Ekonomi

Zombi Şirket Nedir ?

Bugünkü yazımızın konusu zombi şirket nedir meselesi. Aslında her kapitalist ekonominin önemli sorunlarındandır bu zombi şirket nedir hikayesi. Bu yazımızda  zombi şirketlerin nasıl oluştuğuna, daha sonra ise zombi şirketlerin ekonomiye verecekleri zarar ile sonuçlarına ve nihayet çözüm yollarına değineceğiz

Zombi Şirket Nedir?

Zombi şirket olarak adlandırdığımız şirketler aslında fiilen batık  resmiyette batmamış şirketler. Ya kardeşim bana mı battı battıysa alacaklıları düşünsün diyebilirsiniz tabi ama şirketin hacmi biraz büyük olunca öyle olmuyor. Hele hele bir de ülkenin yönetimindeyseniz hiç öyle olmuyor. 

Tam bir zombi şirketler tanımı yapacak olursak batık durumda olan ancak normal şirketlere sağlanmayacak muhtelif imkanlar vasıtasıyla (kredi yapılandırma, borç erteleme vergi affı veya vergi silme gibi) ayakta tutulan firmalara denir.

Zombi şirket nedir ? Günümüz dünya ekonomi düzeninin bir parçasıdır ve var olmak zorundadırlar.

zombi-sirket

Şirketler Nasıl Zombi Olurlar?

Aslında şirketlerin zombi olma hikayesi para kazanmaya çalışan ortalama bir firmanın büyümesi büyümesi ve büyüyerek bir dev haline gelmesi ile başlar. Tabi laf arasında bu iş genelde kredi ile olur.

Tabi kredi büyümesinin bir maliyeti vardır ki biz buna kısaca faiz yükü deriz. Özetle hikaye büyüme isteği, büyüme isteği için kaynak ihtiyacı, kaynak ihtiyacı için kredi çekme şeklinde devam eder.

Tabi büyüyen zombi şirketler in satışları büyüdüğü gibi ülke gsyihinden ve ihracatından olan payı da büyür. Aynı şekilde istihdam ettiği insan sayısı da büyür. Yine borçları da büyümeye başlar. Borçlar derken hem kamuya hem bankalara  hem de piyasaya.

Hatta bazı şirketler öyle bir tekelleşir ki sektör tamamen bir firmadan oluşabilir.

İşte bu şartlarda şirket yönetimleri risklerini bertaraf etmek, bir yerden kaynak kesilirse diğer yandan kaynak akıtarak nakit akımlarını düzeltmek için farklı sektörlere girebilecekleri gibi kamu zoruyla ya da kendi istekleri ile ihalelere girebilir, bu ihaleleri kazanabili ve zaman zaman sosyal ihtiyaçlar nedeniyle çok da karlı olmayan işler yapabilirler. 

İşte bu iş kollarından birinde planlanan projeksiyon kapsamında hareket edilmemesi işlerin bozulması için çoğu zaman yeterlidir.

Çünkü zaten halihazırda sermaye sorunu çeken bu sermaye ihtiyacı için borç alan şirketler günün sonunda bir işten zarar etse bu o şirketin zombi şirkete dönmesi için genelde yeterli olur. Çünkü finansman yükü ülkemizdeki çoğu şirkette bıçağın sırtındadır ve günü gününe tutar.

Ha tabi Türkiye’nin kriz tecrübelerinden gördüğümüz genelde firmaların ağırlıklı kısmının kullandıkları kredileri çar çur etmesi ile batmasıdır. Firmalar genelde aldıkları kredilerle apır sapır yerlere yatırım yaparlar. Yatırımın geri dönüşü hem nakit akımı hem de kar anlamında kötüyse firma direk patlar.

Özetle iktisatı anlamayan yani kaynaklarının maksimum fayda için optimum kullanmayan, gelecekten bihaber ve aşırı borçlanan şirketler zombileşmek suretiyle ekonominin dışına çıkarlar.

İflas İyi Bir Şey Mi?

Vakti zamanında bir kriz arefesinde pek sevdiğimiz bir bankanın CEO’su bankasının riskinin oldukça az olduğu bir sektör için “bırakalım piyasanın görünmez eli işlesin batan firmalar batsın, onları diğer firmalar alsın ve daha güçlü firmalar ile yola devam edelim” demişti.(dip not: aynı arkadaş kendi bankasının riskinin fazla olduğu sektör için ne hikmetse devlet yardım etsin kurtarsın bu sektör ülke için çok stratejik filan demişti öyle de duygusal ve milliyetçi bir insandı kendisi)

Aslına bakarsanız adı lazım değil arkadaşın söylediği ilk laf grubu liberalcilerin gururunu okşayan pek de hoşuna giden laf öbeği. Gerçi hangi cümleye görünmez el lafını soksak bunlar kudurur. Gerçekten de işin bir tarafından bakarsak insanlık tarihi olsun iktisadi ya da siyasi tarih olsun bu doğal seleksiyon işi iyi gibi görünebilir. 

Fakat devlet yönetiminde işler hiç bir zaman şansa bırakılamayacak kadar kontrole muhtaçtır. Çünkü piyasa her daim devlet menfaatlerini düşünecek stratejik bir harekat planına sahip değildir.Hatta hiç planı yoktur. Pata küte gider.

Sonuç olarak iflas kavramı rekabet, serbest piyasa vb konular için uzun vadede iyi iken kısa vadede kaynak israfı, işsizlik, refah düşüşü v.b ekonomik göstergelere olan etkisi nedeniyle kötüdür. Ancak bilinmesi gereken iflas olmadığı taktirde kaynaklarını kötü yerlere kullanan firmalar batamayacak dolayısıyla zaman içerisinde bu durum “moral hazard” da denilen ahlaki tehlikeye sebep olarak daha fazla kaynak israfına sebep olabilecektir.

Zombi Şirketler

Bu yazıyı iki kısma ayıralım. Birinci aşamada henüz zombi olmayan potansiyel zombi şirketleri anlama kılavuzunu verelim. İkinci aşamada ise zaten zombi şirketler olanları anlamaya çalışalım.

Potansiyel zombi şirketler i anlamak için ilkin EBİTDA vs.  Finansman gideri kalemlerini karşılaştırınız. Şayet bu negatif sonuç veriyor ise zombileşmeye başlamış şirket diyebiliriz. Yani kısaca düşük faiz oranlarına bağlı, borçluluğu yüksek, mevcut faaliyetlerinden elde ettiği kar ile dahi finansman giderlerini karşılamayan firmalar zombi diyebiliriz. Bunun dışında en büyük potansiyel zombi şirketler;

  • rekabetin yüksek olduğu bir sektörde olan (mesela tekstil vs.)
  • kendi sektöründe tekel olmayan
  • yenilik/inovasyon yapamayan, ürünleri eskimeye başlamış
  • yalnızca ucuz fiyat politikası izleyen
  • döviz girdisi olmayan/kur riski taşıyan

Bunun dışında daha detaylı bir analiz kasayım diyorsanız bilanço analizi ve gelir tablosu analizi yazılarımdan faydalanabilirsiniz.

Bir de zaten zombi olan firmalar vardır. Bunun için de yukarıdaki kriterlerin ağırlıklı kısmının gerçekleşmiş olması ile birlikte sürekli kredi yapılandıran, vergileri affa uğrayan, siyasi destek arayan ve kovalayan firmalar tamamen cortlamıştır.

Bir Formül

Bu zombi şirketleri anlamak için Principial Global diye bir firma formül yazmış. Eğer bir firmanın ROE (Özkaynak karlılığı ile özkaynak maliyeti (aslında kredi faizi diyelim buna) 400 baz puanın altındaysa, 1 yıllık ortalama ve üç yıllık satış büyümesi %3’ten az ise ve nihayet faiz ödemelerinin iki katını geçen yılın vergi hariç karı ile karşılayamıyorsa zombidir demiş ama bu principial global firmasının tanımını Türkiye’ye uygularsak çok firma zombi olur. O yüzden bu formüle pek itimat etmedim ben.

Zombi Şirket Olması Zorunlu Mu?

Zombi şirket dünya ekonomi düzeni için bir zorunluluktur. Çünkü kapitalizm krizlerle hatalarını düzelten ve fark edebilen bir sistemdir. Dolayısıyla zombi şirketler veya krizlerin varlığı aslında kapitalist bakış açısından sistemin sağlıklı seyrettiğini gösterir. Tabi buna ne kadar katılırsınız bilemem. Çünkü bu şirketlerin ülke ekonomilerine ciddi maliyetleri olmaktadır. Tamamı da kaynak israfıdır.

Ancak öte taraftan bakıldığında bu şirketlerin zombi şirketler e dönüşmesi demek ekonomide bir şeyler sürekli değişiyor, dinamik bir vaziyet var ve bu şirketler ekonomideki bu değişime ayak uyduramadıkları için zombi haline geliyor diye de düşünülebilir.

Mesela Endüstri 4.0 kavramının getirecekleri ile perakende sektöründe bir çok firmanın zombi şirket olacağı çok açık ve net görülebiliyor. Bunun esas sebebi ise piyasanın yavaş yavaş verimli olmayan ve inovasyon yapamayan firmaları saf dışı bırakması diyebiliriz.

Zombi Şirket Sadece Türkiye’de Mi Var?

Tarihe baktığımızda ilerleyen vakitte başka bir yazıda ele alacağım Japonya’nın kayıp on yılı olarak da adlandırılan ve 1990’lı yıllarda Japonya varlık fiyatı balonu olarak bildiğimiz sürecin sonunda ortaya atılan bir kavramdır zombi şirketler kavramı. 1990 yılında Japonya’da yaşanmış olan varlık balonu neticesinde yaşanan balon patlama vakasıyla Japonya büyük bir finans krizi geçirmiş o günlerden bu günlere de bir türlü kendini toplayamamış, bu süreçte bir çok firmada burada yaşanan krizden etkilenerek batmaya meyil etmiştir. Ancak dönemin Japon hükümeti sürece müdahale etmiş “bunlar koca koca firmalar ,batarlarsa nice olur bizim ekonomimiz, kimi nerede çalıştırırız, bu firmaların hepsinin piyasaya borcu var, ne yapacağız” demek suretiyle bu firmalara müdahale etmiştir.

Japonya’da zombi şirketler denilen bu şirketleri 2008 ABD Krizinde tekrar gördük ki bu sefer isim değiştirmişlerdi. Artık onlara Too Big To Fail diyorduk. 2008 krizinde ise FED‘in dünyanın büyük şirketlerinden olan AIG’yi kurtardığını gördük.

Peki tüm bu politikaların sonucunda neyi gördük? Kurtarılan hiç bir firma marka algısının da zedelenmesi nedeniyle bir daha eski günlerine dönemedi. Kurtarılan firmaların çoğu halen vergi mükelleflerine yük olmaya devam ediyor ve devletlerin sırtında birer kambur olarak duruyorlar.

Zombi Şirketler : Kaç Tane Var?

Geçen gün sanırım internette görmüştüm. İşte bilmem ne danışmanlık firmasının sahibi piyasadaki firmaların yarısının zombi şirketler den ibaret olduğunu söylemiş. Hayatımda böyle malca bir açıklama görmedim. Bunu diyebilmen için tek tek girip bakman lazım. Ya bir kere zombi şirketin ortak olarak bir tanımı yok. Net bir şekilde tespit edilememesi bu firmaların en büyük problemi zaten.

O yüzden sağda solda gördüğünüz zombi şirketler in sayısı artıyor laflarına itibar etmeden önce bir bakın bakalım hangi istatistik veriden beslenmiş. Önemli not: Halihazırda batmış şirketler zombi şirketler değillerdir. Onlar zaten batmış şirketlerdir.

Zombi Şirketler : Devlet Ne Yapmalı?

Zombi şirketler e ilişkin yapılmış kurtarma projelerini aslında 2008 krizi yazılarımda izah etmiştim sizlere. O projeleri merak edenler oraya gitsin. Benim şahsi kanaatim oradakilerden daha farklı ve çözüm önerim de oralardakilerden daha farklı.

Devlet zombi şirketler i kurtarmalı mı derseniz hem evet hem hayır derim sizlere. Saçma sapan konuşma lan denyo dediğinizi duyar gibiyim konuyu detaylandıralım. Efenim bir ülkenin genel ekonomi planı kapsamında stratejik nitelikte sektörler vardır. Bunlar belirlidir. Zaten bu sektörlere devletler bizzat girmeli ve içeriye bir ajan bırakmalı diye her daim söylerim. Ancak böyle bir durum yoksa yani stratejik sektör olarak nitelendirilen sektörlerde devletin ajanı yoksa belki o taktirde zombi şirketler kurtarılabilir.

Bunun dışında stratejik olmayan mesela tekstil, inşaat v.b. sektörlerde zombiyse zombi kardeşim bırakıcan batacak. Alacaklıları da alacaklarını alamayacak. Evet bu durum muhtelemen ekonomik verilere kötü yansıyacak ama kötü iş yapan, işini beceremeyen herkesi devlet kurtaracaksa ben maaşlı bir vergi mükellefi olarak niye suçluyum? Bu adamların cezasını neden ben çekmekteyim?

Eğer devlet ekonomide bir yenileme yapmak istiyorsa ve zombi şirketleri feda edeceğim diyorsa (bunu demesi için hiç bir mantıklı gerekçe yok bu arada, hiç bir hükümette bunu yapmaz) faizleri arttırıp bu yolu deneyebilir. Buradan şu sonucu çıkartabilirsiniz faiz artışları zombi şirketler in ortaya çıkmasına sebep olmasından mütevellit dönem dönem tehlikeli olabilmektedir.

Efenim zombi şirket nedir yazımızın sonuna geldik. Esen kalın.

yatirimkurusu

10 yıldır finans sektöründe denetçi, İngilizce biliyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçeriklerin kopyalanması engellenmiştir.