Ekonomi

Enflasyon Neden Oluyor?

Efenim bu yazımızda konumuz ülkemizin kronik sorunlarından olan enflasyon neden oluyor meselesi. Yazımız gayet sübjektif, tamamen kendi görüşlerimi içeren kendi görüşlerimle birlikte enflasyon neden oluyor sorusuna bulduğumuz yanıtlardan hareketle kendi ürettiğim çözümleri içeren bir yazı. Keyifli okumalar dilerim.

Ön not olarak bu yazıdan önce enflasyona dair bilgilerinizi tazelemek için Enflasyon Nedir? yazımı ve Enflasyon Nasıl Hesaplanır? yazımı okumanızı tavsiye ederim.

Enflasyon Neden Oluyor ?

İktisat teorisyenleri enflasyonun neden olur sorusuna bir çok cevap vermekte iken biz bu yazımızda teorik tartışmalardan kaçıp daha genel geçer bir hadiseye değineceğiz. Enflasyonun kaynağına gideceğiz. Bu şekilde enflasyonun oluşum sürecini ve sebeplerini açıklamaya çalışacağız.

Özellikle talep enflasyonu ve maliyet enflasyonu şeklinde nitelendirilen enflasyonun bu şekilde tanımlanması, enflasyon ile mücadele ile görevli kurumlara çok yardımcı olmaktadır. Çünkü iki farklı kökenden gelen enflasyon ile çok farklı şekillerde mücadele edilmesi gerekir.

Bu arada talep enflasyonu ve maliyet enflasyonu aynı anda yaşanabilir. Bu durum enflasyonu kontrol etmek için gerçekten politika yapıcının elini oldukça zor duruma sokar. Zaman zaman ülkemizde de bunu yaşamışlığımız olmuştur.

enflasyon-neden-oluyor

Talep Enflasyonu

Talep enflasyon neden oluyor derseniz adından da anlaşılabileceği üzere talep edenlerin yani nihai tüketici kitlesinin tetiklediği bir enflasyon türüdür bu. Eğer tüketicilerin geliri ya da tüketim alışkanlıkları uygunsa bu durum enflasyona sebep olabilir.

Mesela bir ülkede genç bir nüfus var ise ülke vatandaşları daha fazla tüketim eğilimlidir. Buna örnek olarak Çin ve ülkemizi verebiliriz. Yaşı genç olan nüfus her daim tüketime daha eğilimli olacaktır. Bu demografik bir meseledir ve bunu engelleyemezsiniz. Medyan yaşı değiştikçe alışkanlıklar da değişir. Örneğin Japonya dünyadaki en yaşlı nüfuslardan birine sahiptir ve yıllardır dezenflasyonla yani enflasyon olmamasıyla mücadele etmektedir. Devlet her türlü politikayı uygulasa da enflasyonu bir türlü arttıramamaktadır. Çünkü yaşlı nüfus daha doygun olduğundan tüketim eğilimi çok düşük olmaktadır.

Talep enflasyonu kısmında şu hususu belirtelim. Talep enflasyonu ya bir malın belirli bir niteliğinden dolayı ona hücum yaşanması halinde, ya kişilerin gelirlerinin toplu halde artması halinde ya da diğer koşullar nedeniyle o mala talebin artmasından kaynaklanır.

Mesela koronavirüs şartları nedeniyle gıda ürünlerine yaşanan hücum bu malların fiyatını arttır, ya da Apple marka telefon yeni çıktı ise ona hücum olur ve kısa süreli de olsa firma fiyatları arttırabilir ki bu üründe enflasyona neden olur.

Talebin Arza Yetişmesi

Burada değinilmesi gereken bir husus eğer talep enflasyonu yönetilebilir şekilde ise kamu durumun düzelmesi için bekleyebilir. Örneğin gıda ürünlerine hücum olduğunu söylemiştim. Bu talebin devam etmesi halinde enflasyon en fazla 2-6 ay civarı sürecektir. Çünkü tetikleyici her daim talep olduğundan arz talebi takip eder. Piyasadaki emniyet stokları göz önüne alındığında bu tip bir enflasyon en az 2 en fazla 6 ay sürecektir. Yani arz kesimi talebin yükseldiğini gördüğünde üretimini arttırarak talebe yetişecektir. Bunu da not alalım bir kenara.

talep-enflsayonu

Para Basmak ve Talep Enflasyonu İlişkisi

Peki enflasyon neden oluyor sorusunun cevaplarından birisi olan para basma hangi kanaldan nasıl enflasyona sebep oluyor buna bir bakalım. Merkez bankası tarafından para basılması durumunda merkez bankası bu parayı hesaplarında tutmaz. Yoksa para basmasının bir anlamı kalmaz. Bu parayı önce bankalara verir. Parayı bankalara verdiği için TL‘de bir bolluk oluşur ve bankaların mevduat müşterilerine ihtiyacı azalacağından faiz oranları düşer. Ayrıca zaten merkez bankasında çok para olduğundan mevduat müşterisinin kaprisiyle uğraşmaz ve gidip ucuzundan borç alır. Bu ise ucuzlayan maliyet demektir. Bankanın maliyeti ucuzlar ise bankaların sattığı malın yani kredinin faizi de düşer. Bu da halkın krediye talebinin artması, krediyi alan vatandaşın da talebinin artması demektir. Bu halde tüketicilerin talebinin artması mala olan talebi arttırdığından firmalar fiyatlarını arttırırlar. Bu şekilde bir enflasyon yaşanır.

Talep Enflasyonu Neden Olur ?

Efenim talep enflasyonu temel olarak iki sebepten gelir. Ya devlet para basmıştır ya da kamu harcamasını fazla yapmaktadır.

İstisnai olarak nüfusun alışkanlıklarının değişmesi de (mesela Z kuşağının aşırı tüketim eğilimli olması ve tasarruf sevmemesi gibi) talep enflasyonunu kronik hale getirebilir.

Maliyet Enflasyonu

Maliyet enflasyon neden oluyor derseniz ise üreticilerin fiyatlarında yaşanan artıştan oluşur diyebiliriz. Bunu ekonomik göstergelerdeki ÜFE den takip edebilirsiniz. Neler olabilir? Mesela dolarda yaşanan bir artış, petrolde yaşanan bir artış, genel olarak belirli hammaddelerde yaşanan artışlar enflasyona neden olur.

Örneğin gıda enflasyonu halk için çok önemlidir. Gıda sektörünün temel girdileri gübre ve enerjidir. Ülkemiz için konuşacak olursak ülkemizde gübre hammaddesi yurt dışından temin edildiğinden ve enerji fakiri bir ülke olduğumuzdan gıda enflasyonu kısmen dışa bağımlıdır. Dünya ticaretinin dolar ile döndüğünü düşündüğünüzde USD/TRY’de yaşanan bir artış bize gıda enflasyonu olarak geri döner. Bu ilk olarak ÜFE’ye yansır ve üretici maliyeti arttığından direk satış fiyatın yansıtır bu durumu. Dolayısıyla maliyet enflasyonu denir buna.

Bu arada şunu da belirtelim. Maliyet enflasyonuna zaman zaman bizzat devletin kendisi de sebep olabilmektedir. Nasıl derseniz doğrudan tüketim üzerinden alınan vergilerdedir. Devlet tüketim ürünlerinden aldığı vergi oranlarını arttırarak enflasyonu arttırmış olur. Zaman zaman ülkemizde bunu görebiliriz.

Tavuk Mu Yumurtadan Yoksa Yumurta Mı Tavuktan?

Efenim yazımıza çok saygı duyduğum, eski TCMB Baş Ekonomistlerimizden Hakan Kara ilgi göstermiş ve kendisi “talep ve maliyet enflasyonunu katı çizgilerle ayırmadan anlatmanın daha faydalı olacağını, özellikle döviz kuru konusunda maliyet ve talep enflasyonunun birbiri ile etkileşimli olduğunu, talepte yaşanan hızlı artışların bir süre sonra dış açık yarattığını ve bu dış açık kanalından da bu durumun döviz kuruna yansıdığını, bunun da gecikmeli olarak da olsa maliyet enflasyonuna yansıdığını ama aslında kökeninde de talep enflasyonu olduğunu” belirtmiştir.

Öncelikle kendilerine tekrar teşekkür edelim ve saygılarımızı iletelim. Sayın Kara yıllarını bu işe vermiş bir bürokratımız ve söylediklerinin üstüne laf etmek pek doğru olmaz. Ancak benim anlatırken atladığım bu kısım da önemli. Anladığım kadarıyla (ben de yeni fark ediyorum bu vaziyeti) talep artışı aynı zamanda ülkeye ithal edilen mala da talebi arttırıyor. Bu durum ise ülkeden çıkan döviz miktarını arttırıp nihai olarak bize kur artışı olarak geri dönüyor. Bir süre sonra aslında talep artışı olarak başlayan enflasyon süreci, zaman içerisinde kendisini döviz artışı ile besleyerek maliyet enflasyonuna dönebiliyor. Dönmese de maliyet enflasyonu da talep enflasyonu olarak görülen rakama destek veriyor.

Bir örnek verecek olursak elma logolu telefon Türkiye’de üretilmediğinden bu telefona olan talep arttığında aslında ülkeden döviz çıkışı artıyor. Zaman içerisinde bu talebin sürekli hale gelmesi cari açık v.b. sebeplerle döviz ihtiyacını arttırarak bir de maliyet enflasyonuna itiyor.

Ne Yapılmalı?

Buradaki en büyük sıkıntı işte bence bu aşamada başlıyor. Yani tamam enflasyon neden oluyor bu işi anladık. Peki bu enflasyonla nasıl mücadele edilecek?

Bir sorunu çözmek için kaynak tespiti yapmak çok mühim. Ancak gördüğünüz üzere kaynakların yani sorunun sebeplerinin birbirine geçtiği bir ortam yaşanıyor. Maliyet enflasyonu var deyip kurla alakalı mı politika geliştirilmeli? Yoksa talep enflasyonu var deyip bireylerin gelirleri ile alakalı mı politika geliştirilmeli?

Talep enflasyonunun tek başına varlığı halinde kamunun daraltıcı para politikası ve daraltıcı maliye politikaları ile sorunu çözmesi mümkün görünüyor. Yani faiz oranlarını arttırabilir, kredi koşullarını zorlaştırabilir, spesifik sektöre yönelik önlemler alabilir, tüketim ya da kredilere uygulanan vergi oranlarını arttırabilir. Bu taktirde talep sahipleri pahalılık gerçeği ile karşılaşacak ve taleplerini düşüreceklerdir.

Maliyet enflasyonu durumunda ise kısa vadede kura yönelik politikalar önem kazanmaktadır. Ancak maliyet enflasyonu ile kısa vadeli mücadelenin en riskli bölümü, maliyet enflasyonunu çözmek adına doları kontrol etmeye çalıştığınızda imkansız üçlü hipotezinin tersine hareket edersiniz ve bu politikanız patlar. Yine doların değerini düşürdüğünüzde içerideki yurttaşların alım gücü artacak ve bu kişilerin ithalat eğilimi fazlalaşarak yine dolar döngüsüne girilmesine sebep olacaktır.

Benim şahsi kanaatim ülkedeki Dolar Sorunu büyük ölçüde çözülmediği müddetçe bizim kronik hale gelen enflasyon sorunumuz da çözülmeyecek. Tabi şimdi şunu söyleyeceksiniz. Sürekli olarak artan dolar talebi ve dolar kuru sorununu çözersek bu durum ithalat eğilimini arttırmayacak mı? İthalat eğilimi artınca bu durum tekrar dolar sorunu yaratmayacak mı, biz en iyisi hep fakir kalıp rekabetçi kurda duralım meselesine giriyoruz.

İşte burada aslında bir düğümlenme oluyor. Bu aşamada yine şahsi tavsiyem ülkedeki üretim desenini değiştirmektir. Nedir derseniz bu yazının konusu değildir. Muhakkak ekonomi yönetimi yazımı okuyunuz. Esen kalınız efenim.

yatirimkurusu

10 yıldır finans sektöründe denetçi, İngilizce biliyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçeriklerin kopyalanması engellenmiştir.