Ekonomik Krizler

Sri Lanka Krizi

Efenim cümleten selamlar. Bu yazımızda konumuz yakın zamanda krize giren ve bu krizin etkilerinin halen sona ermediğini gördüğümüz ve halkı hala sefalet içinde olan sri lanka krizi meselesi.

Sri Lanka’yı Tanıyalım

Bu alfabesi değişik arkadaşların ülkelerinin tam adı sri lanka demokratik sosyalist cumhuriyetidir. Hindistan’ın güneye doğru en uç uzantısında şimdi tam benzetmek istemiyorum ama şey gibi uzanan bu ülkeyi sizler aromasıyla gönüllere taht kurmuş seylan çayından (kaçak çay) tanıyabilirsiniz.

Bir ada ülkesi olan sri lanka 21 milyon nüfusa sahiptir. Dağılıma baktığımızda yalnızca %12-13’lük tamil grubu dışında kalanlar seylan da denilen ırka mensuptur. Bu tamil arkadaşlar 2009’a kadar ülkede uzunca süren bir iç savaşı sürdürmüş, tamil kaplanları denilen örgüt hükümet güçleri tarafından tokatlanıncaya kadar savaş devam etmiş ama savaşı kaybetmişlerdir.

Ülke toplam 65 bin km kare filandır. Yani Türkiye’nin 783 bin km kare olduğunu düşünürseniz bizim 1/11’imiz filan.

1972 senesinde cumhuriyet statüsünü kazanan ülke daha öncesinde yine sri lankadır ama dominyondur. Böyle İngiltere sömürgesi gibi bir şey çok kurdalamayın orayı.

Para birimleri Hintliler gibi rupi.

Efenim tropik iklimin hüküm sürdüğü bu  ülkede bir abdestsizlik vardır. Bu arkadaşlar sürekli olarak doğal afetlerle işte seli bir yandan, hortumu diğer yandan, erozyon kaynaklı toprak kayması ayrı yandan sürekli uğraşmaktadır. Kim bilir okyanus kenarında yaşamanın cilvesi de olabilir bu. Artık mezhebinize göre yorumlayın.

Sri Lanka Ekonomisi

Güney Asya’nın kişi başına düşen en yüksek 2. Gelir seviyesine sahip bu ülke tarçın, kauçuk, çay v.b. tarım ürünlerini satarak sermaye biriktirmeye gayret eder.

Şimdi adında sosyalist mosyalist yazdığına bakmayın. Sri Lanka bildiğin serbest piyasa ekonomisiyle çalışır.

Ülkenin ekonomik vaziyetini yukarıda izah ettik. Bu bağlamda ülkenin tipik bir az gelişmiş ülke ya da gelişmekte olan ülke olarak dış kaynaklara ihtiyacı olduğunu anlatmaya gerek yok. Hal böyle olunca Sri Lanka esasen döviz gelirine bağlı olarak yaşan bir ülke.

Zaten krize sebep olan şey de ülkenin döviz varlıklarının erimesi ve borçlarını ödeyemeyecek duruma düşmesidir. Yani özetle Sri Lanka’da yaşanan ekonomik hadise bir kur krizidir.

Sri Lanka’nın mevcut hükümeti bu durumu covid pandemisi nedeniyle döviz geliri sağlanamamasına bağlıyor. Ancak her krizin altında yatan ana sebepte olduğu üzere burada da krize sebebiyet veren şey esasen kaynakların döviz girdisi sağlayacak yatırımlara yönlendirilmemesidir.

Şimdi başlangıçta pandemi gerekçeli kur krizi olarak reklam edilmeye çalışan bu krize ilişkin derinlere inelim.

Derine Daha Derine

Sri Lanka’da 2009’da sona eren iç savaş sonrası ülke, daralan ihracat gelirlerini başlangıçta pek önemsemedi. Yani tipik bir adam olmadan cin çarpma hikâyesi. Bunu GOÜ’lerde çok görürsünüz.

Normalde ortalama bir ülkede önce tarım sektörü en büyük sektördür. Normalde derken doğal olarak olması gereken/akışta yaşanması gereken diyelim. Tarım sektöründen edinilen sermaye birikimi ile sırayla hafif/orta ve ağır sanayi ülke ekonomisi içindeki sektörel GSYİH katkı liderliklerini alırlar. Bu gün büyük ülke ya da gelişmiş ülke olarak adlandırdığınız tüm ülkelerde geçiş süreci bu şekilde yaşanmıştır. Daha sonra ise yine sırasıyla ya da birlikte olacak şekilde finans/IT ve Hizmetler sektörlerinin sektörel liderliği alması ile gelişim süreci tamamlanır. Tabi bunları böyle bir çırpıda anlatıyoruz bunlar yıllar alır, bir planlama vs. gerektirir.

Neyse işte Sri Lanka da sanayi hamlesi boş geçildi. 2009 İç savaşından sonra doğrudan hizmetler sektörüne bel bağlandı. Krize giren GOÜ’lerin büyük bir kısmı zaten bu hatayı yapmıştır. Direk hizmet gelirlerine bel bağlandı. Çünkü malumunuz olacağı üzere sri lankanın eti ne budu ne lan, ne finansal hizmeti ne IT’si.

Hizmetlerden kasıtta turizmdir. Turizm de dönemsel olarak dalgalanması çok olan ve dikkatli yürütülmesi gereken, özellikle terör tehdidi olan ülkelerde çok da bel bağlanmaması gereken bir kaynaktır. Bunu biraz ekstra gelir gibi düşünebilirsiniz aslında. Hani siz normal sanayi faaliyetlerinden ihracatınızı yapar turizmden gelenle de sermaye birikimi edinirsiniz.

Hal böyle olunca ülkenin hükümetinin büyümesi ve milletin cebine para da sokması gerekiyor malum. Bu abiler de lan tek büyüme kaynağı ihracat mı, kim rekabet edecek allahın Çinlisiyle deyip iç büyümeye bel bağlıyor.

Büyümede İçinizden Gelen Güce Dayanmayın

İç büyüme iyidir de gelir elde eden ve tüketim eğilimi yüksek olan bu ülkedeki arkadaşlar ithalatı patlatır. Bu cari açık demektir. Cari açık da döviz ihtiyacı demek.

Tabi başlangıçta her şey iyidir. Çünkü ülke büyüyor ve halk tüketiyorken finansçılar ülkeye bol bol para verir hatta bazı politikacılarınız çıkıp “finanse edilebildiği müddetçe cari açık bir sorun değildir” gibi laflar da edebilir. Ancak kazın ayağı öyle değildir ve tarih her daim bilimi haklı çıkarmıştır.

Konuyu dallandırıp budaklandırmayalım. Bu süreçte gelen para yani ülke büyürken gelen para ile yapılacak tercih çok kritiktir. GOÜ’lerin büyük bir kısmı bu aşamada hatalı tercih yapar. 80’lerden sonra devletin bizzat üretici/inşaatçı rolüyle piyasalarda olmadığını ve altyapı yatırımlarını yapması gerektiğini söylemiştik. Ancak bu demek değil ki sen dışardan bulduğun parayı al ve saçma sapan alt yapı harcamalarına göm. İş böyle yürümüyor. Kıt kaynağını etkili kullanmak zorundasın. Yoksa krizler is coming.

Sri lanka hükümeti de tüm tercihlerini hatalı yapmıştır. Bu süreçte ülkeye döviz girdisi düşük olan ne kadar gereksiz altyapı yatırımı varsa o yatırımlara para yağdırılmıştır.

2019’da hükümet değişmiş, yeni gelen Rajapaksa hükümeti döviz sıkıntısını fark etmiş ve ülkeye daha fazla yatırımcı çekmek adına vergi politikasında düzenlemeye giderek vergi oranlarını azaltmıştır.

Ancak bu durum ülkeye kısa vadeli döviz girişini arttırmışsa da ülkeye uzun vadeli yatırım için gelen bir döviz olmamış, yalnızca spekülatif maksatlı döviz ülkeye sokulabilmiştir. Bu vergi indirimi ise bütçe açığını arttırmıştır. Her hükümet gibi Sri Lanka hükümeti de bütçe açığına karşı öncelikle para basma yolunu izlemiştir. Haliyle bu durum enflasyonu körüklemiştir.

Artık nur topu gibi 3 sorunu vardır Sri Lanka’nın : cari açık, yüksek enflasyon, bütçe açığı.

Tabi bütün bu işler ülkenin kredi notunu düşürmüş, kredi notunun düşmesi ile topuklayan yabancı sermaye döviz ihtiyacını daha da körüklemiş, özellikle yerli para birim yerin dibine geçmiş ve ülke halkı refah kaybetmiştir.

Ajlık Çok Kötü Bir Şey Biliyor Musun?

2021 senesinde ise döviz kıtlığı patlamıştır. Hükümet bir önceki hatalarının üstüne çok daha fazlasını eklemiş, bildiğin sıvama moduna geçmiştir. Bu süreçte aklı evvel iktisat yönetimi, hemen cari açığı besleyen en büyük ithalat kalemini arayıp bulmuş, bunun gübre olduğunu görünce de gübre ithalatını yasaklamıştır. Ama o gruptan bir tanesi de çıkıp “ulan geri zekâlılar, bizim ülke zaten tarımla dönüyor, bu soktuğumun gübresini toprağa atmazsak nasıl çevircez bu işi” dememiştir, diyememiştir. Özetle gübre gibi kritik bir kalemin ithalatının yasaklanmasıyla gıda üretimi düşmüş, içinde bulunduğumuz 2022 senesi itibariyle gıda kıtlığı ülkede peydah olmuştur.

Halkın açlığı tehlikeli bir şeydir. 1788 senesinde Fransa’da başlayan ve halen etkilerini ulus devletler/üniter yapılar olarak devam ettiren Fransız ihtilalinin ana sebebi bildiğiniz üzere açlıktır. Çünkü aç adam hiçbir şeyden korkmaz. Çünkü ölecektir.

Böyle olunca devlet elindeki bütün kaynağı hatta üstüne borç almak suretiyle gıda ithalatına yönlendirmişse de borç ile tüketim malı almak gibi bir mallık yapılmış ve bu para da çar çur olmuştur.

Turizm Gelirlerinin Akıbeti

Turizm ülkenin gelirlerinde ciddi öneme sahiptir. İşte bu yüzden 2019 senesinde başlayan covid pandemisi ülkeyi derinden yaralamıştır. Yaklaşık 3 senedir turist murist görmeyen ülkeye doğru düzgün döviz girişi yaşanmayınca bunun telafisi için gidip çin’den kredi almışlardır.

Bu aldığı kredilerle Sri lanka hükümetinin iki olasılığı vardır. Ya bu eldeki son kalan kıymetli döviz ile mevcut döviz krizini önlemek için piyasaya döviz verecektir ya da gidip ülkeye kısa vadede geri dönüşü olacak projeler finanse edilerek yabancı yatırımcı çekmeye çalışılacaktır.

Peki Sri Lanka hükümeti ne yapmıştır? Dev gösterişli yapılar inşa etmiştir. Bu inşaatların tamamı cari açığı hunharca katladığı gibi herhangi bir döviz girişi de sağlamamaktadır. Ne diyelim Sri Lankalılar artık ekmek kuyruklarında güzel proje binalarını izlerler.

Borç Tuzağı

Tabi bazı gruplar Çin ile bozulan ilişkilerin ekonomik krize sebebiyet verdiğini söylüyor. Sri lanka’ya para yağdıran ülkelerden birisi de Çin. Biliyorsunuz bu arkadaşlarda para çok. Aslında bu gücünü biraz da nüfuz elde etmek için kullanıyor. Sanırım Karadağ’da bu şekilde. Çin açıkçası ekonomik vaziyeti kötü olan ülkeleri bir akbaba gibi bekliyor, adamın durumu kötüye gittiğinde gidip ona borç veriyor, borcunu ödeyemediğinde ise mal varlığına el koyuyor.

Çin bunu yaptığında buna borç tuzağı diplomasisi denirken ABD gibi emperyal ve propagandası güçlü bir güç bunu IMF ya da dünya bankası eliyle yaptığında buna demokratikleştirme ve liberalleştirme deniyor. Artık siz bunu nerenizden anlarsanız. Zaten başımıza ne geldiyse bu iktisat politikalarını siyasi gelişmelerden ayrı tutmaya çalışan ve kendini bilim adamı zanneden ekipten geldi. Neyse dalmayacağım bu konuya çok fazla.

Özetle Çin, Sri Lanka’yı önce bir güzel krediye boğuyor, sonuçta ödeyemeyeceğini de biliyor, borç veren adam borcunu tahsil edip edemeyeceğini bilir. Bunu bilmiyorsa dönüp bir bakması lazım zaten. Mühim olan teminattır. İşte Çin Sri Lanka’ya sürekli alt yapı projelerini finanse etmesi için kredi veriyor, teminatına da bu altyapı projelerini alıyor. Limanlardan tutun köprülere kadar geniş bir yelpaze diyelim biz.

Sri Lanka da bu kıskaca girenlerden. Ancak tabi şunu da belirtelim. Sri Lanka borçlu olduğu Çin’e borçlarını yapılandırmasını rica ediyor. Ancak Çin hem o dönem IMF’ten borç alınması hem de bölgesel birkaç mevzuu da ABD’ye yanlaması nedeniyle borçları ötelemeyi reddediyor. Yani Sri Lanka’nın bu duruma düşmesindeki sebeplerden birisi de Çin’in alacaklarını istemesidir.

Bu süreçte yani Çin’den alınan dış borçlar sürecinde ülkenin kamu borcu/GSYİH oranı 2019’da %42’den 2022’de %119’a çıkmıştır.

Tüy Dikmek

Bu süreçte hortlayan “Sri Lanka rupisine karşı doları zapt edelim” düşüncesi ülkeyi daha da beter ediyor. Önce merkez bankasının rezervleri satılıyor ki bu yöntemin başarısız olacağı İngiltere tecrübemizden sabit.

Merkez bankası rezervleri bitince bu sefer de kur seviyesini korumak için iki yol kalıyor. Biri faiz artırımı bir tanesi de sermaye kontrolleri.

Faizi arttırmak istemeyen her hükümet gibi sermaye kontrolleri yoluna başvuruluyor. İşte bunların arasında halkın döviz alımına vergi koymaktan tutun yurt dışına para göndermeye sınırlama getirilmesine kadar birçok yöntem izlenmiştir. Başta forex kısıtlaması getirilmiş ve halkın rupiye karşı açık pozisyona girmesi engellenmiştir. Yurt dışında rupiye karşı açık pozisyona girenler Sri Lankalı ise vatan haini değilse dış minnak olmuştur. Daha sonra ihracatçılar hedef tahtasına konmuş, ya bunlar ihracat gelirlerini napıyor olm denilip ihracatın belirli bir tutarının rupiye çevrilmesi zorunlu tutulmuştur.  Her bir sertleşen uygulama halkın rupiye güvenini sıfırlamıştır bu noktada. Özellikle yurt dışına para gönderiminin yasaklanmasından sonra halk bank run’a benzer şekilde bankalara akın etmiş ve paralarını piyasadan çekmiştir ki bu zaten tüy dikmektir.

Hatta dönemin merkez bankası başkanı cabraal bir adım daha ileri gitmiş, siz bu halka ucuza döviz satıyorsunuz, döviz talebini siz körüklüyorsunuz diye zehir zemberek bir mektup yazmıştır bankalara.

Tüm bu uygulamalar zaten kaynak konusunda sıkıntı çeken ülkedeki resmi kayıtlı kaynakların nakde dönmesine, dönen nakitlerin tamamının da dolara dönmesine sebebiyet vermiştir.

Yaşanan bu krizler neticesinde önce ülkede elektrik ve benzin stokları tükenmiş ve halk enerjisiz kalmıştır. Enerji olmayınca bu durum üretimi vurmuş, önce lüks tüketime konu ürünlerin üretimi bitmiş, hemen akabinde bu durum hayatın idamesinde ehemmiyeti olan ürünlere sıçramış, halk kitleleri başta ilaç olmak üzere ekmek, su gibi temel unsurlara erişememiştir.

Halk Ayaklanması

2022 senesine gelindiğinde zaten krizi tetikleyecek bir şey beklenmektedir. Bu da haliyle halkın ayaklanması olur. Halk ayaklanır ve sokaklara iner. Haliyle karşısına da mevcut iktidar Başbakan Gotabaya ve arkasındaki destekçileri iner. Bu iki grup çatışmaktadır. Bu süreçte başbakan istifa etse de halk durulmaz. Hadiseler bu yazının yazıldığı 2022 senesini haziran ayında halen daha devam etmektedir.

Ülkede eski merkez bankası başkanı 2022’nin nisan ayına kadar görevinde kalabilmiş, yerine gelen weerasinghe ülkenin 51 milyar USD dış borcunu ödeyemeyeceğini açıklamıştır. Haliyle bu durum halkı daha da galeyana getirmiş ve olaylar çığrından çıkmıştır. Sri Lanka halen bu borçlarını ödeyememiş ve temerrüt halindedir. Oysa bu 51 milyar dolar borcun 7 milyarının bu sene ödenmesi gerekiyordu.

Politik Hatalar

Bu süreçte ülkenin devlet başkanı Rajapaksa tarihi hatalar yapmıştır. Bu tarz olaylarda tarih bize göstermiştir ki halk bir kere sokağa indiğinde siz her ne kadar karşı ekip çıkarsanız da bir şeyler yapsanız da süreç bir daha düzelmemecesine bozuluyor. Rajapaksa önce göstericileri bastırmak için ohal ilan ediyor, bir sürü insanı içeriye atıyor, daha sonra gösteriler durulmayınca kardeşi başbakanı görevden alıyor. Ancak yeni hükümeti de kimse kurmuyor, yeni seçim yapılmasını isteyen halkın taleplerini dinliyorlar. Halkta buna kızıp artık ortada ne kadar bakan bürokrat varsa toplaşıp hepsinin evini ateşe veriyor.

Tüm bunların sonunda Nisan 2022 itibariyle IMF’ye gidilmiştir.

Sri Lanka Krizi

Efenim aslında her şey 2009’da sona eren bir iç savaş ile başlıyor. Ondan sonra sırasıyla;

  • Sanayi kaynaklı ihracat gelirlerinin ikinci plana atılmıştır
  • Döviz geliri için turizmin öncelikli hale getirilmiştir
  • Ülkede 2009 da sona erdiği konuşulan iç karışıklık ve terör hadiseleri devam etmiş, turizm gelirleri darbe yemiştir
  • Noksanlaşan döviz girişini telafi etmek için vergi indirimi yapılmıştır (dış yatırımcı çekmek adına)
  • Vergi indirimi bütçe açığına sebep olmuştur
  • Döviz girişi telafi edilemeyince borç alınmış bu durum bütçe açığını daha da büyütmüştür
  • Alınan borçlar döviz girişi sağlamayan alanlara yatırılmış ve borç geri ödenemez seviyelere yükselmiştir.
  • Borçların ödenmesi için bol bol yerli para basılmış, bu durum enflasyonun yükselmesine sebep olmuştur
  • Kötüleşen ekonomik veriler nedeniyle (cari açık, bütçe açığı ve enflasyon) kredi derecelendirme kuruluşları Sri Lanka’nın kredi notunu kötüleştirmiş, bu durum döviz ihtiyacını daha da arttırmıştır.
  • Artan dövizi kontrol etmek adına merkez bankası rezervleri satılmış ve tüketilmiştir
  • Ülkedeki döviz krizini sonlandırmak adına başta sermaye kontrolleri olmak üzere döviz alım-satımına ilişkin ciddi yasaklar getirilmiştir
  • Ortaya çıkan toplumsal histeri hali toplu isyanlara sebebiyet vermiş, ciddi protestolar düzenlenmiştir.

Bu hikayenin devamını biz çok iyi biliyoruz. IMF’ye borç almak için gidilir, IMF borç vermek için devalüasyon koşulunu öne sürer, rupinin değeri iyice düşer,ülkedeki şirketler başta olmak üzere özelleştirme kapsamına alınan milli değerlerin tamamı kelepir fiyata yabancılara gider. Giden yabancılar da o ülkede nüfuz kurmak isteyen, hele ki Çin- ABD gerginliğinde coğrafi üstünlüğü elde etmek isteyen IMF’nin bağlı olduğu ABD’dir.

Efenim sri lanka krizi yazımızın sonuna geldik. Esen kalın.

yatirimkurusu

10 yıldır finans sektöründe denetçi, İngilizce biliyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçeriklerin kopyalanması engellenmiştir.