Finans

Ponzi, Saadet Zinciri, Network Marketing

Bu yazımızın konusu Çiftlikbank vakasıyla tekrar gündeme gelen, tarihin en eski dolandırıcılık yöntemlerinden birisi ponzi sistemleri ve saadet zinciri. Orijinal ismi olan Ponzi yi sistemin ilk uygulayıcısı ve kurucusu olan Charles Ponzi’ den alan sistematik, günümüzde müşterisini bulduğunda halen sürdürülebilecek olan bir tokatlama yöntemi. Temelini hayal satmaktan alan bu sistematiğe yakından bakacağız.

Yazı bir temel giriş yazısı olacak ve temel düzeyde sistemi tanıtacağız. Akabinde ise muhtelif başlıklar altında oyunun oynanmış en güzel örneklerini ve insanların nasıl dolandırıldığını göreceksiniz. Bu yazımızda sadece Charles Ponzi’nin sistemini detaylı vereceğiz.

Ponzi

Efenim oyunu bulan yani sistemi bulan 1920 yılında İtalyan abimiz Charles Ponzi’dir. İtalyan dedik ama kendisi New York’ta yaşıyor. Tipik bir Amerikan Rüyası karakteri yani.

ponzi

Charles Ponzi müteakip süreçte posta kuponlarını keşfediyor. Posta kuponu o dönemde uluslararası bir anlaşma ile (baya baya devletlerarası) ortaya çıkan, posta kuponu=para sistemidir.

Yani mesela Türkiye’den cebinde 5 posta kuponu ile İngiltere’ye gittin. Bu posta kuponlarını İngiltere’de gösterince sana pound veriyorlar. Ancak şöyle bir durum var. Her ülkede posta kuponu fiyatı farklı. Özetle ortak bir kur yok.

Ponzi işte bu spreadi fark ediyor ve aradaki arbitraj imkanından faydalanıyorum ben, paraları bana verin, kazancın bir kısmından size de pay vereyim diyor. Tabi bu işe dikkat çekebilmesi için dikkat çekmesi lazım. Dükkanın kapısına yazıyı çakıyor bir ayda %70 geri ödeme garantisi diye.

Tabi insanlar açgözlü. Yükleniyorlar %70 getiriyi görünce. Çiftlikbank olayı ya da Titan Zinciri de farklı değildi emin olun.

Tabi ilk geri ödeme yapılınca insanlar alacakları gelir de dahil olmak üzere daha fazla para yatırmaya devam ediyorlar. Hatta ponzi sistemini geliştirecek esas unsurlardan biri devreye giriyor ve bu işe para yatıranlar eş dost akrabasına olayı haberdar ediyor. Kredi çekip işe girenler ise en şanssızları diyelim ama sistemin devamını yani halk ağzıyla akarını sağlayan da bu.

Devlet Ponzi’ye Niye Müdahale Etmedi?

Burada bu işe çoğu yakalananın haksız isyanı ortaya çıkıyor. Devlet niye müdahale etmiyor bu işlere? Efenim üç beş tane hıyar toplanmışsınız, adam ben iş yapacam bana borç verin demiş, siz de basmışsınız parayı, devlet ne yapsın? 

Adam zaten yasa dışı olan bir dükkan açmıyor. Baya baya yasal olan bir alım satım işine girişiyor. Dükkanı filan belli. Aldısı sattısı belli. O kadar.

charles-ponzi
Charles Ponzi

Ponzi Sistemin Kilit Noktası

Ponzi sisteminin kilit noktası burasıdır. Yani hedef kitle de şu iki nitelik olacak;

1.Aç gözlü olacak

2.Finansal işlerden pek anlamayacak.

Sistemin 3. kilit noktası ise ilk ödemedir. Yani düzenbaz ilk geri ödemeyi yapmayı becerirse ünü daha da artar katılımcı sayısı artar. Bu ise düzenbazın finans becerisine bağlıdır. Ödemeden kastım şu. Müşteri sana 100 TL verdi, senin ona ay sonunda 170 TL ödemen var. Tabii ki ilk yatırımcılara 170 TL ödeyemezsin. Bunu yaparsan zaten sistemin çöker. Olay bu değil. 70 TL’yi ödeyip adamın 100 TL’sinin içeride kalmasına devam etmesi lazım. 

Bu aşamada ise dediğim gibi kilit nokta ilk ödemedir. İlk ödemeyi alanlar “ulan ne güzel bea yıllardır parayı boşuna mevduatta yatırıyormuşuz, para kalsın hacım sen bana geliri öde yeter” diyecek. Tabi burada parasını gerçekten almak isteyenleri ikna etmek sizin kabiliyetinize bağlı. Bu da biraz salladığınız havucun ne kadar büyük olduğuna bağlı.

Aklıma toprağı bol olsun Joseph Goebbels geliyor. Hitler döneminin Propaganda Bakanı ve siyasi propagandanın baş ucu eserini bilfiil hayata geçirmiş Goebbels şunu diyor ” insanlara çok büyük yalanlar söyleyin, insanlar büyük yalanlara inanmak ister”

ponzi-kupon
Charles Ponzi’nin tüm sistemini kurduğu kuponlar bu kuponlar.

Ponzi Sistemi Ne Zaman Çöker?

Ponzi sisteminin çökmesi için üç olay gerçekleşebilir;

Ya organizatör herkesten evvel davranıp bütün parayı alır kaçar, ya yeni katılımcılar herhangi bir sebeple giderek azalır ya da genel ekonomik bir çöküş ile bağlantılı sorunlar yaşanır.

Ponzi sistemi defalarca kez anlattığım üzere borcun borç ile ödendiği bir finansman modelinden başka bir şey değildir. 

Eğer parayı verdiğiniz eleman gerçekten doğru yatırımlar yaptıysa (daha doğrusu yatırım yaptıysa) ve taahhüt ettiği geri ödeme oranları gerçekçi ise sistem çökmez.

Ancak çoğu ponzi oyununda gördüğünüz üzere (titan zinciri, mega holding ya da çiftlikbank da böyle oldu)parayı verdiğiniz arkadaş yatırım yapmayıp parayı iç ettiyse sistemin çökmemesi için sürekli yeni katılım olması gerekir.

Sistemin çökmesi sürecinde yaşanacak en kötü olay bizim finans aleminde bankalara hücum olarak anlattığımız kurum hakkında olumsuz bir haber çıkması ve insanların koşup paramı geri ver demesidir. Normal koşullarda yeni katılımın önü başka hiç bir şekilde kesilmez. Çünkü süreci planlayan eleman sistemin devamı için her daim havucu göstermesi gerektiğini bilir. Siz sanal ortamda ya da gerçek ortamda mutlaka ama mutlaka hesap bakiyenizin arttığını görürsünüz. Havucu görüp daha fazla koşarsınız. Hiç bir zaman zarar etmez hep kar edersiniz. Tabii ki sistem üzerinde.

piramit-sonsuz
Piramit sisteminin dünya nüfusunu aşması ancak halen geri dönüşü tamamlayamaması… Teorik olarak imkansızdır.

Yeni Katılım Sonsuza Dek Sürebilir Mi?

Bu bankalara hücum olayının tetiklenmesi sizin dışınızda gerçekleşir. Siz istediğiniz kadar süreci iyi yönetin ya da pazarlayın mutlaka ama mutlaka bir aşamada insanlar toplu halde sistemden çıkmak istiyor. Bu da genelde devletin olaya el koyması ya da dünyada genel bir ekonomik konjönktür problemi yaşanıp herkesin güvenli liman olarak nitelendirdiği altın ya da dolara kaçmasından kaynaklanır.

Bu hücum sürecinde parasını ilk geri alanlar ise her daim sisteme ilk girmeyi becerebilenlerdir denilse de aslında işin aslı genelde bu şekilde devam etmez. Doğrudur bu kişiler işin kaymağını uzun süre yemektedirler. İyi de para kazanıp iyi harcamalar yapabilirler ancak insan doğası gereği aç gözlü bir varlık olduğundan çoğu zaman eğer organizatör ile işbirlikçi değil ise erken çıkıp parasını kurtarmayı beceremez. Çünkü daha fazla kazanç ümidiyle sürekli parasını sistemde tutar. Havuç meselesi. Aslında saadet zinciri ya da ponzi artık adına her ne diyorsanız bu sistemlerde kazanan her daim işi başlatan organizatördür.

Havucu Göstermek Çok Önemli

Dediğim üzere sistemin sürekliliği ve başarısı mevcut üyelerin paralarının tamamını istememesi ve yeni katılımın devam etmesi olduğundan organizatör bu süreci başından planlamıştır. Dolayısıyla bütün yatırımcıları kar oranlarıyla kandırır veya ikna eder. İnsanın en büyük zafiyeti aç gözlülüğüdür. Bunu yenmesi de açıkçası pek mümkün değildir. Bütün dolandırıcılar zaten bunun üzerine oynar. Meşhur milli dolandırıcılarımızdan Sülün Osman “ Beni kandırmak istemeyen kimseyi dolandırmadım” lafıyla akıllara kazınmıştır.

Ponzi sistemlerinde cezbedici olan her daim kazanç oranlarıdır. Yani bir sistemin saadet zinciri olup olmadığını anlayabilmeniz için gereken ilk unsur piyasadan daha fazla size kar vaadinde bulunup bulunmadığıdır. Çok kazançlı, %100 kazanma garantili, paranızı iki katına katlayın vs. gibi lafların tamamı düzmecedir ve muhtemelen günün sonunda ipe dizilen siz olacaksınızdır. Bu lafımı dinlemeyeceğinizi biliyorum. Eğer içinizde zengin olma hırsı var ise (ki bunun olmadığı bir insan tanımıyorum) bu hırsın verdiği aç gözlülükle mutlaka hata yapacaksınız. Bütün sistem bunun üzerine kurulu zaten. Bedava peynir ancak fare kapanında olur. Ya düşünsenize bir adam size ortalama banka faiz oranlarından daha fazla bir gelir vadediyor ise bunu bir sorgulayın. Niye böyle oluyor?

Örneğin Türkiye Kriz Tarihi yazımın 1982 Bankerler Krizi kısmında anlatmıştım size. Piyasa faizleri %40 larda iken Bankerler %80-90’a varan kazancı nasıl veriyor? Hangi şirket bankalardan %40 ile kredi almak varken gidip %80’den bankerden kredi çekecek? Eğer bankerler şirketlere kredi verip para kazanmıyorlarsa bu parayı nereden kazanıyor? Bu sorular sorulsaydı muhtemelen böyle bir krizi hiç duymayacaktık.

Yada herhangi bir ponzi girişiminde madem bu sektörde bu kadar yüksek kazanç var neden hiçbir şirket bu sektöre girmiyor, arkadaş bu kapitalist dünyada hiç mi bir kimse uyanmadı bu işe? Diye sorulsa mantık örgüsünde sorun temelinden çözülmüş olacaktı.

ponzi-sinema

Red Flags (Uyarı İşaretleri)

ABD’nin SPK’sı olan SEC, ponzi oyununa karşı yatırımcıları uyaran bir liste hazırlamıştır. Buna kendi dillerinde red flag demişler. Türkçe’ye çevirecek olursak kırmızı bayrak, anlamlı tercüme yaparsak uyarı işaretleri şeklinde çevirebiliriz. Ne demiş SEC;

-Herhangi bir riske girmeden yüksek yatırım geri dönüş oranları var ise

-Sürekli ve düzenli olarak  kazanç sağlama vaadi (aylık düzenli olarak %50 gibi) var ise

-Resmi kaydı olmayan yatırımlar var ise

-Karışık yatırım süreçleri (yatırımcıların aklını bulandırmak ve işin aslını araştırmalarını engelleyebilmek için) var ise

-Düzensiz kayıtlar ,ya da yatırımlar ile ilgili evrak talebi halinde uzun süren bürokrasi süreci var ise

-Ödeme alma sürecinde sürekli ikna ediliyor olmanız ve bir türlü ödeme alamamanız durumu mevcut ise

hayırlı olsun. Artık bir ponzi zedesiniz. Siz şanslı kişiler arasına girip mahkeme kapılarında sürünmeye davet kazandınız. Köylü uyanıklığınız için teşekkürler.

piramit-model

Saadet Zinciri Nedir?

Saadet zinciri denilen şey ise ponziden bir ürün satarak ayrışır. Özellikle titan zinciri uygulamasında bilfiil ülke olarak tecrübe ettiğimiz olay temel olarak yatırımcıların kendilerinin de dahil olarak bir ürün satın almasıdır. Hatta giriş aşamasında bu kişilere yüksek fiyattan paketler çakılır ki daha sonra yılarlar ise önden peşinen ücreti tahsil edilmiş olur. Aslında sistemin piramidin tepesine kazandırdığı aşama ilk paketin satıldığı noktadır. Buna katılım ücreti de diyebilirsiniz. Ek olarak saadet zinciri yasal olarak bir suç şeklinde tespiti çok güçtür. Çünkü ortada bir ürün vardır, ürünün fiyatı piyasanın üstündedir ancak insanlar buna inanarak para vermektedirler.

Saadet Zinciri: Başımdan Geçen Bir Olay

Efenim her olayda olduğu üzere bu saadet zincirlerine bende takıldım. Daha doğrusu az daha parayı kaptırıyordum. İyi haberi önden vereyim bu sefer kazıklanmadık. Biraz bundan bahsedeyim, örneklemeniz daha kolay olur.

Vakti zamanında bir saadet  zincirinin toplantısına gitmiştim. Daha doğrusu üniversitedeyken bu sistemin kurbanlarından birisi, bir otelin konferans salonuna davet etmişti beni. Ulan öğrenciyiz, zaten para kazanmak için on tane takla atıyorum. Lisede yurttan arkadaşım da aynı şehirde .Hemen aradım onu, abi tamam geliyoruz anlaştık yola çıktık.  Grand tuvalet giyindik gittik mekana. Işıklar, yüksek sesli müzikler, şık ablalar (bu kısım önemli ) ve sivilceli ergenler olarak biz.  Bir yandan sahnede tek bir adam sistemi anlatıyor, ikna etmeye çalışıyor, bir yandan gözüm sağa sola kayıyor filan.

Adamlar şunu anlatıyor: Bak aga biz bir şey bulduk adı aloe vera. Bu bir bitki ve bu bitki sağlığa çok faydalı. Şöyle kanseri engelliyor böyle  içinizi açıyor, şöyle cüzdanınızı boşaltıyor… Zaten o parayı kaptırdıktan sonra ii ferahlamayacak adam bilmiyorum. Neyse, devam ediyor anlatmaya, bu aloe verayı da henüz kimse fark etmedi, ABD’den hemen gittik ürün onayı aldık, Türkiye’de de ürün onayı aldık. Bu muhteşem bir şey.

Biz bu aloe verayı her yerde kullandık: diş macunu, diş fırçası, evde temizlik malzemesi, bulaşık deterjanı filan. Tabi sağlığa ulaşmak biraz pahalı bir şey. Yani öyle sağlıklı olacağım deyip ucuza  yaşayacağını mı sandın pis fakir. Bu ürünleri almak için bronz paket fiyatı (net hatırlamıyorum) 1.000 TL. Ürünlerin tamamına ulaşmak ve hayatınızın her alanında kullanmak için Platin paket fiyatı 7.500 TL. Platinin bir tık altı 5.000 TL. Gümüş ve esasen sizi yemleyerek (diğer 3 paketin tamamı da sizin gümüş paketi almanız için sunulan yemlerdir) alınması istenen paket ise 2.500 TL. Çoğu da direk atlar zaten ki adam saadet zinciri sistematiğinin ilk adımı başarıyla tamamlar. Pazarlamada buna yemleme taktiği (decoy) denir. O cafelerde orta küçük büyük boyda küçük ve büyük boy yemdir. Esas alınmanız istenen orta boydur. Oradan geçirir adam size.

ponzi-piramit

Ancak bunun normal tüketimden bir farkı var. Hem tüketip hem kazanacaksınız. Bu teklif de sürecin ponzi kısmı. Yani sizin kandırıldığınız kısım. Düşünsene hem hayatında kullandığın, biraz pahalı da olsa her daim tükettiğin temel tüketim malzemelerini kullanacaksın, hem sağlıklı olacaksın hem de para kazanacaksın. Da da dan….

Kafada şimşekler çakıyor. Çakala bak. Hem bana pahalıdan ürün geçirecek, hem de benim bulduğum adamlardan para kazanacak. Bana ucundan köşesinden verirse verecek. Yer mi ulan Anadolu çocuğu bunu. Bastık küfrü çektik geldik .

Bu sisteme takılmış bir arkadaşım halen mevcut. Arada facebook’tan bakıyorum. Halen grand tuvalet toplantılara katılıyor. Hani açıp sormadım parasını kaptırdı onu mu çıkarmaya çalışıyor yoksa para kazanıyor mu ama bu tip şeyler benim en sık rastladığım, özellikle sağlıklı ürün adı altında satılan normal ürünler.

Network Marketing

İşte bir önceki başlıkta detaylıca anlattığım şeye millet uyanıp da ulan bu ponzi olay ı değil mi yaw demesini engellemek için bu sisteme havalı bir isim yapıştırmışar: Network Marketing. Network marketing nedir derseniz tam Türkçesi ağ pazarlama sistemidir. Ülkemizde bir örneği Mega Holdings adlı yapılanmadır. İşi efsane boyutlara taşıyan ise Titan saadet zinciri ile Kenan Şeranoğlu tarafından yapılandır. Bunların en önemli özelliği piramit şeması başlığında da belirttiğim gibi bir ürün sattıklarını iddia etmeleridir. Yani network marketingte şirket kendi pazarlama elemanları çalıştırmaz bunun yerine ürünü hem tüketen hem de pazarlayan kişiler oluşturur. Dolayısıyla devlet çoğu zaman bunlara dokunamaz. Biz ürün satıyoruz kardeşim ayağındadırlar. Ancak ülkemizde bu tip olaylar çok yaşandığından Tüketicinin Korunması Hk. Kanunun 80. Maddesinde yasaklanmıştır. Tabi bir çok ülkede de serbesttir bu faaliyet.

network-marketing

Network marketing normalde yasal olan bir eylem olmak ile birlikte sıklıkla dolandırıcılıkta da kullanılır. İşte bu aşamada sizin iyi okuyup ayırt etmeniz gerekir. Network marketing ile saadet zincirini yani piramit sistemi ayırt etmek kolay değildir ancak genel tecrübeler network marketingte katılım ücretinin oldukça düşük olması, ürünün emsal bedelinin piyasada bulunan emsallerine göre makul ya da daha düşük olmasıdır. Özetle birileri size yüksek giriş bedeli teklif ediyor, ürünlerin emsal bedeli de ortalamanın üstündeyse bu muhtemelen bir piramit sistemidir. Topuklayıp kaçın.

Saadet Zinciri Kazanç Modeli

Saadet zincirine piramit denmesinin nedeni kazançların ve üyelerin kazanç oranlarının gerçekten piramit şeklinde dağıtılmasıdır.

Şimdi bir piramit hayal edelim. Piramitin başında siz varsınız. Sizin altınıza alınan her bir üyenin yaptığı harcamadan fazla olan komisyonu siz az olan komisyonu sizin altınız, en son da üyeyi size getiren alıyor. Yani sistem sürekli olarak piramidin en üstünün faydasını maksimize ediyor. Taban doğru gelir komisyon miktarı azalıyor.

network-temsili

8 Top Modeli (Uçak Oyunu)

Saadet zinciri sistemleri katılımın artması için ve müşterilerin zorluklardan kolayca yılabileceği için süreci biraz daha kolaylaştırmışlardır. Bunun için 8 top modeli denilen esası uçak oyunu olan bir yöntem kullanırlar. Nedir derseniz, her bir üye bir uçak dolusu adam (15 kişi) olana kadar kimseye bir ödeme yapılmaz. Ödeme koşulu ekibin tamamlanmasıdır.

Bu sayede ekibin başı yani tetikleyici pilot olur ve ekibi tamamladıktan sonra pilot olarak emekli olup hayatının sonuna kadar o maaşla yaşamaya devam eder (Yersen!)

Bunun için sisteme katılan her bir üye iki yeni üye getirmesi gerekmektedir. Katmanın 4. Üye grubu ödeme yapılması için yeterlidir. Tabii ki hiçbir zaman bu ekip oluşturulamaz. Kişiler yılar ve bıkar, parasının peşinden koşmaz, bir zenginlik hayali daha suya gömülür.

8-top-modeli
Kaynak:wikipedia 8 Top Modelini açıklayıcı bir görsel: evet evet mavi olan sizsiniz, yeterli kafaya geldiğinizde kaptan olup uçuyorsunuz.

Matrix Modeli

Matrix modelin ise sıra teorisinden hareketle oluşturulan bir modeldir. Modelde satılan ürün için (artık her ne ise, limon da olabilir krem de) kişiler sıraya girer. Belirli bir giriş ücreti temel şartı demiştik sürecin, bu temel koşul halledildikten sonra kişiler sıralamaya alınır. Bu modelde insanlara çekici gelen diğerlerinin sahip olmadığı bir ürüne erken sahip olma güdüsünün tetiklenmesidir. Yani insanlar arası rekabet güdüsü tetiklenerek bir kazanç elde edilmeye çalışılır. Bunun en güzel dolandırıcılık olmayan örneklerinden birisi insanların geceleri yeni çıkan İphone modeli için sıralarda beklemesidir. İşte bu güdüden faydalanmak isteyen düzenbazlar kişileri sıraya alır ve ürünü bir mit haline getirir. Kişiler beklerken dolandırıldığını düşünmek yerine ürüne kavuşmanın hayali ile yaşarlar.

İşte bu matrix modelinde kişiler giriş ücretini ödeyip sıraya girdikten sonra ürüne kavuşmaları için belirli bir kişinin sıraya girmesi gerekir. Yeterli sayı sağlandıktan sonra liste başı olarak nitelenedirebileceğimiz kişi ürüne kavuşur ve bir sonraki ürün teslimatı için tekrar sıraya girer. Bu model de kişilerin tamamen olayı olabildiğince geç fark etmesi ve beklerken sıkıntı çıkarmaması için oluşturulmuş bir modeldir.

Saadet Zinciri ile Ponzi Arasındaki Farklılıklar

-Saadet zincirinde üyeler bir ürün satarak ve yeni üye kayıt ettirerek para kazanabilirler. Ponzi de ise para kazanmak için yeni üye getirmenize gerek bulunmaz. Doğrudan para yatırarak yüksek kazanç elde edersiniz.

-Saadet zincirinde üyeler ancak yeni üye kazandırma ile para kazandıracağını, yapılan şeyin daha doğrusu satılan ürünün adedinin artışı ile esasen kazancın ticarete dayalı olduğunu düşündüğü bir sistemle para kazanılabileceğini bilir. Hatta bu yüzden girişte yüksek ücretli paketler satın alırlar. Aslında ponzinin kurucularından biri olmayı başlangıç aşamasında kabul etmiştir. Ponzide ise hiçbir üye satış vs. ile ilgilenmez. Ponzi kurbanları daha çok egzantirik işler üzerinden, yani kimsenin fark etmediği niş alanlar üzerinden para kazanıldığını ,kazancın bu yüzden çok olduğunu düşünür.

-Saadet zincirleri katılımcılara satış üzerinden para ödüyor olduğundan her daim ponzi şemalarına göre oldukça daha kısa sürede çöker.

piramit-girgir
Günümüz şirket yapısını piramit sistemine benzeten bir grafik… Lan yoksa?

Sonuç

Piyasada çok fazla dolandırıcı mevcut. Bu adamlar sizin temel iç güdülerinizi çok iyi biliyorlar ve aç gözlülüğünüzü kullanmak istiyorlar.

Dünyanın en fazla kazandıran işlerinden birisi de işte bu aç gözlülüğü doyurmak (doyurmak dediysek tabii ki gerçek anlamda değil) için ortaya konulan hayal satma. Hayal satmak asırlardır dünyanın en kazançlı ticareti ve halen de öyle . İnsan dediğiniz varlığını büyük bir kısmı duygularından ve iç güdülerinden ibaret.

İşin teknik açıklamasına baktığınızda beynin özellikle alım-satım ve karar süreçlerine kullandığı ön kortexinin tamamen anlık ,hızlı olarak hareket ettiğini görürsünüz. Bu anlık ve hızlı hareket ise tamamen sizin iç güdülerinize ve hırslarınıza göre oluşur. İşte bunu yapan beynin ön kortexidir. Sizin süreci biraz daha değerlendirmeniz için beklemeye geçeceğiniz her türlü tepki için karşı taraf bir araç geliştirmiştir. Mesela yazımızda da gördüğünüz üzere matrix modeli, ya da uçak modeli bunların en basitidir.

Özetle sorgulamayan, araştırmayan ve sadece iç güdülerine dayanarak düşünmeden mantık örgüsünü tamamlamadan hareket eden beyinler, doğal seleksiyon sisteminin bir sonucu olarak ölmeye mahkumdur.

Sizin bu süreçlere takılmamanız için gereken size her ne koşulda olursa olsun yapılan bir teklifi aniden kabul etmemek, sizi acele ettirmeye çalışanlara teşekkür edip kaçmaktır. Bu süreçte teklifi değerlendirin. Karşı taraf muhtemelen bu stoktaki son ürün, indirim bitiyor, listeye katılan son şanslı kişisiniz gibi sizin güdülerinizi tetikleyecek ne kadar silahı varsa kullanır. Bunların hepsi önden planlanmıştır. Unutmayın! Zaten ürününe güvenen bir satıcı, alıcıyı alması için zorlamaz, son şans filan diye de koşturmaz. Bunlar ancak ponzi, piramit ya da saadet zinciri için size verilmiş birer sinyaldir.

yatirimkurusu

10 yıldır finans sektöründe denetçi, İngilizce biliyor.

İlgili Makaleler

2 Yorum

  1. Selamlar, çok bilgilendirici bir yazı olmuş, yazdığınız makale bağlamında, kripto para “yatırımları” ile ilgili görüşünüzü merak ettim doğrusu, ayrıca bu günlerde çok populer olan stepn uygulaması ile ilgili görüşlerinizi de almak isterim. Stepn özellikle bşr çok yönü ile ponzi gibi duruyor ancak inceleme imkanı bulursanız sizin de görüşlerinizi gerçekten çok merak ediyorum. Şimdiden teşekkürler iyi çalışmalar.

    1. Merhabalar. Kripto para yatırımlarına soğuk bakıyorum. Kripto paraların halen değer saklama aracı niteliği olmadığı kanaatindeyim.

      Stepn konusunu gerçekten bilmiyorum. Araştırıp twitter adresimden yazarım muhtemelen.

      Eğer bir yatırımın ponzi olduğu ile olmadığı arasında kalmış iseniz onun gerçekten hangi işleviyle para kazandığını ve size ne nispette para kazandırdığını kontrol edin. Şayet size garanti tutarda yüksek miktarda para kazanma vaadi varsa arkanıza bakmadan kaçın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçeriklerin kopyalanması engellenmiştir.