Finansal Skandallar

Long Term Capital Management Skandalı

Efenim Archegon Capital Skandalı yazımızdan sonra bir hedge fon skandalına daha gireceğiz bu gün. Bu yazımızda konumuz long term capital management skandalı. Skandalı diyoruz bunlara çünkü bu tarz büyük ve profesyonel yatırım şirketlerinin bir gün içinde hesaplarını eksi kapatıp akşama batmasını beklemezsiniz. Ancak finans aleminin bu karanlık dünyasında (Kurtlar Vadisi mode on) daha fazla para kazanma aşkıyla şirketlerin nasıl hedge mekanizmasını terk ettiklerini göreceksiniz.

Bu günkü konularımızdan olan long term capital management skandalı da tam olarak böyle bir misal. Ancak burada işi skandal yapan LTCM firmasının sahiplerinin finans literatüründe kendine yer bulmuş olan ve hatta adına bir formül de bulunan Scholes’in bulunmasıdır. (Bknz: Black- Scholes Modeli). Hatta bu yüzden When Genius Failed (Dahiler hata yaptığı zaman) adlı bir kitapta vardır. Ekstra okuma yapmak isteyenlere tavsiyemizdir. Yatırım ve servet yönetiminin temeli olan hedge sistematiğini unutan (!) ve batan ltcm ye gelin hep birlikte bakalım.

Şirketi Tanıyalım

Efenim önce şirketi tanıyalım. Şirketin iki ortağı var. Bunlardan birisi ve kurucu ortağı John Meriwether adlı şahıs. Kim bu abi? Yıllarını Salomon Brothers’ın tahvil biriminde geçiren, son derece bilgili bir abimiz. Şöyle tanıtayım kendisini. 1980-1990 arasında Salomon Brothers şirketinin toplam kazancının %80’ini tek başına, bu adamın yönettiği tahvil yatırımı ekibi sağlıyor. Öyle yetkili bir abi. Tabi bu abi de masum değil. İçinde bulunduğu Salomon Brothers’ın tahvil yatırımı yapan ekibi, kendisinin bir dahli olmasa da, skandala bulaşmış (detaylarını bulamadım), bu elemanda ekip başı olarak basmış istifayı.

Meriwether’ın yanında ise gelen şahıs Myron Scholes ki biz scholesi, Black-Scholes türev ürün fiyatlama modeli ile tanımaktayız. Scholes bu modele yaptığı katkılar nedeniyle Nobel ödülü almış bir abimizdir. Yine Melton diye bir eleman var kurucu ortak. O da muhtelif türev ürünlere ilişkin fiyatlama yapılmasına dair çalışması ile Nobel ödülü almış bir kişi. Bir tane de Mullins diye eski FED başkan yardımcısı var. Ekibe gel. Ekip bir adet pro trader, iki nobel ödüllü finans dehası ve bir FED başkan yardımcısından oluşan tam bir canavar.Beton yetmez.

Şirket 1994 yılında yukarıda bahsettiğim 4’lü tarafından kuruluyor. Tipik bir hedge fon. Şimdi hedge fon ne diyorsanız, yatırım fonunun büyük olanını ve yatırımcı olarak babaların toplandığı versiyonu olarak düşünün. Biz fakirler üç-beş atarkan yatırım fonuna, bu abiler milyonlar basıyor. Öyle herkesi de almıyorlar fona. Minimum giriş tutarı, belirli bir süre kalma zorunluluğu cart curt var.

Hedge fonun güzellikleri de var. O dönemde normal fonlar üzerinde FED’in adam akıllı denetimi yok. Kaldıraç gayet rahat ki okuduğum kadarıyla LTCM’nin top dönemlerinde kaldıraç 167 katına filan çıkmış. Yani şöyle düşünün. Bilançonuzun Pasifi 100. Aktifi 16.700. Tabi bu pasifin içinde ağırlıklı olarak kredi borçlarının olduğunu tahmin edersiniz.

Şirket 1994 senesinde kurulup işlem yapmaya başlıyor. Kadro kuvvetli olunca, babalar basıyor parayı. LTCM’nin ilk işlem yapacağı gün yatırım yapabileceği ana para tutarı 1 milyar Dolar ile başlıyor.

Kazançlar Nasıldı?

Şirket ilk kurulduğu sene yatırımcılarına %21 civarı para kazandırdı.1995 yılında kazanç %43’e çıktı. LTCM dünyanın kesintisini ve fon yönetim ücretini alıyor olmasına rağmen 1996 yılında kazanç toplamı ise %41’di. Bu kazançlar aslında işi daha da tehlikeli hale getirdi, çünkü başta bankalar olmak üzere bilimum piyasa elemanı parayı sağdan soldan bulup buluşturup hedge fona katılacak büyüklüğe getiriyorlardı. Akabinde ise hedge fonun kaynağını güçlendiriyordu. Ki bu daha fazla türeve girebilme imkanı demekti.  

LTCM Yatırım Stratejilerini Anlamak

Tabi kurucunun tahvil tecrübesinden anlayabileceğiniz üzere fon ağırlıklı olarak tahvillere yatırım yapıyor. Tahviller üzerine kurmuş oldukları fiyat tahmin modeline yaslanıp, ufak farklardan faydalanarak tahviller arasında trade edip, arbitrajdan para kazanıyorlar. Bu tip modellerin yani fiyatlamaya dayalı trade modellerinin temeli, piyasanın varlığı yanlış fiyatladığı düşüncesinden gelir. Bunların model de tam olarak bu.

Tabi iktisat bilen birisi veya arbitraj hakkında yazdıklarımı okuyan birisi “oğlum hani marjlar düşüktü lan hırbo” diyecektir. Efenim bana küfür etmeyin. Marjlar o dönemde düşük. Ve evet piyasa kolay kolay kar bırakmıyor. Ancak bu ufak marjdan dahi para kazanacak adamlar var. İşte bunlar da LTCM gibi büyük hedge fonlar. Şöyle düşünün. Elinizde 100 TL var. %1 kazançlı işe girermisiniz? Yok ne gireceniz, 1 TL kazanç için değer mi ?

Peki elinizdeki parayı 1.000.000.000 TL’ye çıkarsam (milyar oluyor) ? Bunun %1 kazancı 10.000.000 TL ediyor. Ya? Şimdi girersiniz de mi?

Peki LTCM’nin elinde bu kadar para var mı? Yok. Napması lazım. Çek babacım abime ordan güzel bir kaldıraçlı işlem hemen. LTCM’nin tam olarak yaptığı aslında şu: Kimsenin kar marjını beğenmediği ve piyasaya girmediği, yanlış fiyatlamanın olduğu tahvil piyasası gibi kuvvetli bir piyasada, kaldıraca yaslanmak suretiyle minimum kardan para kazanmak. Özetle sürümden kazanmak.

İş modeli etrafta duyulunca millet fona daha fazla para yatırıyor. Bunların içerisinde büyük yatırım bankalarından tutun, baba yatırımcılar, iş insanı ben… Liste uzuyor. E haliyle liste uzadıkça sermaye, sermaye arttıkça kaldıraçlı pozisyon imkanı artıyor. Piyasanın long term capital management skandalı demesinin sebebi tek bir şirketin batışının finans piyasasını sallayacak kadar kuvvetli olması ve bu büyüklük aslında.

Convergence Trading (Benzeri Varlıklara Farklı Oynama Stratejisi)

Efenim daha da detay verelim. Nasıl trade ediyor şirket. Önce piyasa hareketlerinden yanlış fiyatlandığı tespit edilen bir varlık tespit ediliyor. İşin en zor kısmı bu. Daha sonra yanlış fiyatlandığını tespit ettiğimiz ana yatırım aracına benzer bir başka yatırım aracı buluyoruz. Yani betası kuvvetli bir yatırım aracı daha buluyoruz. Sonra iki ayaklı bir işleme giriyoruz. Önce yanlış fiyatlandığını düşündüğümüz (ucuz olduğunu düşündüğümüz) varlıkta ucuz fiyattan alım giriyoruz forward işlemi olarak. Daha sonra buna yakın olan yani betası kuvvetli olan diğer varlıkta da forward işlemi satım giriyoruz. Burada şöyle bir güzellik var. Eğer olurda ilk tahminimiz tutmaz ise, yani bu varlık ucuz fiyatlanmış tahminimiz tutmuyor ise, betaya güvenerek diğer varlığın fiyatı düşecek kafası yaşanıyor. Zaten beta tarihsel olarak kuvvetli ise muhakkak iki araçtan biri diğerine yakınsayacaktır. Hatta convergence kelimesinin tam karşılığı yakınsama olup sebebi de budur.

LTCM’nin ana yatırım stratejisi bu olmakla birlikte kullandığı yatırım araçları tahvil ve tahville ilgili varlıklardır. Yatırım araçlarına yakından baktığımızda, ABD, Avrupa, İtalyan swap spreadleri görüyoruz. Yine Japonya swap eğrisi, çöp tahviller, gelişmekte olan ülkelerin tahvilleri , verim eğrisi yatırımları v.b. sıklıkla kullanılan yatırım araçlarından.

Long Term Capital Management Skandalı

Aslında bu işin sebebi olarak safi haddinden fazla alınmış olan türev riskini suçlamak tam  anlamıyla doğru değil. Yatırım stratejilerine ilişkin yazdığım yazılarda da belirttiğim üzere: Burası bir piyasa. Piyasa her şeyi doğru hesaplayamaz. Çünkü işin içinde insan var. İnsanların çılgınlığını, tutkularını hesaplayabilecek bir bilgisayarı da henüz icat etmedik. Yani beklenmedik şeyler hep oluyor. Peki burada ne oldu? Önce 1997 Asya Krizi patlak verdi. Sonra bundan etkilenen Rusya’da 98 krizi patladı.

Ortalık yangın yerine dönünce borsalar çakıldı, ABD borsası takriben %25 civarında düştü. Borsadan ağzı yanan pis, fakir ve küçük yatırımcılar koşa koşa devlet baboşun tahvillerine yürüdü. E haliyle tüm kaldıraçlı pozisyonları tahvillerde olan LTCM’nin pozisyonları patladı. Sonra gelsin call marginler. Haliyle call margin yediysen ruhuna fatiha babacım. Call margine düşüp pozisyonunu çevirebilen bir babayiğiti daha bu finans piyasaları görmedi.

Şirket battığında toplam kayıp tutarı takiben 4,6 milyar USD idi.

Yalnız burada 2008 krizinde ortaya çıkan bir sıkıntı ortaya çıktı.

Yine Mi Sen Uğursuz Adam: Too Big To Fail

Efenim malum 2008 krizinde ABD’lilerin ana avrat düz gittiği FED başkanı Bernanke’nin aklındaki deli sorular LTCM için de  geçerliydi. Vay efendim LTCM batarsa buna yatırım yapan, kredi açan bankalarda batar mı? Zaten bu sebeple too big to fail deniyor. Batar tabi. Lan bırak batsın. Cezasını çeksin. Ama yoookkk. Olmaaaazzzz.

23 Eylül 1998 tarihinde Fed hemen devreye giriyor. Long term capital management skandalı yaşanmasın diye (zaten bu işin kendisi bir skandal bence) 15-16 banka ile anlaşan FED, firmayı kurtarıyor. Bankalardan para alınıyor (kuvvetle muhtemel bu parayı FED basıp veriyor), Bankalar da bu parayı LTCM’ye sermaye enjeksiyonu adı altında basıyor. Özetle sen batarsan kimsenin umrunda olmaz ama kredi çekip batarsan yerli ve milli bir şirket haline gelirsin. Önce piyasaya bol bol para, sonra bir güzel faiz indirimi.

Sonuç ve Değerlendirmeler

Tıpkı Archegon Capital skandalı yazımda da belirttiğim gibi burada devletin rolü kritik. Ancak karar vermek zor.

Şöyle ki eğer devlet bu tarz yatırım kurumlarına çok sıkı denetim yaparsa bu adamlar sermaye hareketleri kapsamında başka ülkelere kaçarlar ve ülkede sermaye kıtlığı yaşanır. Lakin çok serbestte bırakınca böyle zıvanadan çıkıp cozutabiliyorlar. Bu adamlar batsın diyoruz filan yukarda ben de dedim ama öyle kolay değil. Bu adamların batması demek bu adamlarla birlikte yatırım yapan koca koca bankaların batması demek. Bankaların batması demek finansal kriz demek ki biz bu ülkede bunu çokça yaşadık. Bankaların batması kredileri geri çağırması demek ki bu krizin reel sektöre vuruşunun altın yoludur. Özetle çok çemkiriyorum bu too big to fail meselesine ama zor kararlar olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Esen kalınız efenim.

yatirimkurusu

10 yıldır finans sektöründe denetçi, İngilizce biliyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçeriklerin kopyalanması engellenmiştir.