Ekonomi

Abenomics Nedir?

Efenim cümleten selamlar. Bu yazı açıkçası kısa vadeli planlamamda yoktu. Bir gün yazarım diyordum, nasip bugüneymiş. Tarih 8 temmuz 2022. Japonya eski başbakanı Shinzo Abe bugün Japonya’da Nara şehrinde bir konuşma yaparken Tetsuya Yamagami adlı emekli Japon Su Altı Taarruz askeri tarafından iki el ateş edilerek öldürüldü. Ruhu şad olsun. Bugünkü konumuz shinzo abe tarafınan uygulanan abenomics nedir meselesi.

Japonya Ekonomisini Anlamak

Şimdi internete abenomics nedir yazdığınızda direk bodoslama ne olduğu filan yazar. Bu yazı öyle dandirik bir yazı olmayacak. Önce size japon ekonomisini iyice belleteceğim. Daha sonra abenomicsin ne olduğunu, niye uygulandığını, politikaların detayını öğreteceğim.

Efenim Japon ekonomisini anlamanız için önce 1945’e gidelim. Japonlar pek sevmez ama. ABD iki tane nükleeri japonların kafasına atınca japonya dümdüz olmuştur. 2. Dünya savaşında ABD ye kök söktüren Japon İmparatoru Hirohito ve ekibi dağılınca ülke kafamıza bir daha bomba yağmasın diye hunharca çalışmış, üretmiş ve ihracat kasmıştır.

İhracatta rekabeti arttırmak için yeni düşük tutmuş, sonra bunu ayıkan en büyük müşterisi ABD Japonyanın kafasına ekonomik nükleer bomba atmış ve plaza anlaşmasını imzalamaya zorlamıştır. 

Plaza anlaşması nedeniyle yenin değerini düşüremeyen japonya da para değerlenince bir anda her şey değerlenmiş ve platformda da yazımıza konu ettiğimiz Japon Varlık Balonu 1992 de patlamıştır.

Hem varlık balonu yaşanması hem de japon nüfusunun demografik yapısına göre medyan yaşın iyice artması ile düşen tüketim eğilimi (marjinal tüketim eğilimi) nedeni ile iş ekonomik durgunluğa varmıştır. Japon milletinin aşırı milliyetçiliği nedeniyle mültecileri sevmemesi ve alenen ırkçılık yapması nedeniyle nüfus dışardan destekle de gençleştirilememiş ve durgunluk teee 1992 den bu güne gelmiştir.

Shinzo Abe İktidara Geliyor

1995 senesinde Liberal Demokrat Parti saflarında siyasete giren shinzo abem yıllar içerisinde partide yükselmiş ve nihayetinde 2012 seçimlerinde iktidarı ele geçirmiştir. Aynı tarihte de bu uzun süren japon ekonomik durgunluğu atlatacak politika seti olan abenomics nedir sorusunun cevabını halka izah etmiştir.

Dipnot: Shinzo Abe 2020 senesine kadar abenomicsi uygulamış ve 2020 de iktidarı bırakmıştır.

Abenomics Nedir ?

Abenomics japon ekonomik durgunluğunu sonlandırmayı amaçlayan ve  üç oktan oluşan bir ekonomi politikası setidir.

Birinci ok para politikası, ikinci ok maliye politikası olup ilk ikisinde de genişleme hedeflenmiş, üçüncü ok da yapısal dönüşümdür.

Abe Japon tarihinin en uzun süre görev yapan başbakanıdır. O yüzden politikalarını rahat rahat uygulamıştır.

Abe kendi döneminde hem parasal genişlemeyi sağlamış hem de mali harcamaları ciddi arttırmıştır. Ancak yapısal dönüşüm oku tamamlanamadığından program hedeflerine ulaşmıştır dememiz yanlış olur. 

Ara Nefes : Büyüyen Dev Çin’in Japonlarla Meselesi Var

Şimdi yazının sonunda Çin meselesine değineceğiz ama Abenomics aslında Japonya için bir zorunluluktur diyebiliriz. Biliyorsunuz biz her ne kadar her gördüğümüz çekik gözlüye japona bak la gibi malca bir tavır sergilesek de bu çekik gözlü abilerin bile kendi içinde ayrımı var. İşte japonuydu, çinlisiydi, yok güney korelisiydi kuzey korelisiydi (gerçi bunlar aynı da) var oğlu var yani.

Bunların tarihsel olarak bölgesel çekişmeleri de var. İşte Rusya sarı denize ulaşmak ister, çin bütün bölgeye nüfuz etmek ister, japonya oranın ağasıdır büyüyenin kafasına basar filan. İşte Çin 2000 senesinden sonra kafasını kaldırıp politik olarak bölgede ben de varım üleyn deyince yıllardır büyüyememe batağına saplanmış olan Japonya da hareketleniyor.

Olm bu nüfuzcu dev bizi de yer diye panikleyip Abenomicsi açıklamıştır. Bundan başka çaresi de kalmamıştır.

Çünkü yanınızda komşunuzun durumu maddi olarak iyiye gidiyor ve silahlanmaya başlamışsa sıra yakında size gelecektir. Siz de savunma olarak belinize silah takmalısınız. Ancak silah pahalı bir şey. Bunun için  cebinize para girmeli. Bunun tek yolu da ekonomik büyümedir.

Ayrıca bu ekonomik büyüme ABD prangasından kurtulmanın da tek yoludur. 

ABD 2. Dünya savaşında Japonlara bir pranga takmış (silahlanmaya ve orduya sınır koymuştur, halen de devam etmektedir) sonra gidip plaza anlaşması ile 2. Prangayı geçirmiş ve Japonların elini kolunu bağlamıştır. Kanında imparatorluk olan her ülkenin hücresi tekrar o günleri yaşamak için her gün doğar ve ölür. Japonya da bunlardan biridir.

Abenomics Uygulanışı

Efenim neo liberal değiliz ama para politikasıyla başlayalım. Zaten kısa sürecek. Ahahahahahaha…

Japonlar önce %2 enflasyon hedeflemesi ortaya koymuş ve bunun için genişlemeci para politikası uygulayalım demişlerdir.

Bunun için önce aşırı değerlenen yenin değerinin düşürülmesi hedeflenmiştir. Burada esasen plaza anlaşması ihlal edilmiştir. ABD’nin buna ses çıkarmamasının nedeni asya pasifikte olası bir gerginlikte (ki bu gerginlik neredeyse kesin gibi) Japonya yı ileri karargah olarak kullanacak olmasıdır. Yani japonya Çin’in ayağına takılacak ilk çelme, hasmın gücünü zayıflatacak ilk yumruktur. O yüzden anlaşmayı ihlal edebilir. Unutmayın dış politikada hiç bir şey karşılıksız yapılmaz.

İşte yenin değerini düşürmek için önce yenin piyasadaki miktarı arttırılmıştır. Buna ek olarak sadece M1 tanımlı para arzı değil quantitive easing programı ile m3 de arttırılmıştır. Yine insanlar harcama yapsın diye negatif faiz oranı uygulanmıştır. 

Quantitive easing uygulanırken piyasada faaliyet gösteren inşaat firmalarının tahvilleri satın alınmıştır. (Ulan para politikası bile keynese çıkıyor, sen ne büyük adammışsın be kral)

Maliye politikasında genişlemeci politika ise önce Japon GSYİH inin %2’si seviyesinde yapılmış ve buna uygun bütçe çıkarılmıştır.

Burada Japonların bir tekniği var. Malum japonların medyan yaşının çok yüksek olduğunu söylemiştik. Bu durum bütün politika setini etkiler. Yani yaşlı grubun marjinal tüketim eğilimi düşüktür. Tasarruf eğilimi yüksektir. 

İşte Abem bunu da düşünmüş, hem negatif faiz uygulamış, ulan bizim ihtiyarlar bu negatif faizle de harcama yapmaz, bari onların yerine ben harcayım demiş mali politikayı para politikasına göre daha genişlemeci uygulamıştır. Bunu uygularken de yani sonuçta maliye politikasını uygulayabilmen için borçlanman lazım, halkın parasını çekmiştir. Nasıl yapmıştır? İç borçlanma ile. Bugün bile japonyanın kamu borcu/gsyih oranı %240’tır. (2020 verisi) 

Ancak bu borcun yalnızca %74 nün dış borç kalanı iç borçtur.

Ha %74 dış borç oranı da size fazla gelmiş olabilir. Ancak Japonların buna takılmasına gerek yok. Çünkü yıllok cari fazla veriyorlar. Yani bu gün boj rezervini çıkarsa laps diye kapatır dış borcunu.

Kritik Bir Hata: Tüketim Vergisini Arttırmak

Bu arada Japonlar büyüme politikasında iç tüketimden ümidini tamamen kestiğinden (adamlar yemiyor içmiyor tasarruf ediyor, hayır bir iki değil ki 125 milyon nüfus var, bir iki olsa çekip döversin) tüketim vergilerini arttırıp kurumlar vergisini indiriyor. Öte yandan halktan gelen vergi gelirleri ve onların tasarruflarıyla harcama yapıyor.

Bu arada bu düşük yen politikası esasen japon ekonomisi için biraz tehlikeli. Çünkü japonya enerji, gıda (gitmedim ama balık dışında bir şey çıkmıyor diyorlar) ve diğer muhtelif doğal kaynaklar anlamında bildiğin yoksul bir ülke. Yenin değerini düşürdüğünüzde ithalat maliyetinizi arttırıyorsunuz. Ancak japonyanın temel işi şu: dünyada çok fazla ülkenin üretmediği teknik bilgi gerektiren marka değeri ürettiğin ürünlerden yap, bunlardan fazla kazan. Yığın yoğun üretilen mallardan satın al. Yani adamların zaten başka bir çaresi yok, çünkü canına yandığımın japonyasında bir şey yok. 

Abenomics’in Değerlendirmesi

Efenim burada uygulanan maliye politikası esasen ters tepmiştir. Şöyle ki yukarıda değinmiştim. Kurumlar vergisini düşür tüketim vergisini arttır diye. Tabi japon halkı tüketimi sevmiyor ama adamları da öldürmeyin kardeşim. Japon halkı bu vergi arttırılması olayına iyice gocunmuş, zaten az olan tüketimini daha da azaltmıştır. Bu da büyüme verisini etkilemiş ve resesyonu tetiklemiştir.

Doğal Felaketin Cari Açığa Etkisi mi Olur Ulan

Buna ek olarak 2011’de Fukuşima Depremi nedeniyle ülkedeki çoğu nükleer santral kapatılmıştır. Japonya da doğal kaynak sıkıntısı var demiştik. Enerji noksanını karşılamak için fosil yakıtlara yükleniyor bu da cari açığı roketliyor. İşte hem cari açık hem de düşük yen hem de arttırılan tüketim vergileri nedeniyle düşen büyüme Japonya yı mahvediyor. Ülkeyi büyütelim derken içine ediyorlar.

Büyüme yavaşlayıp iş deflasyona varınca (enflasyonda düşüş) bunun şöyle katmerli bir etkisi oluyor. Şimdi normalde enflasyon olursa ülkede herkes harcamalarını öne çeker. Yani esasen enflasyon iç tüketim yoluyla büyümeyi reel anlamda da arttırır. Deflasyonda tam tersi olur. Herkes malın ucuzlayacağını bildiğinden harcama yapmaz. Böylece iç tüketim düşer, büyüme de bundan kötü etkilenir.

Bir de Japonyanın hem kronik olarak yaşanan harcama yapmayan yaşlı nüfus sorununa ek olarak japon şirketler çalışanlarına az maaş veriyor. Bu da japonyanın büyümesinin önündeki engellerden birisi esasen. Ulan çok değişik adam bunlar ya. Tüm dünyanın tersine gidiyor adamlar.

Abenomics Sonuçları

Özetle Abenomics yapısal reformları dışında uygulama alanı bulmuş olsa da hem deprem ve nükleer gibi yam unsurlar hem de politikanın gelir dağılımını bozması ve nihayet japonyanın kronik sorunu olan demografi meselesi nedeniyle istenen etkiyi yaratmamıştır.

Japon hükümetleri politikanın sonuçlarına ilişkin pek beyanda bulunmamaktadır. Ancak uluslararası manada iktisatçılar Japon abenomicsini istenilen sonuçların elde edilememesi nedeniyle eleştirmiştir.

Abe den sonra gelen yine LDP genel başkanı Yosihide Suga, Tokyo yolu yokuştur, bize faşo diyenler ya i*nedir ya p*şttur, Abe’nin yolu yolumuzdur deyip aynı politikaları devam ettireceğini söylemişse de dereden çok sular akmıştır. Yani dünya eski dünya değildir. O yüzden japonya nın abenomics üzerine yeni bir hikaye yazması gerektiğini söyleyelim.

Çin Olayları ve Beklentiler

Şimdi yukarıda değindim Çin büyüyen bir dev. İlk çelmeyi takacak Japonya. Ancak Japonya’nın böyle bir içsel gücü yok dedik. Detayıyla anlatıp suçun büyük kısmını da demografik yapıya attık.

Japonya’nın mevcut ekonomik sorunlarını aşmak için bir göç dalgasına ihtiyacı var. ABD Japonya’nın Çin’e çelme takmasını istiyor. Bunun için japonyanın büyümesi ve bu parayla silahlanması şart. Tüm bu hususları bir araya getirdiğimde yakın zamanda japonyanın demografik yapısını kısa sürede değiştirecek bir gelişme olmasını beklemekteyim. 

Burada bir dip not daha atayım. Kritik konulardan biri ABD’nin Japonya’ya muamelesidir. Global Ekonomi Politik yazımda buna değindim. Tekerrür yaratmayalım. Lakin ABD’nin bu bölgede yani asya pasifik olarak nitelendirilen coğrafyada zorunlu ve doğal iki müttefiki vardır. Bunlardan birisi Japonlar diğeri Güney Kore’dir.

Bir de Hindistan meselesi var ancak o mesele çok su götürür. Girmiyorum.

Abenomics nedir yazımızın sonuna geldik efenim. Yazıyı merhum shinzo abe’nin öldüğü güne denk getirmek için hızlı yazdım. O yüzden normalden daha fazla hata vardır. Kusuruma bakmayın. Tekrar düzeltilecektir. Bu vesileyle başta Shinzo Abe ‘nin ailesine rahmet yakınlarına ve tüm Japon halkına başsağlığı dilerim. Esen kalın.

yatirimkurusu

10 yıldır finans sektöründe denetçi, İngilizce biliyor.

İlgili Makaleler

4 Yorum

  1. Değerli Hocamız,Japon gibi hayati cok kasmamak, arasıra çoluk çocuğa et tavuk alıp, kontrollü bir piknik yerinde mangalı yellemek,pozitif duygularla harcama yapmak ekonomiye iyi geliyor anladığım.

    1. Japonlar değişik adamlar. Aslında bu tarz yazdığım yazıların tamamının alt metni var. Alt metin de şu: her ekonomi politikası içinde bulunulan demografik yapıya göre ayarlanmalıdır. Demografik yapıdan kastım buradan yola çıkarak yapacağınız harcama alışkanlıkları analizidir. Bize de bu lazım.

  2. Sizin ve gerçek tüm iktisatçıların insan canlısı için daha mutlu ve üretken bir dünya olsun diye bu kadar kafa yordugunuzu bildigimden,psikoloji ve algı durumunun,,(veee tatminsizlik psikolojisinin ) yıkıcı etkileri tekrar hatırlamak istedim,Ama adalet duygusu da şart yoksa tatmin imkansız.

    1. Teşekkür ederim. İktisat esasen bir pozitif bilim değil. Pozitif bilim olmadığı için net sonuçlar veremiyor. Bu durum da bu bilimin saygınlığını göreli ortamlarda zedeliyor. Ancak bu gün gelmiş olduğumuz noktada vahşi kapitalizmin mahvettiği dünyayı yeşil enerji vs. gibi çözümlerle toparlamaya çalışıyoruz. Kaynak kıtlaştı. Tüm derdimiz daha uzun süreli gen yaşamı aslında. Bu da insanın varlık sebebi. Bunu salt insanlık/hümanistlik olarak düşünmeyin. Mesela ben hümanist bir insan sayılmam. Ancak önce kendi genimin devamı için bir koşul var: insanlık elindeki kaynakları dengeli kullanmalı. Tüm derdimiz genin uzun süreli yaşaması esasen.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçeriklerin kopyalanması engellenmiştir.