Finansal Skandallar

South Sea Company ve Finans Piyasalarında Yarattığı Balon

Bu yazımızda konumuz aslında bir şirket. Adı da South Sea Company. South sea şirketinin dönem içerisinde palazlanmasını, palazlanması ile birlikte bir borsa balonu yaratmasını, insanların bu balonlar sırasında nasıl çığrından çıkıp saçma sapan işlere girebileceğini yazımızda okuyacaksanız. Biraz da detay vereceğiz haliyle. Ancak finansal balonlara ilişkin tecrübenin oluşması ve balondan kaçınmak için bu yazıyı okumanız sizlere katkı sağlayacaktır. Olayların 1720 yılında geçtiğini de söyleyelim ki yazının başında zaman kayması yaşamayın.

Bu yazımı okumadan evvel mutlaka esaslı balon göstergelerinden birisi olan yatırım geri dönüş oranı yazımı, yine yatırım stratejilerinizi belirlerken ciddi faydalanabileceğiniz yatırım, birikim ve servet konulu yazımı ve borsaya ilişkin kapsamı bir strateji çizebileceğiniz borsada yatırım stratejileri yazılarımı okuyun.

south-sea-company
South Sea Company logosu antikacıdan

South Sea

South sea şirketi aslında bir kamu özel iş birliği projesi diyebiliriz başlangıç aşamasında. Kuruluş tarihi 1711. Londra’da kurulu bu şirketin kuruluş amacı İngiltere ulusal borcunun azaltılması ve maliyetinin düşürülmesidir. Tabi şirketin borç alması için bir gelirinin olması gerekir. Bunu da şirketin kuruluşundan sonra devlet tarafından bir tekelci gücün verilmesi ile sağlamaktadırlar. Bu tekelci gücü Güney denizinin (south sea ismi buradan gelir) ve güney amerikanın Afrikalı köle arzını sağlama görevi olarak tanımlayabiliriz. Günümüzden baktığımızda bir devletin kendisinin kurmuş olduğu bir firmaya köle ticareti yapma yetkisi vermesi ne kadar garip görünse de o dönemlerde kölelik serbest olduğundan aslında gayette ticari bir faaliyet olarak görülüyor. Tabi köleliğin allah belasını versin yani. Orhan babanın kula kulluk edene yazıklar olsun lafıyla bu kısmı tamamlayalım.

Firma bu tekelci gücü alıyor almasına ama alır almaz 1700’lü yıllarda varisi olmayan İspanya kralı 2. Charles’in ölümüyle işler karışıyor. Çünkü İspanyol kolonilerine ve İspanya topraklarına gözünü diken ülkeler arası mevzu patlıyor. Bu sırada köle ticareti filan hak getire zaten adamların hepsini askere alıyorlar. Zaten bu savaşı İspanya kazanıyor. O yüzden köle pazarında kimseye parsayı da kaptırmıyor.

Ancak Borsada Manipülasyon- Acı Bir Hatıra yazımda da anlattığım üzere şu borsada bir hikaye patlamayıversin. Afedersiniz sineklerin b.kun üzerine üşüştüğü gibi üşüşüyor küçük yatırımcılar. Hele ki sırtında devlet gibi bir güç bulunan bir firma söz konusu ise bir de buna tekelci hak veriliyorsa ortalık toz duman olur. F/K denilen kavram ortadan kalkar.

south-sea
South Sea Company’nin tahvil kuponu

Bank Of England

Büyük Britanya krallığı 1700’lü yılların başlarında bir özel şirket olan Bank Of England’a bütün borç alma-verme işlerini devrediyor. Ancak aldığı hizmetten de hiç memnun kalmıyor. Bu yüzden yeni yeni yöntemler ve ortaklar aranmaya başlıyorlar.

Tabi koşulları da anlatalım. O dönemin büyük britanyası tam iki savaş ile mücadele ediyor durumda. Hem yukarıda bahsettiğim İspanyol savaşında özellikle kadim düşmanı Fransızlarla çarpışıyorlar, hem de great northern war denilen İsveç krallığı ile sürekli çarpışma halindeler. Bu savaşlar biraz uzun sürünce borç ihtiyacı hasıl oluyor.

Tabi o dönemin Büyük Britanyasından öyle lanet bir finansal sistem var ki her krallık birimi ihtiyacı olduğunda tahvil çıkarıp cayır cayır borçlanabiliyor. Herhangi bir makamdan müsaade almasına da gerek yok. Ancak o dönem finansın başına getirilen eleman ben bu işleri toplayayım diyor ve çare aramaya başlıyor. Yani hem borçları tek bir elden yönetecek merkezileştirecek hem de bunu bir firmaya devredip hükümet kontrolünden çıkarıp özelleştirecek. Aslında dönemine göre inanılmaz liberalist bir yöntem.

Borçların Devri ve İmtiyaz

Yapılan çalışmalar sonrasında tüm Büyük Britanya borçları toplanıyor, borçlar South Sea şirketine devrediliyor ve şirketin sermayedarları başlangıçta bu borçları yapan krallık kurumları ile lordluklar oluyor. Bu kurumlara da sattıkları borçlar karşılığında south sea şirketinin hisseleri veriliyor. Hükümette şirkete devredilen bu borçları (gün sonunda borç toplamı yaklaşık 30 mio Pound’tur.) %5 düzenli faiz ödemesiyle geri ödeyeceğini taahhüt ediyor. Tabi ilerleyen zamanda hükümet bu borçları ödeyemediği için bu faiz tahakkukları hisselere evrilip şirket hissesi olarak veriliyor sermayedarlara ve hissedarlara.

South sea şirketine de gelir elde etsin diye hükümet tarafından köle ticareti hakkı devir ediliyor. Aslında oldukça karlı bir iş olan bu köle ticaretinin kaynağı güney amerikadaki topraklar. Zaten şirketin adının South Sea olması buradan geliyor. Çünkü İngilizler bu güney amerika mevkiine South Sea diyorlar. Fakat burada yatırımcıların anlamadığı sorun şu ki güney amerikadaki topraklar İspanya işgali altında ve İspanya ile Britanya arasında savaş var. Yani öyle gideyim oralardan köle toplayayım gemi yüzdüreyim gezeyim tozayım diyeceği bir durum yok İngilizlerin.

south-sea-balonu
South Sea balonu ile ilgili bir ressam çalışması

Halka Arz

Borsa yatırımlarının en sevilen kısımlarından birisidir bu halka arz meselesi. Eğer finansal piyasalar coşku içerisindeyse muhtemelen hisse fiyatlarını hiç olmadığı kadar ucuza alma imkanı tanıyan bir fırsat doğar. Bir de yeni şirket, borsaya açılacak olan şirketin mutlaka bir amacı vardır, yeni sermaye gelecektir, oranları iyileşecektir vs. Yani pek coşkulu bir ortam vardır halka arzda. Hele ki halka arz edilen kıymet devlete yani kamuya ait bir şirketse coşku kavramı azgınlığa döner.

Bu süreçte tabi siyasi görüşte rol oynar. Bizim ülkemizde de hatırlıyorum. Halka arz değildi ama bir kamu şirketinin sermaye artışında hücum olmuş, bu iş vatan millet meselesi diyerek insanlar hisse almıştı. Şirket hala dimdik ayakta tabi benim de çok itimat ettiğim bir firma ama yatırım da duygu olmaz. Bu bana çok garip gelmişti.

İşte bu şartlar dahilinde ve hükümetin gazıyla South Sea Company halka arz ediyor. Tabi hisseler kapanın elinde kalıyor çünkü bizzat o dönemin İngiltere hükümeti diyor ki “arkadaş bu firma benim, ben her türlü bu firmanın arkasındayım”. Siz olsanız böyle bir firmaya yatırım yapmaz mısınız? Yani Borsa yazılarında vay şöyle analiz edin böyle yapın diyoruz ama ben size söyleyeyim direk olarak böyle bir durumda kimse analiz filan yapmaz bodoslamasına dalar. Haliyle o dönemde de bodoslamasına dalıyorlar.

south-sea-newton
Newton: Belki gök cisimlerinin hareketini hesaplayabilirim ama asla insanların çılgınlığını hesaplayamam…

Ama hissedarların bilmediği şey muhtemelen şuydu. Dönemin Britanya hükumetinin kurguladığı şey borçları firmaya devredip karşılığında köle ticareti tekelci gücünü firmaya devir ederek, firmanın bu tekelci gücü kullanıp köle ticaretinden elde etmiş olduğu gelirler ile borçların ödenmesini sağlamasıydı.

Hacimler

Efenim hemen dönemin rakamlarına göre hacimleri de inceleyelim. O dönem Britanya’nın toplam borcunun 50 mio pound olduğu tahmin ediliyor. Tahmin ediliyor çünkü adam akıllı kayıt yok. Günümüz kafasıyla düşünmeyin bilgisayar filan hak getire. Neyse bu borçların 18 mio poundu özel şirketlere devredilmiş, Bu özel şirketlere devredilen borcun 11,7 mio Poundu ise bizim South Sea Company’de. Tabi bu tutar daha sonra artarak 30 mio Pound’a çıkmıştır.

Balonlama Başlıyor

Efenim şirket halka arzını müteakip ilk iş kamuya borç veriyor. Şirketin borçlanması aslında karşılığında bir şey kazanmadığı durumda (yatırım yapmıyorsa vs.) çok olumsuzdur. Bunu hisse fiyatını etkileyen hususlar yazımızda ele almıştık. Ancak dediğim üzere finansal piyasalarda her daim mantık aramayın. Herkes %100 bilgi ile %100 doğru tahminlerle hareket etmiyor. Etse zaten piyasada kimse para kazanamaz.

Yani borsa yazılarımızda anlattık sürekli. Borsada birileri ucuza mal alacak, bir şeyler olacak, hissenin fiyatı oynayacak ki daha sonra bu hisse pahalıya satılacak. E ucuza alan her daim bulursun ama pahalıya kim alacak. İşte ona da algı yönetimi vs. diyoruz.

South sea company hadisesinde de olan bundan pek fazlası değil. İşte vay efendim İngiliz milliyetçisi söylemler, kilise çanı dinmez,bayrak inmez (siz sadece bu söylemlerin bu zamanlarda olduğunu düşünüyor olabilirsiniz) milli değerlerimize sahip çıkalım, fransızları döveceğiz, biz kadim bir milletin torunlarıyız, bu bayrağı indirmeyiz gibi…patlak veriyor. Yalnız sıkıntı şurada bu haberler ekonomi basınına sızıyor. Öyle olunca da kamudan imtiyazı olan zaten borsada adam akıllı bir tane şirket olduğundan İngiliz halkı parayı borsaya yağdırıyor.

south-sea-newton-moves
Newton’un hisseye giriş çıkış zamanı. Aslında borsada manipülasyon halinde ortalama bir küçük yatırımcının hareketini temsilen gösteriyor. Balonlar tehlikelidir. Sürekli olarak F/K’yı takip etmeniz gerekir.

Bu arada 1713 yılında Utreht anlaşması yürürlüğe giriyor. Anlaşmaya göre İngilizler Güney Amerikada South Sea Company üzerinden ticaret yapma hakkını elde ediyorlar. Tabi anlaşma imzaların imzalanmaz ortalık toz duman oluyor, hisse fiyatları zıvanadan çıkıyor. Ya düşünsene firmanın elinde sadece bir tekel hakkı var, fiiliyatta hiç bir şey yok. Daha bir tane gemi yüzdürmemiş, ciro yok, ne kazanacak belli değil ama işte spekülasyon böyle bir şey.

Normalde Utreht anlaşması kapsamında South Sea Company senede yalnızca bir kez o da 600 tonluk bir yük ile ticaret yapma hakkına sahip. Tabi bu işin finansal piyasalara yansıması sizce nasıl oluyor dersiniz? Hemen yazalım:(ingiliz çomarı mode on) Güney amarigada çok ciddi altın, gümüş var hacı abi, biz parayı zaut zie gompanisine yatırak, bunlar çoh para gazanacak, hem gosgoca ingiliz devleti kendisine borç veren firmayı yedirir mi yea, olm dört tane ayle var dünyada, dünyayı onlar yönetiyo, üllümünatü filan var…(ingiliz çomarı mode off)

Balonlamayı Arttıran Şeyler

Efenim South Sea balonu vakasını balon yapan şey sadece south sea şirketinin olayı değildir. South sea şirketi böyle palazlanınca borsada ciddi bir artış yaşanmış, artık sağda solda borsa kelimesini duyunca kaçan evdeki altın günü yapan teyzeler bile bo işi konuşmaya başlamıştır. Hal böyle olunca bazı fırsatçılar ortaya çıkmış, ya kardeş madem bu kadar bu işten anlamayan adam borsaya girmeye hevesli, hepsi para kazanmaya çalışıyor, bir vole de ben vurayım demişlerdir. Ve Londra borsasında bir halka arz çılgınlığı yaşanmıştır.

Aşağıya liste halinde halka arz yapan firmaların işlerini yazıyorum. Bakın bu aşağıya yazdığım listedeki firmalar halka arza çıkmış, hunharca talep toplamış, fiyatları roketlemiş firmalardır. Yani öyle insanların para yatırmadığı bir şey filan değildir.

south-sea-stock
orijinal faiz kuponu

Saç ticareti firması

Zift ve ithalatı

At sigortacılığı

Sabun yapma sanatı geliştiriciliği (bu ne aga)

Bahçe geliştiriciliği

Sürekli hareket eden tekerlek

Ağaç ithalatı

Taş kömüründen demir imalatı

Gümüşten dövülebilir başka bir metal icadı

Bak bunların hepsi gerçek ya. Ulan sabun yapma sanatı geliştiriciliğine yatırım yapan da ne bileyim abi. Ve tabi en bombası: büyük avantaj sağlayan bir taahhüt. Bak başka bir şey yok. Sadece bir taahhüt var, ne olduğunu kimse bilmiyor ve bu taahhüt halka arz edince talep patlaması yaşanıyor. Bakın bu kumar bile değil yahu.

Balonu Patlatıyorlar

Efenim balonun patlamasına geçelim. Balonun patlaması esasen John Blunt adlı sürecin başından beri işin tepesinde bulunan bir abinin, hissenin zirve noktası olan hisse başı 1.000 pound fiyattan daha yükseğe çıkması için başlattığı bir uygulama ile başladı. Plan south sea company’nin yatırımcılara hisselerini satın almaları için borç vermesini gerektirmekteydi. Yani eldeki mevcut hisseleri bulundurmak için bir miktar ödeme yapılması gerektiriyordu. Fiyat o kadar yüksekti ki yatırımcıların bir kısmı hisselerini satmak zorunda kalmıştı.

Sonrasını tahmin edersiniz zaten. Biri piyasada satış işlemini gerçekleştirirse o çığ gibi büyür.

South sea balonunun patlaması da oldukça hızlı oluyor.

financial-bubles
Piyasa balonlarının gelişimini gösteren karşılaştırmalı bir grafik. Aşağıda mor olan bizim south sea balonu.Bitcoin’e dikkat.Bitcoin daha sonraki süreçte (grafiğin çizildiği tarih nedir bilmiyorum) geri çakılmıştır.

Finansal Balon Nedir ?

Efenim çoğunuzun ya böyle bir balon olsa da atlasak, millete yüksek fiyattan çakıp, milletin paralarını yesek kafasında olduğunu biliyorum. Böyle bir şeyi tahmin edebilir ve doğru yerde girerseniz size karada ölüm yok. Yolunuz açık olsun. Ancak sürece gerçekçi bakmamız gerekirse bu pek mümkün olmaz genelde. Çünkü finansal balonlar genelde o dönemlerde uygulanan kamunun ekonomi politikalarıyla ilgilidir. Genelde uzun sürer. Yani bunu öngörmeniz için hükümetin içinden bilgi sızdırmanız gerekir ki bu pek de mümkün değildir.

Yani böyle bir sistemi kendiniz kurmadığınız müddetçe pek heveslenmeyin. Ha ben bunlardan nasıl uzak dururum diyorsanız yatırım,birikim ve servet yazımı önce okuyun sindirin. Daha sonra strateji ile borsada kazanma yazıma bir bakın. En son da yatırım geri dönüş oranı yazımı okuyun detaylıca.

yatirimkurusu

10 yıldır finans sektöründe denetçi, İngilizce biliyor.

İlgili Makaleler

5 Yorum

  1. Bir kitap önerisi; “Olağanüstü Kitlesel Yanılgılar ve Kalabalıkların Çılgınlığı-Karışıklığın Karmaşası” ( Charles Mackay , Joseph De La Vega). “Bu ne çılgınlık” diye bir söz var içinde.

    1. Bu kitabı da okumuştum. Gerçekten toplumların ne zaman nasıl bir çılgınlık içine girebileceğini tahmin edemezsiniz. Biz okuyan insanlar olarak sürekli bir nedem sonuç ilişkisi kurmaya çalışıyoruz özellikle yatırım anlamında. Ancak toplumların hareketlerini neden sonuç ilşkisine bağlama gibi bir hataya düşmeyin. Özellikle adam smith ve devamı düşünce akımının en iyi tercih varsayımı maalesef piyasada çoğu zaman vuku bulmuyor.

      1. Çok güzel aslından acı gerçekli trajik kitap. Bakalım kiripto paralar ne zaman lale çılgınlığı gibi anılacak? Yazılarınızda kitap adları vermiyorsunuz nedense. Hocam sizi, eleştirdiğiniz laisse faire/passe veya invisible hand ile eleştirmediğiniz korumacılık/devletçilik arasında tereddütte görüyorum sanki. Adam Smith emminin “Egoizm, alturizmdir” sözü doğru mu peki sizce?

        1. Hayatta önemli bir kavram var. Denge. Uzak doğu kültüründe çok önemsenen bir kavram batıya geldikçe önemini yitiriyor. Gerek iktisadi manada gerekse hayatın bir çok alanında denge kavramı önemli. Bir tarafta olmaktan ziyade dengeli olmak çok kritik. Devlet nerde olmalı nerede olmamalıyı tartışmak mühim bu yüzden. Bu sebepler adam smithin laissez faire si üzerinde nereler laiissez faire kalmalı nereler yarı yarı olmalı, nereler tam devlette olmalı bunu tartışmalıyız.

          Bitcoin meselesinde ben de lale soğanı çılgınlığı benzeri bir vaka beklentisindeyim. Fed burda karar verici. Bakalım kan akıtarak mı yapacak bu işi yoksa kan dökmeden usul usul mu? Fed için de önemli olan kavramın denge olduğun6 söyleyerek yazıyı sonlandıralım. Selamlar saygılar.

          1. Doğru denge kritik. Daha bugün şu kitabı bitirdim. Lǎozǐ’nin Tao Te Ching. Diğer yandan İsra Süresi 29. Ayet de şöyle diyor; “Eli sıkı olma, ölçüsüzce eli açık da olma; sonra kınanacak, kendi kendine hayıflanacak duruma düşersin!”
            Bitcoin macerası ise için de “life will be better or worse”. Selamlar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçeriklerin kopyalanması engellenmiştir.