ki yatırım haberi ile firmanın hisse fiyatı çakılsın demiyorum ama bu kadar çok yükselmesine de çoğu zaman anlam veremiyorum. 

2.Firmanın Yeni Bir Firma Alması ve Hisse Fiyatı

Bir firmanın yeni bir firma alması çoğu zaman hisse fiyatının yönünü yukarı doğru etkiliyor. Bu da bence  başlıkta açıkladığım firmanın yatırım yapması gibi bir efsane. Burada bence esas bakılması gereken firma kimi niye alıyor meselesi. Yani firma yatay mı büyüyor yoksa dikey mi büyüyor, yoksa yöneticiler başka bir sektörde bambaşka bir fırsat görüp bir bilinmezliğe yelken mi açıyor. Tabi borsa dediğiniz şey uzun vadede sürekli doğru olan düşüncenin ve hesaplamanın kazandığı, kısa vade de ise toplum psikolojisini doğru tahmin edenin kazandığı bir platform. 

Firmanın yeni bir firma alması ya da birleşmesi farklı soruları da birbirinin yanında getirir. Birleşme dikey mi yoksa yatay mı, kiminle, sektöre neden giriliyor, neden ihtiyaç duyuldu gibi soruları cevaplamak gereklidir.

Bu tip yatırım, yeni ortak, yeni firma haberleri muhteviyatına bakılmadan piyasada pozitif algılanıp hisse fiyatını arttırıyor. Tabi kısa vadede. Bir sonraki dönem firma finansalları yayınlandığında ve yatırımın maliyeti ortaya çıktığında aslında bu yatırımın orta vadede firmanın finansallarını kötüleştirdiği görülüyor. Peki, uzun vadede? İşte bence işin kritik noktası bu. Özellikle temettücüler için. Yani firmanın yeni girdiği sektörün uzun vadede firmaya nasıl bir getirisi olacak konusunu doğru analiz eden işin nihayetinde kazanıyor. 

Yatırım Konusuna Bir Örnek

Örneğin Aselsan’ı düşünelim. Bu arada hep aynı hisseyi veriyoruz örneklerde millet yanlış anlamasın diye. Yani bizi de hisse pazarlıyor lan bu filan diye afişe etmeyin sağda solda. Aselsan bu sitede hisseye sürekli örnek verilecek bir firma. 

Aselsan ne iş yapıyor? Savunma sanayi ve orduya muhtelif silah, araç gereç ve teknoloji satışı. Temel işi bu. Hissedar yapısı cart curt hepsi ortada zaten anlatmaya gerek yok. 

Şimdi Aselsan bir yatırım yapma kararı almış, bir yere yatırım yapacak, alternatiflerde şunlar; (dikkat çeksin diye çarpıcı örnekler veriyorum)

1.Perakende gıda sektöründen Migros’un satın alınması

2.Kompozit üretimi yapan F-M İzmit Piston ’un alınması

3.ABD’deki ve dünyanın sayılı savunma sanayi şirketlerinden Lockheed Martin (ABD’nin Aselsan’ı diyebilirim) satın alınması

Şimdi bu 3 haberi girsek, hepsinin de hisseye katkısı aynı olur. Uzun vadede 1 batar, 2 firmaya katkı sağlar 3 uçurur. Ama haber ilk çıktığı anda hepsinin etkisi aynı yönde ve yukarı olur. Piyasada benim gözlemlediğim ve dikkatinizi çekmeye çalıştığım husus da budur. Kimse içeriğe bakmıyor.

Haber bir çıkıyor, hurraaaaa al al al al, sonra, daha yatırımın sonuçları yani en azından iyi sonuçları 5 seneye filan gelecek, yatırım maliyetleri bundan sonraki ilk bilançoda firma finansallarını cart diye ortasından yarıp geçecek. Sonra vay efendim bunlar firma aldı da fiyatı niye düştü filan diye ağlayıp sızlanmayın.

Çünkü bu ülkede yatırımcıların hiç birisi hisse fiyatı nasıl belirlenir bilmiyor ve sen de bunlardan birisin. 1 no.lu yatırım belli. Çakılacak. Firmayı mahvedecek ama kimsenin umurunda değil. Niye? Firma başka bir firmayı alıyor ya, büyüyecek ya, oooohhhh ciro da artacak, kesin çok kar edecek bu işten… Dikkat edin. Firmanın hangi firmayı niye aldığını iyice araştırın. Dünyada her firma alımı ya da her yatırım zaten karlı çıksa firmalar bu kadar çok düşünmez, araştırma faaliyetlerine milyonları gömmezdi. 

3.Firmanın Yeni Bir Ortağa Geçmesi ve Hisse Fiyatı

Bu da bizim piyasanın enteresan vaziyetlerinden biri. Firma yeni bir ortağa geçtiği anda inanılmaz pozitif bir hava oluşuyor. Ya anlamıyorum arkadaş, adamın sermayesine bir bak, benim firmanın faaliyet gösterdiği sektörde daha önce tecrübesi var mı bir bak, alan kim ahlaklı mı ona bir bak, sana çakar mı ona bir bak, temettü dağıtır mı ona bir bak… Yok, yine kimse takmıyor bu soruları, böbrek dalak ne varsa satıp giriyor hisseye. Sonra diyaliz merkezlerinde doluluk oranları artış gösteriyor.

Bir kere bir firmaya yeni sermayedar geliyorsa ilk bakacağın şey gelen sermayedarın, sahip olduğu firmalarında sermaye gücü ve uluslararası sermaye gücüdür. İkinci bakacağın daha önce bu sektörde tecrübesi olup olmadığı, mevcut firması olup olmadığı, alan adamın temettü dağıtma alışkanlığı olup olmadığı, adamın daha önceki firmalarında küçük yatırımcıyı kaç kere silkelediği, yeni ortağın mevcut iktidarla arası, iş bağlama yeteneği filan. 

Bunlar olmazsa faaliyet de olmaz, kar da olmaz. Aldığınla kalırsın. Böyle yüksek fiyattan mal çakılan yatırımcılarımız sağda solda ağlanıyor. Ağlama güzel kardeşim, hisse fiyatı nasıl belirlenir, aldığın şey nasıl fiyatlanıyor öğrenmediğin müddetçe ağlamaya devam edeceksin.

4.Firmanın Yeni İş Bağlaması ve Hisse Fiyatı

Bakın bu konuda ben de piyasa ile aynı yönde düşünüyorum. Mesela Aselsan hep kullandığımız örnek ama bu örneğe de çok uyuyor. Aselsan yurt dışından iş bağladığı haberi KAP’a düştüğü anda hisse fiyatı yukarı oynar. Bu kısa vadede firmaya likidite, kar ve ciro artışı olarak geri döneceği içindir. Piyasa yani daha doğrusu ülke piyasası bu veriyi doğru okur ve hisse fiyatı artar. 

Ama tabi firma tek bir iş bağladı diye hisseyi uçurup kaçırmanın da bir âlemi yok. Yeni bağlanan işin de belirli bir sınır var. Bunu neyle ölçerim derseniz firmanın açıklamalarından yani kapa bildirdiği yeni iş sözleşmesi tutarını geçmiş dönemki brüt /net kar verilerine iblağ edip, firmanın proforma gelir tablosunu hesaplarsınız, sonra bu karın firma hisse fiyatına karşılığına yani F/K’ sına bakarak hareket edersiniz.  Belirli bir alım sınırı ekler yani F/K’ sı şuraya gelene kadar alacağım deyip alabildiğiniz kadar alır, önden belirlediğiniz hisse fiyatına vurduğu anda bırakırsınız hisseyi. Zaman içerisinde hisse fiyatı aşağı yönelirse alabilirsiniz almayabilirsiniz, o sizin kararınız.

Ne oldu yatırım zor iş değil mi? 

Kolay mı ulan para kazanmak. Çalışman lazım. Yok, öyle ben hisse alayım, firmanın fiyatı kendi kendine uçsun. 

Ülkedeki tüm borsacı kitle hisse fiyatı yükselirken ben trene bineyim, ama ilk binenlerden olayım, en son satanlardan olayım, paramı oturduğum yerden 10’a katlayayım derdinde. Bu düşüncenin sonu da genelde hüsrandır bu arada. Ponzicileri anlattık, aynı madoff kafasıdır. Trene ilk bineceğim derken trenin tüm vagonları size girmiş olur. Bunu fark edersiniz tabi ama yapacak bir şeyiniz olmaz. 

5.Bedelsiz Sermaye Artırımı ve Hisse Fiyatı

Bedelsiz sermaye artırımı meselesi benim en sevdiğim gelişmelerden biridir. Tabi sevme sebebim yine toplu bir histeri halinde bedelsiz yapacak firmanın hisselerinin satın alınarak hisse fiyatının yükselmesi nedeniyle değil. 

Eminim çoğu kişi alırken dahi bedelsiz sermaye artışının ne işe yaradığını bilmiyor. Ya zaten canına yandığımın memleketinde kimse hisse fiyatı nasıl belirlenir bilmiyor abi. Sebepsiz sırf fiyatı artacak iki de ben faydalanayım diye alınıyor bu süreçte hisse. Gelelim niye sevdiğime?

Resimde bir hücrenin mitoz bölünmesini görmektesiniz. Elinizdeki hisse senetleri de bedelsiz sermaye artışını müteakip hesaplanan tutar/oran üzerinden bölünerek, bazen buçuklu bazen tam olacak şekilde bakiyenize eklenecektir. 

Bedelsiz sermaye artışında firma iç kaynaklarından, dışardan bir borç almadan ya değerleme artışı, ya hisse/tahvil ihraç primi- ülkemizde görmedim ama usuldendir yazalım- ya da geçmiş yıllar karlarının yedirilmesi ile sermaye artışı yoluyla yapılan bir şeydir. Yani adam geçmişte elde ettiği karı ortağa dağıtmıyor, ya da muhtelif gerekçelerle yaşanan değerleme artışlarını (mesela şirketin bilançosunda yer alan gayrimenkullerin tekrar ekspertiz edilmesi sonucu değerinin artması ve amortismanların tekrar hesaplanmaya baştan başlanması) firma ortaklarına yedirmiyor, direk işe koyuyor parasını. Bu firma sahiplerinin işi büyütmek istediğine bir örnektir. Sermaye niye koyulur? İşi arttırmak için. Düz düşünün. Bu işi büyütme niyetini gösterir. 

Bedelsiz sermaye artışını yapar yapmaz hisse senedi bölünür ve sizin bir hisseniz varken iki olur (oranı hesaplaması filan var ama teknik detaya girmeye gerek yok, açıkçası pek bir faydası da yok bırakın finansçılar hesaplasın). Ama sizin yatırdığınız para da artmaz. Yani yekünde ne zararınız olur ne karınız. Bu biraz daha geleceğe dönük bir durumdur. Dediğim gibi bu yapılıyorsa muhtemelen bir planlama var. 

Bu işin tek kötü yanı şirketteki ortaklık oranınızın azalmasıdır. Ama benim şahsi kanaatim şayet firmada söz hakkım olsun istemiyorsam niye böyle bir şeyi dert edeyim kendime.  O yüzden bu meseleyi pek sallamam. Yani özetle benim için kötü bir yanı yoktur. 

Hisse senedi fiyatı bedelsiz açıklamasıyla kısa vadede yükselir. O aralıkta kesinlikle bu hisseden almam. Belirli bir süre sonra milletin ateşi sönüp hisse senedi fiyatı normale dönünce rutin alışlarıma devam ederim.  Bedelsizin kötü olarak sayacağım bir yönü de bu sanırım. Yani hisse alımına ara verme meselesi. 

Özetle bedelsiz candır. Koruyalım kollayalım. 

6.Endeksin Yükselmesi ve Hisse Fiyatı

Bu ilişkiyi açıklayan kavram beta verisidir. Beta verisi kısaca endeksin geneli ile yani BIST 100 endeksinin yönü ile firmanın hisse fiyatı arasındaki korelasyondur. 1 ile -1 arasında gider gelir. Eğer elinizdeki hissenin endeksle korelasyonu yüksekse endeks yükseldikçe yani ülkenin yatırım yapılabilirliği arttıkça sizin elinizdeki hisse senedinin fiyatı da artacaktır. Bu aynı zamanda sizin şirketinizin borsanın taşıyıcı hisseleri arasında olduğunun ve ülkenin gözde firmaları arasında olduğunun bir göstergesidir. Ek olarak elinizdeki hissenin yabancıların özellikle ilk borsaya girişlerinde tercihlerinden birisi olduğuna da bir işarettir. Ancak bu durumu hepten olumlu yorumlamak doğru değildir. Nasıl ilk girişte tercihi ise çıkışta da ilk satacağı şey sizin hisseler olacaktır. Tahtasında yabancı oranı yüksek olan hisseler için ayrı bir strateji kurmanız gerekir. 

Resimde birbirleri ile pozitif korelasyona yani betaya sahip iki değişkenin zaman serileri içerisinde ilerlemesini görüyorsunuz. Eğer sizin elinizde tuttuğunuz hisseler borsa endeksi ile korelasyona sahip ise muhtemelen ülke ekonomisini etkileyen veriler sizin elinizdeki hisseleri de aynı yönde ve yaklaşık miktarda etkileyecektir.

Benim bu tip hisselerde tavsiyem hisse bazında değil korelasyon verisi olan betayı portföy bazında değerlemek. Ama bunu düz ortalama ile yapmayın. Yani elinizdeki hisselerin beta verilerini toplayıp hepsini hisse adedine bölmeyin. Portföyün beta verisi ağırlıklı ortalama yöntemi ile hesaplanır. Bu şekilde hesaplama yapın.

Velhasıl kelam bu veri takip etmeniz gereken ve strateji demeyelim de taktik oluşturmanız gereken bir veridir. Hisse fiyatı nasıl belirlenir yazısının önemli unsurlarından birisi bu beta verisidir. Portföy oluştururken muhakkak dikkat edin bu beta verisine. Benim nihai tavsiyem yıldan yıla ve ya marjinal olaylar geliştikçe bu veri hususundaki taktiklerinizi revize etmeniz yönündedir. 

7.Ülkenin Makro Ekonomik Verileri ve Hisse Fiyatı

Ülkenin temel makro verileri Ekonomi Yönetimi yazımda detayıyla izah ettiğim üzere aşağıdaki şekildedir. 

Büyüme, Enflasyon, İşsizlik, Kamu Borcu/GSYİH, Cari Açık/GSYİH ile MB rezervleri. Bu verileri ekonomik göstergeler sayfamda güncelleyip yayınlıyor ve altına yorum da yapıyorum.

Hepsini uzun uzadıya değerlendirebilirim ama iyi kötü bu sayfaları okuduğunuza göre finansa ilginiz var. Yani bu verilerin hangi yönde hareket ettiğinde ülke için iyi mi kötü mü olduğunu biliyorsunuz. Ancak bilgilerimi tazeleyeyim vs. diyorsanız ekonomik göstergeler nasıl yorumlanır yazımı okumanızı şiddetle tavsiye ederim.

Ülkenin temel makroekonomik verilerindeki değişim ile hisse fiyatınız arasındaki etkileşimi zaman içerisinde tecrübe edeceksiniz. Her hisse yapısına göre makroekonomik verilerden farklı olarak etkilenmektedir. 

İşte bu verilerin açıklanması piyasada heyecanla beklenir. Yani her seferinde dünya kupası kurası heyecanı yaratmasa da her veri yayınında paranızın miktarına göre Ziraat Türkiye Kupası kurası heyecanı yaşarsınız.

Bu verilere veya bu verilere ilişkin beklentilere göre borsanın seyri değişir. Yukarda söylediğim verilerin tamamı ülke ekonomisine ilişkindir. Ülkedeki firmaların ağırlıklı kısmı iç pazara çalıştığından ya da iç pazara çalışmasa dahi bu ülkede faaliyet gösterdiğinden bu verilerdeki her bir birim değişiklik sizin endeksi, endeksteki her değişiklik sizin yatırımınızı oynatır. Tabi bu biraz da sizin hissenizin endeksle betasına bağlıdır ama bunu da açıkladık. İsterseniz o bölümü bir daha okuyun. 

Bu verilere ilişkin ekonomistlerin beklentilerini okuyun ve elinizde tuttuğunuz hisse fiyatını nasıl etkileyeceğini kurgulayın. Buna oyun teorisi kullanın diyebiliriz. Genel bir yatırım fikri oluşur zaten.

Tabi piyasada 3 grup ekonomist var. 1. Grup yalamacı tayfa. Her bir habere pozitif yönden bakan hoplayan zıplayan grup. Saksafon icracısı ekip. Onları bi’ eleyin. 2. Grup full muhalif tayfa. Bunlarda her habere atlıyor ama hep negatif yönden bakıp öldük bittik diyor. Dolar 10 TL olacakçılar. Bunları da sallayın. Bizim işimiz. 3. Grup ile. Yani ortalama zekâda insana hitap eden, çok teknik konuşmayan, objektif bakan, doğru yorumlayan grup. Bunu siz bulacaksınız. Ben yönlendirme yapmıyorum çünkü siyasi bir çekişmeye girmeyi planlamıyorum. En azından ekonomi konusunda. 

Paranın rengi, yeşili-kırmızısı olmaz. Hele sizin paranızın hiç olmamalı. Siyasi görüşlerinize göre yatırım kararı almayın. Objektiflik size kazandıracaktır. Siyasi görüşlerinize göre karar alarak yatırım yaparsanız yukardaki adama dönüşürsünüz. Yatırım işi ciddi bir iştir. Objektivite ister. Ne yandaş, ne muhalif olun. 

Çünkü paranın siyaseti olmaz. Sizin görüşünüze göre ekonomi çok iyi ya da kötü olabilir ama bu realiteyi değiştirmez. O yüzden ekonomi politiğiniz size kalsın, hatta onlara kalsın. Biz paradan devam edelim. 

Bu adamların yorumlarını iyice damıtıp değerlendirip bir beklenti oluşturun. Piyasanın da beklentilerini göz ardı etmeyin. Hatta yabancı kurumlarınkini okuyun. Ülkedeki yatırım piyasasında esaslı bir oyun kurucu da (İngilizcesi daha güzel bunun game changer) yabancı yatırımcılardır. Onların hangi pencereden baktığını bilin. Nasıl aksiyon aldıklarını, alacaklarını ve beklentilerini gözlemleyin. 

En son kendi stratejinizi oluşturun. 

8.Ülkenin Karşılaştığı Siyasi Durumlar ve Hisse Fiyatı

Evet, bu konuda sanırım bizden yani Türk yatırımcılardan daha tecrübelisi yoktur. Gerçekten dışardan bakıldığında çok eğlenceli bir ülkeyiz ama içerisi öyle değil. Cadı kazanı. Bazen merak ediyorum bu İsviçre de filan adamların gündemi ne? Yani neyle meşgul oluyorlar. Bizim ülke her bir sınırından sorun akan, zaten coğrafya olarak allahın belası topraklar. Bu kadar hızlı gündem değişimi yaşanan başka bir ülke olduğunu da düşünmüyorum. 

Böyle bir coğrafyadaki ülkede yatırım yapmakta aynı hızı ve aksiyonu gerektiriyor gözlemlediğim kadarıyla. 

Resimde de görüyorsunuz. Gerçekten etrafımızda olup doğru düzgün vaziyette olan tek bir ülke bulunmuyor. Ya ekonomik krizle boğuşuyor, ya parası var siyasi istikrarı yok, ya da savaş halinde. E haliyle böyle bir coğrafyada yatırım yapmak zor zanaat. Para kazanmak için ayık olmanız gerekiyor.

Yani her an Suriye, Irak, İran’dan biriyle ciddi bir sorun yaşayabilir, Gürcistan’a Rusya’nın daldığını görebilir, Yunanistan’la uçaklarımız birbirini düşürebilir, Rusya ile muhtelif problemler yaşayabilir, Ermenistan’la sözlü olarak atışabilir, Bulgaristan’la osuruktan tayyare bir sebeple dövüşebiliriz. 

Tüm bunlar ülkenin siyasi pozisyonunu oluşturuyor derken son dönemde yurt dışında yerleştiğimiz yani askeri üslerimizin olduğu bölgeleri (Somali, Katar, Etiyopya, Libya, Kuzey Suriye, Karabağ …) de düşününce beynim yanma aşamasına geliyor. 

Terör olaylarından bahsetmiyorum bile. Yıllardır bitiremediğimiz PKK, yeni peydah olan IŞİD, her an hortlayabilecek Hizbullah, ülke içinde olan muhtelif fetö v.b. Amerikan tarzı terör örgütleri…

Kontrol Yok Gözlem Var

Yatırım dünyası böyle bir yer zaten. İnsanın en çok canını sıkan kontrol edemediği olay meselesini burada iliklerinize kadar hissettirirler adama. Dünyadaki en etkisiz adam olarak hissedersiniz kendinizi. Bu olaylar da öyle. 

Ancak bu durum sizi yıldırmasın. İyi gözlemleyin. Özellikle hisse fiyatı nasıl belirlenir yazımda yazdığım siyasi konulara ilişkin tekrar tekrar okuma yapın ve olayları gerçekten hisse fiyatı nasıl belirlenir, ben yatırımcı olsam nasıl etkilenirdim kafasıyla inceleyin. Özellikle bu lafım kısa vadecilere. Sürekli hoplayıp zıplamanız gerekiyor. Her olay için aksiyon planınızın olması gerekiyor. 

Güzel bir atasözümüz mevcut. Kavgada yumruk sayılmaz diye. Ülke bazında bir siyasi gerginlikte sizin hisseleriniz fiyatlarının yediği yumruklar yani yaşadığı düşüşler sayılmaz. Bu coğrafyada bu durum oldukça olağan ve genel siyasi durum ve kavgalarımız nedeniyle yatırımlarınızın zaman zaman değer kaybetmesine alışın. Belli bir süre sonra toparlayacaktır zaten.

İşte bunlar hep siyasi olaylar. Bu arada içerde de işler oluyor. Yani bu gün koalisyon kurulması, bakanların yüce divana gönderilmesi, yerel seçimlerde iktidarın oy oranını kaybetmesi vb. birçok gelişme yaşanıyor. Bunlara ilişkin mantıklı ve gerçekçi tahminler yürütmezseniz müdahale için piyasanın sizi beklemeyeceğini ve hemen aksiyon aldığını görürsünüz. 

Özellikle borsa ve dolayısıyla sizin hisse performansınızı olumsuz etkileyebilecek birçok sayıda olay var. Örneğin ülkede iktidar partisinin yerel seçimlerde kötü sonuç alması ya da buna ilişkin belirtiler, terör örgütlerinin faaliyetlerini arttırması ve manşet eylemler, ordunun bulunduğu yerlerde yani askeri üslerimizde yaşanan aleyhimize gelişmeler, uluslararası ilişkilerde sorun yaşadığımız dönemler, Avrupa Birliğinden uzaklaşma, komşularla sürtüşme ve çatışmalar. Bunlar temel olarak endeksin genelinde kötü etkiye sebep olur. Bu hareketler sizin hissenizin mikro bazdaki performansından bağımsızdır bu arada. Yani senin firman piyasada mali veri bazında en kuvvetli firma olsa dahi bu olaylarda çakılır. Çünkü yabancı yatırımcı hisseden ziyade genele bakıyor. Endekse dikkat ediyor. Ülkedeki yatırımcıların ağırlıklı kısmının (%65’i olduğu söyleniyor) yabancı yatırımcı olduğunu düşünürseniz, endeksin genelini yabancıların hareket ettirdiğini anlarsınız zaten.

9.Ülkede Yaşanan Doğal Afetler ve Hisse Fiyatı

Bir diğer mesele de doğal afet konusu. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu bilin. Ülkenin herhangi bir yerinden ülke ekonomisini ciddi şekilde her an etkileyebilecek bir deprem olabileceğini de bilin. Bu coğrafyayla alakalı bir durum. Tıpkı siyasi olaylar başlığında anlattığım gibi.

Piyasalarda beklenmeyen, gerçekleşse dahi bu olasılık ile yatırım yapmanın pek mümkün olmayacağı, ancak gerçekleşirse piyasalarda çok ciddi bir sarsıntı yaşatacak olan risklere siyah kuğu denmektedir. Mesela son dönemde Çin’de yaşanan Coronavirüs vakası bir Siyah Kuğu idi.

Bu doğal afet meselesi sadece depremle de sınırlı değil. Örneğin enflasyon verisinin önemli olduğundan bahsetmiştim yukardaki başlıklardan birinde. Diyelim ki (artık her sene olmaya başladı) Antalya’da sel, fırtına ya da hortum oldu. Ne olacak? Enflasyon zıplayacak. Çünkü orası ülkenin tarımsal üretim merkezi. Ya da aynı durum Mersin ve Adana için de geçerli. Bu üç il ülkeyi doyuran kısım. Bu üç ilden birinde afet olması demek enflasyonun zıplaması, oradaki üreticilerin bu sene üretim yapmayacağı anlamına gelir. 

Hatta kuvvetle muhtemel oradan temin edilemeyen ürünler ithal edilecek, ithal edileceği için de cari açığı arttıracaktır. Bunlar hep verileri etkiler ve oynatır. 

Siyah Kuğuya Önlem Alınmaz

Yine turizm beldelerinde bazen rant, bazen terör olayları nedeniyle yangınlar çıkıyor. Bunlarda başta turizm sektöründeki hisseleriniz olmak üzere az da olsa genele de sirayet edip portföyünüzün performansını düşürebilir. 

Bunu kontrol edebilir misin? Tabii ki hayır. Buna göre yatırım yapılır mı? Tabii ki hayır. Bu tip olayları ben siyah kuğu başlığı altında değerlendiririm. Nedir siyah kuğu? Bir ekonomistin öngörülemeyen olaylar için kullandığı bir terimdir. Bu afetler de benim için siyah kuğudur. Öngörülemez, tahmin edilemez, ne zaman geleceği bilinemez ve tabii ki bu risklere göre yatırım kararı verilemez. 

Diyeceksin ki ulan madem bir boku değiştirmiyor niye anlattın bunu bana? Haberin olsun. İki gün sonra ülkeyi sel götürüp borsa çakılınca kardeşim ben hisselerimi doğru da seçmiştim niye para kaybediyorum yaw diye dolanma ortalıkta. 

10.Firmanın Bilançosunu Etkileyen Haber Akışı ve Hisse Fiyatı

Bir firmaya yatırım yaptığınızda sizlere tavsiyem firmanın ana iş akışını bilin. Tabi şimdi siz, kardeşim iyi diyorsun da holdingler var, bunların bir sürü iştiraki var, hangi birini takip edeceğim diyeceksiniz. Bak holding konusunda haklısınız. Bu kadar takip ediyor olmama rağmen ben bile peşini kovalayamıyorum bu holdinglerin. O yüzden bu söylediklerimi holdinglerden ari tutalım. 

Yine Aselsan’dan devam edelim. Aselsan savunma sanayiine yönelik çalışan bir firma. Müşteriler genelde devletler. Dünyada Aselsan’ın çalıştığı ülkelerin başka ülkelerle gerginliğe girmesi, ya da ana müşterisi Türkiye’nin savunma bütçesini arttırması Aselsan’ın gelirlerinin (cirosunun) ve dolayısıyla karının artacağı anlamına gelir. Ya da Aselsan’ın ürettiği malların hammaddesi diyelim ki çelik. Çelik fiyatlarının artması, firmanın maliyetinin artacağı dolayısıyla da satışlarının azalacağı anlamına gelir.  Bunu göz önüne almanız gerekir. 

Firmaların bilançoları firmada neler olup bittiğine ilişkin size bir fikir verir. Teknik analiz gibi bilançoda da geçmişe bakıp firmanın geçmiş performansına dayanarak geleceğe yönelik tahminde bulunursunuz. Analiz kısmı önemlidir ve kendi bilanço analiz modelini yapmanız gerekir.

Haberin Hisse Fiyatını Etkileme Katsayısı

Borsada irili ufaklı çok fazla sayıda üretici firma var. Bizim borsamız nezdinde çelik üretimi yapanlar, ya da çelik kaynaklı üretim yapanlar da oldukça fazla. Bir sürü otomotiv yedek parça üreticisi de borsadadır. Bu firmaların yani üretici firmaların ağırlıklı maliyeti enerjidir. Enerji fiyatlarının artması bu firmaların iç piyasada elini zayıflatır ve cirosunu azaltır. 

Firmaları etkileyen bu ve bunun gibi haber akışlarını takip edin. Ama bu demek değil ki buna göre kısa vadeli trade edin. Unutmayın trade bambaşka bir seviye. Trade’i bilgiye dayalı yapacaksanız insider tradinginiz olacak, olmak zorunda ve bunun bir suç olduğunu da söyleyelim. Eğer borsadaki firmaların içerisinde tanıdığınız yoksa ya da sahibini tanımıyorsanız insider tradinginiz de olmaz. Ha bu adamları tanısanız bu adamlar size niye bu operasyonları söylesin o da ayrı hikâye. Saksıyı biraz çalıştırın yani. 

İnsider trading içerden öğrenenlerin ticareti şeklinde Türkçeye çevrilmektedir. SPK’ya göre suçtur. Hapis cezası vardır. Şirket içerisindeki yöneticilerin dışarıya haber sızdırarak borsadaki hisselerin fiyatlarını manipüle etmesini içerir.

İnternette en çok takip edilen ekonomi sayfasına ya da meşhur hisse senedi forumlarına haber düşüyor. İşte efendim X firma Y firmasını alacakmış, X firmaya Katarlı ortak geliyormuş… Bunlar haber akışı filan değildir. Benim size takip etmelisiniz dediğim haber akışı hiç değildir. Bunlar bildiğin manipülasyon maksatlı haberdir. Hadi iyi niyetli olayım dedikodudur. Dedikoduyla, duyumla tüyoyla yatırım yapılmaz. 

Bak bu yazıları okuyup sizi manipülasyona uğramış görmeyim. Sizi piyasada donsuz gezerken görürsem çok dalga geçerim. 

11. Devletin Vergi ve Teşvik Uygulamaları

Devletin vergi ve teşvik uygulamaları hisselere hareket kazandıran bir diğer etkendir. Örneğin devletimizin zaman zaman paraya ihtiyacı oluyor, gidip şu otomotivcilerin vergisini arttırayım onlardan alayım parayı bu seferlik diyor. Hooopp noldu abi? Senin otomobil satan hissen, otomobilcilere yedek parça üreten pistoncun, frencin hatta jantçın eğer sadece iç piyasaya satış yapıyorsa yandın. İç satışlar çakılacak demektir bu. İç satışların azalması gelirin yani cironun düşmesi, bu ise karın azalması anlamına gelir. Unutma karı azalan firmayı piyasa oyuncuları mutlaka bir sonraki bilanço döneminde cezalandıracaktır. 

Game Changer, yani oyun değiştirici olarak söylenen kavram Türkiye’de devletin bizzat kendisidir. Tüm kuralları, oyunu kendisi yazar, istediği zaman değiştirebilir. Yatırım yaparken devletin oyun kurucu/değiştirici olduğunu, istediği sektörü kaldırıp indirebileceğini bilin. İstediği sektöre teşvik verip ayağa kaldırabilir, istediği sektörde ise ağır vergi yükleri bindirerek sektörün önünü kesebilir.

Tabi hep kötü anlatıyoruz bu işin iyi tarafları da var. Devlet baboşun canı sıkılıp belirli bir sektöre teşvik kararı da alasıgelebilir. Misal yazılım firmalarına teşvik vermeye karar verdi devlet. Sende de muhtelif yazılım firmaları var. Abi bu haber düşer, hisse fiyatı bir artar, vay oldu olacaktı derken biraz sallanır sonra haber resmi gazetede gerçekleşince senin hissenin değeri artar. Ama bu muhtemelen fiktif bir artıştır. Burada kendi payını alan (kim kimin payını alıyo kendi payının…) hisseden çıkar. Yani kar satışı dediğimiz mesele ile hisse fiyatı düşer. Uzun vadede elinizde bulundurduğunuz firma bu teşviklerden yararlanayım biraz da yatırım yapar geliri arttırırız diyorsa piyasa mutlaka bunu da fiyatlar. 

12. Firma Yöneticilerinin Siyasi Pozisyonları ve İktidar Değişimi

Bu durum tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de ciddi ehemmiyete sahiptir. Devlet bizim gibi GOÜ’ler de (gelişmekte olan ülkeler) piyasadaki en zengin aygıttır. Devlet oyun kurucudur. Rant dağıtıcıdır. Gelir dağıtıcıdır. İşverendir. Hükümet ise bu aygıtı yöneten karar verici organdır.  Bizim gibi GOÜ’lerin en önemli özelliklerinden birisi alt yapı noksanlığıdır. Dolayısıyla bu ülkelerde hükümetlerin esas önceliği özellikle bu tip alt yapı harcamalarıdır. Bu alt yapı harcamalarının seçilmesinin bir nedeni de inşaatın gelir arttırıcı etkisinin olması ve etkin rant dağıtım aracı olmasıdır. Bu sayede refahı ve büyümeyi sağlayarak bir sonraki seçimde tekrar seçilebilir. 

İşte bu gerekçeyle hükümete yakın olan, siyasi pozisyon olarak sürekli yandaş durumda olan iş adamları devletin rant dağıtım ağından yer kapmaya çalışır. Sizin yapmanız gereken de bu firmaları tespit edip tercih etmektir. 

İş adamları dediğimiz zevat oldukça akıllıdır. Menfaatinin olduğu yere direk yatay kayış yapar. Hangi hükümet gelirse onu desteklerler. Çünkü paranın dini ve siyasi görüşü olmaz. Bu gün X parti yarın Y parti iş adamı için fark etmez. İş adamı ihalelerden işlerden pay kapmak için sürekli hükümete yakın durmaya çalışır. Onun esas kazancı aslında bu yakınlık ilişkisinden doğar. Gider kamudan kredi alır, çektiği kredi ile iş yapar. Sen de uzaktan dersin ki vay mk. Adam ne şirket yönetiyor. 

Neyse çok dalmayayım bu mevzuya. Yoksa kafa göz yaracağız. Siz bu işleyişte giden düzenden pay almak istiyorsanız bu firmaları tespit edip ortak olmaya çalışacaksınız. Baktınız hükümet sallanıyor hemen çıkın. Hiç beklemeye gerek yok. Realist olun. Materyalist olun. Pislik olun. Hayvan olun. 

13.Firmanın Karını Beklenmedik Oranda Arttırması/Zarara Girmesi

Dönem dönem bu tip olaylarla karşılaşıyoruz. Her bilanço döneminde ve her sezon başında yani yılbaşında, yatırım firmaları/aracı kurumlar borsada faaliyet gösteren firmaların sene sonu kar rakamlarını tahmin eder, bunu mevsimselliği de göz önüne alarak çeyreklik dönemlere iblağ ederler. Genelde kur etkisi nedeniyle yani firmanın döviz pozisyonu nedeniyle bu tip beklenmedik kar artışları yaşandığını görebiliriz. Aracı kurumların tahminlerinin üzerinde gelen kar rakamları hisse fiyatını olumlu yönde etkiler. Hele ki firma temettü dağıtan bir firma ise curcunayı görün.

Kur nedeniyle karlılık artışları geçicidir. Dolayısıyla bunun fiyata da etkisi geçici olur. 

Keza aynı şekilde zarar da öyle. Portföyünüzde bulunan bir hissenin kur zararı vermesi düşündürücüdür ama sırf kur zararı verdi diye hisseden çıkmak da mantıklı değildir. 

Dönemsel kar artış ve azalışlarının dönemsel olup olmadığına karar vermek tamamen sizin yapacağınız araştırmalara bağlı. Örneğin Aselsan hissesinin satışlarının dönemsel mi arttığı yoksa bu müşterilerin sürekli alıma devam mı edeceğini sizin tahmin etmeniz gerekir. Ancak her firmanın doğasında olduğu üzere (gerek ürün memnuniyetsizliği, gerek rekabet, gerek başka sebepler) satış rakamları dalgalanabilir. 

Yani her daim olduğu üzere acele karar vermeyin. Acele eden çabuk para kaybeder. Hızlı koşan yorgun ölür.

14. Firmanın Kur Pozisyonu

Firmaların kur pozisyonu doğrudan kur zararı ve karı olarak firmaların yıllık gelir gider tablosuna yansıdığından bu konu önemlidir. Dolayısıyla firmanızın ne iş yaptığını, malını kimlere hangi para biriminden sattığını, hedging politikası olup olmadığını, hedgingi yoksa hangi para biriminden pozisyon tuttuğunu, giderlerinin ne olduğunu bilmelisiniz. 

Aselsan hissesinin örneğinden devam edelim. Aşağıdaki varsayımlar tamamen hayalidir. (arkamdan uydurdum) 

Aselsan teknolojik ürünlerin üretimini yapar. Çalışanları Türk’tür. Firma merkezi Türkiye’dedir. Üretimi için çılgınca enerjiye gerek yoktur. Daha fazla insan beyni çalıştırılır. Dolayısıyla firmanın gider yapısı ağırlıklı olarak TL’dir. 

Aselsan’da satışlar ağırlıklı olarak Türkiye’ye yapılmak üzere ihracatta yaparlar ve birçok yabancı devlette Aselsan’ın müşterileri arasındadır. Satışların tamamını dolar üzerinden yapar.

Aselsan hedging yapmaz. 

Sonuç 1: Aselsan her sene sonunda ciddi döviz birikimi elde eder. Döviz cinsi dolardır. 

Sonuç 2: Eğer Usd/Try kuru USD lehine gelişirse Aselsan kurdan kar yazar, tersi durumda zarar yazar. 

Bunlara bakmanız lazım. Ama size güzel bir haberim var. Aracı kurumlar bu tip döviz fazlası ve noksanı olan kurumların hedging yapıp yapmadığıyla alakalı genel kapsamlı raporlar düzenleyip müşterilerine gönderirler. 

Ulan madem öyle bu kadar yazıyı niye okuttun demeyin. Bunları okumasaydınız o rapora hiç bakmayacak, nasıl yapıldığını anlamayacaktınız. Ben sizin ciğerinizi bilirim ciğerinizi. 

15.Dünya Ekonomisindeki Vaziyet

Dünya ekonomisindeki genel vaziyette borsaları etkiler. Temel olarak dünya ticareti gelişirse Türkiye’deki firmaların da satışı ve karı artar. Ancak bunu yakından ve bölgesel olarak takip etmeniz gerekir. Dünya ticaret akışı temel olarak üç aşamadır. Pasifik Bölgesi, Avrupa Bölgesi ve Amerika Bölgesi. Bu ülkelerin de bir tedarik zinciri vardır. Bu başka yazının konusu bahsederiz vakti gelince. 

Türkiye bu bölgelerden Avrupa Ekonomik Bölgesinde yer alır. Ne demek? Ürettiği, sattığı, aldığı genelde bu bölgedendir. Dolayısıyla sizin Türkiye ekonomisine ilişkin tahminleriniz için önce Avrupa Bölgesinden bakmanız gerekir. Bunun dışında tüm dünya ekonomik olarak birbiri ile entegre olduğundan dünya verilerine de bakmanız lazım. Bunun içinde göstergelere bakmanız gerek.

Resimde dünyanın genel tedarik zincirini görüyorsunuz. Hammadde temini, hammaddenin işlenmesi ve ürün haline gelmesi, akabinde montaj maksatlı gönderilmesi, saf ürün halini alıp talepkar pazara ulaştırılması. Bu resimde gördüğünüz dünyanın güncel ticaret döngüsünün akışıdır. 

Göstergeler nedir derseniz çok sayıda gösterge mevcuttur. Benim eskiden beri baktığım Baltic Dry Index vardır mesela. Bu uluslararası gemi taşımacılığı fiyatlarını gösterir. Modası geçtiği filan yazılıyor bazı yerlerde popomla gülüyorum. Bu verinin modası ancak dünya ticaretinde deniz yolunun kullanma oranı azalırsa geçer. Öteki türlü ana göstergelerden biri olmaya devam edecektir. Bu veri gemi ticaretinde birim başına taşıma maliyetini gösterir. Artması ticaretin geliştiğine yönelik bir emaredir. 

Yine Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ortaklar olan Almanya, İngiltere PMI’larını takip etmeniz önemlidir. 

Dünya geneline ilişkin ise gerek S&P, Fitch gibi kurumların analizlerinin yanında IMF Dünya Bankası gibi kurumların raporlarını okumanız, idrak etmeniz gerekir. 

16. Para Politikaları, Maliye Politikaları ve Hisse Fiyatı

Ülkede para politikalarını TCMB tarafından maliye politikaları Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından uygulanır. TCMB temel olarak ülkede para biriminin miktarını ve faizini ayarlayan kurumdur. (ya da öyle olmalıdır.) Her siyasi rejimde olduğu üzere TCMB’nin bağımsız olduğu/olması gerektiği söylenir ama öyle değildir. Buradaki gariban bürokratlar daimi olarak siyasilerin dürtüklemeleri içinde kalırlar. Her hükümette büyüme yanlısı politika izlediğinden genelde kriz ve ya olağanüstü savaş v.b. bir durum olmadığı müddetçe hem para politikası hem maliye politikası genişletici yöndedir. Ancak bunun miktarı ve çarpanı önemlidir. Bu sadece ülkemizde değil dünyada böyledir. Mesela ABD başkanı Trump sürekli FED’i etkisi altına almaya çalışır, laf sokar filan. İşte bunlar hep siyaset.

Çok tekniğe girmeyelim. Laf salatası yapma bilader sonuçlara gel dediğiniz duyuyorum çünkü.

Genişlemeci para politikası yani faizlerin indirilip kredi imkânlarının arttırılması parasal aktarım mekanizması yoluyla (ulan çok seviyorum bu lafı ya her yere gidiyor) herkesi tüketime sevk eder. Dolayısıyla bu durum borsa genelini olumlu etkiler. Aynı durum genişlemeci maliye politikası yani devletin hunharca para harcaması durumunda da geçerlidir. 

Yatırım yaparken bu durumları da kısmen göz önüne alın. En azından fikir verir. En kötü ekonomi okuryazarlığınız artar. TCMB başkanı ya da maliye bakanı konuştuğunda ne dediğini anlarsınız. Ortamlarda parasal aktarım mekanizması dedin miydi de havandan geçilmez. 

17.Spekülasyon, Manipülasyon Faaliyetleri

Gelelim kritik meselelerden birine. Ülkemiz borsası oldukça sığ (işlem hacmi düşük), tahtalar ağırlıklı yabancı yatırımcılı olduğu için spekülasyona açıktır. Yani belirli bir miktar yatırım tutarı ile bir hissenin tahtasını sallayabilir, benim gibi küçük yatırımcıları silkeleyebilir ve hunharca hain planlar yapabilirsiniz. 

Ancak ülkede gördüğüm hisse fiyatı nasıl belirlenir sorusunun cevaplarına ilişkin genel bir yanılgı var. Spekülasyon ile manipülasyon arasındaki fark atlanıyor. Hem spekülasyoncu hem manipülasyoncu hak etmediği hakaretlere maruz kalıyor. Sizin de bu sahada nelere uğrayıp para kaybedebileceğinizi görebilmeniz için bu kavramları bilin. Yani en azından para kaybedecekseniz de bilerek başınıza ne geldiğinin farkında olarak kaybedin. Mal gibi dolanmayın ortalıkta. 

yatirimkurusu

10 yıldır finans sektöründe denetçi, İngilizce biliyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçeriklerin kopyalanması engellenmiştir.