Ekonomi

Merkez Bankası Faiz Kararı Piyasayı Nasıl Etkiler ?

Efenim bu yazımızda konumuz merkez bankası faiz kararı piyasayı nasıl etkiler meselesi. Normalde bu tip yazıların altını piyasadan veriler toplayıp bulgularla desteklemek gerekli ancak buna vaktim yok. Biraz iç dökme yazısı biraz da aslında madalyonun diğer tarafını göstermek. Bununla birlikte yazının bir kısmı doğal olarak merkez bankası politikası anlama kılavuzu yazısı ile benzeşmektedir. Spam yapmıyorum.

Bu merkez bankası faiz kararları son dönemde memlekette takıntı haline geldi maalesef. Enflasyon artışına karşı merkez bankası faiz arttıracak mı arttırmayacak mı? Ya mahalledeki bakkal bile oturmuş merkez bankası faiz kararı piyasayı nasıl etkiler diye bekleşiyor. Böyle bir saçmalık yok.

merkez-bankasi-faiz-karari-piyasayi-nasil-etkiler

İşin esası her daim olduğu üzere yine kaçırılıyor. Merkez bankası faiz kararı esasen kısa vadeli etkisi olan ve ekonomik konjonktüre göre değişen bir politikadır. Üstüne ülkenin büyüme ve kalkınma sorunları konuşulamayacak kadar da sığdır aslında. Sadece hükümetlere zaman kazandırıcı niteliği vardır. Fazlası değildir. Yani ilk söyleyeceğim şey: Merkez bankası faiz kararları piyasayı nasıl etkiler : Kısa vadede politika etkinlik derecesine göre etkili, uzun vadede nötre yakın diyebiliriz.

Monetarizm denilen hastalıklı iktisadi zihniyet maalesef bugün geldiğimiz liberal sapkınlığın en büyük sebeplerinden birisi. Dolayısıyla aslında insanların merkez bankası faiz kararı sanki hayatlarında her şeyi değiştirecekmiş gibi bakması acayip değil aslında. Gelin merkez bankası faiz kararı piyasayı nasıl etkiler meselesine bir büyüteçle bakalım.

Passat Medyasının Anlamsız Tartışmaları

Normal koşullarda merkez bankası politikasının ülkemizde tartışma konusu olan kısımları şunlar.

  1. Enflasyon sorununu çözmek için faizi arttırıp ekonomiyi soğutmamız gerekiyor.
  2. Dolar artışı ve dolarizasyonu düşürmemiz için faizi arttırmamız (reel faizi pozitif hale getirmek) ve içeriye döviz çekmemiz gerekiyor.
  3. Faiz artışı ekonomiyi aşırı soğutup büyümeyi negatife çevirir mi?
  4. Rekabetçi kur avantajını kaybeder miyiz?

Evet temel tartışılan konular bunlar tabii ki. Ancak hepsinin cevabı da aslında net durumda. Bence piyasada herkes neden faiz arttırılmak istenmediğini de neden arttırıldığını da, ne zaman arttırılması gerektiğini de eşşek gibi biliyor. Ancak herkes işin etrafından dolanmanın ve bir Türkiye problemi olan işin esasına dokunmamanın peşinde.

Bu gün ise bizim yazımız passat medyasının saçma sapan tartışmalarından uzaklaşıp merkez bankası faiz kararı piyasayı nasıl etkiler sorusunun cevabı ve bu kararların piyasa aktörleri üzerine olan etkisini kısa ve uzun vadede izah ederek her seçimin aslında bir maliyet olduğunu göstermek. Gerçekten ekonomi yönetimi de devlet yönetimi de çok zor ve tailor cut dediğimiz ince ayar politikalar gerektiriyor. Bunun yanında hep dediğim üzere mahir bir siyasetçinin topluma zararı olacak bir şeyi dahi güzel bir şekilde izah etmesi gerekli.

Merkez Bankası Faiz Kararı Piyasayı Nasıl Etkiler ?

Merkez bankası piyasanın en üst makamdaki fonlayıcısıdır. Merkez bankasına bankaların bankası denmesinin sebebi de budur. Merkez bankası politika faizi üzerinden bankaları fonlar. Buradaki fonlama normalde günlük likidite ihtiyacını karşılamaya yöneliktir. Bunun nasıl detaylıca hesaplandığını bir hafta vadeli repo faizi ve piyasayı anlamak yazımda izah etmiştim sizlere. Normalde hacim olarak oldukça küçük bir miktar olan günlük likidite ihtiyacını karşılamaktan ibaret olan merkez bankası nasıl oluyor da tüm piyasadaki faizi etkiliyor?

Parasal Aktarım Mekanizması Nedir ?

Yine politika faizi şu demektir : ben merkez bankası olarak piyasada nakit para ihtiyacı olan bankalara bu faizden borç vereceğim. Ancak bu günlük fonlama ihtiyacının hacmini etkiler sadece diye düşünüyorsunuz. Kazın ayağı hiç öyle değil. Çünkü merkez bankası bu fonlamayı bir hafta vadeli repodan yapmaktadır. Bir hafta vadeli repo ise iki yıl vadeli devlet tahvili üzerinden yapılır. Yani merkez bankasının politika faizi iki yıl vadeli tahvil faizini değiştirir. Bu taktirde piyasa faizi artmış olur. 

Piyasa faizinin arttığını gören mevduat müşterileri ise banka riskini alıp mevduata para yatırmak yerine gidip yüksek faizli devlet tahvilinden satın alabilirler. Müşterileri tahvile kaçmasın isteyen banka da faizini yükseltmek zorunda kalır.

Faiz indiriminde ise hadise biraz farklı seyretmektedir. Merkezin faiz politikası kısa vadede yönlendiricidir. Uzun vadede piyasa faizi kendisi belirler (faiz içselciler beni taşlayacak ama, ufak taşlardan atın ulan!). Yani merkez faizi indirir ise öyle pat diye piyasa faizleri/mevduat faizleri inmez. Burada da para politikasının etkinliğinde kritik önemi haiz dolarizasyon kavramı ortaya çıkar.

Bir başka konuda bankalararası para piyasasındadır ki asıl kaynak noktası burasıdır. Bankalar nakit yönetimi ve güvenlik riskini bertaraf etmek ve daha fazla para kazanabilmek (paranın zaman değeri) adına şubelerde fazla nakit tutmamaya gayret gösterir. Bu sebeple akşam olmadan Şubelerdeki nakit tutarları toplayarak bir merkeze getirirler ve bu nakit fazlasını önce bankalar arası para piyasasında değerlendirmeye çalışır. Eğer saat geçerse ve bankalar arası para piyasasında kimse talep etmezse merkez bankasına gecelik repo yaparlar. 

Ki siz bu faizi gecelik borç alma faizi olarak görürsünüz.Haliyle gecelik reposunu daha yüksek faizden merkez bankasına yatırma imkanı olan banka fonlarını bankalararası piyasaya değil merkez bankasına verecek ya da likidite ihtiyacı olan banka bu ihtiyacını bankalararası piyasadan daha yüksek bir faiz oranı ile piyasadan karşılayacaktır.

Aşamalar

Merkez bankası faiz artışının piyasaya etkisi için ilk bakacağımız nokta bankalar. Çünkü parasal aktarım mekanizması dediğimiz nanenin ikinci aşaması bankalar. Bankalar nasıl para kazanır yazımda bankaların bir ülkenin ekonomik sistemine kan taşıyan damarlara benzetmiştim ki gerçekten böyledir.

O yüzden sırayı takip edip önce merkez bankası faiz kararının bankalara etkisini akabinde işletme ve nihayet kamuya olan etkisini inceleyeceğiz.

Bankalar Açısından Merkez Bankası Faizi Artışı

Yukarıdaki parasal aktarım mekanizmasından merkez bankasının faiz kararının sırasıyla tahvil piyasası-bankalararası para piyasası-mevduat piyasasını etkilediğini gördünüz. Bu etkinin ağırlıklı olarak banka bilançosunun pasif tarafını yani maliyetlerini etkilediğini görebiliyorsunuz. 

Maliyeti artan bankanın faiz riski artar. Bu sebeple faiz riskine maruz kalan banka likidite krizine girip batmamak için kredi faizlerini arttırmak zorunda kalır. 

Peki merkez bankası faiz arttırırsa banka kar mı eder zarar mı eder? Efenim kısa vadede zarar eder uzun vadede net faiz marjını ayarlayarak karını korur. Çünkü ülkemizde bankaların bilançolarının takriben %60-75 aralığını oluşturan mevduat vadeleri ortalaması 90 gün civarıdır. Yani bankaların kaynak maliyeti ortalama 90 günde bir yenilenir. Merkez bankası faiz artışı bankanın maliyetlerinin artması demektir.

Oysa bir banka aktiflerinin yine yaklaşık %60-75 aralığını oluşturan kredi faizlerini bu kadar kısa vadede yenileyemez. Hatta aktiflerin ortalama vadesi 500-550 gün aralığıdır. Dolayısıyla merkez bankası faiz artışı bankanın kısa vadede kar marjını daraltır ve karını azaltır.

İşletmeler Açısından Merkez Bankası Faizi Artışı

Gelelim işin işletmeler bacağına. Nakit akışını iyi ayarlayan ve nakit akımında hep pozitif tarafta olan işletmeler merkez bankası faiz artışından olumlu etkilenir.

Ancak ülke genelinde durum böyle değildir. Ortalama bir türk işletmesinin bilançosunu ve karşılaştığı faiz riskini faiz riski nedir yazımızda anlatmıştık. İşte bu yüzden borç oranları yüksek olan Türk işletmeleri faiz artışından hep olumsuz etkilenirler. Çünkü bilançolarının pasif tarafı yani kaynakları sermaye ağırlıklı değil ticari borçlar ve krediler ağırlıklıdır. 

Piyasayı bilmeyen bir kişi ne var kardeşim ticari borçla faizin ne alakası var diyebilir. Ticari borçlar vadeli satışlardır. Vadeli satışlarda vade uzadıkça işletmeler faiz oranını da göz önüne alarak vade farkı eklerler. Özetle işletmelerin bilançosunda ticari borç da olsa kredi de olsa maliyetleri artar ve kar marjları daralır. Bunu yani finansal planlamasını ayarlayamayan çoğu şirket uzun süreli zararlara dayanamayarak sermayesini tüketir ve batar.

Kamu Bütçesi Açısından Merkez Bankası  Faizi Artışı

Gelelim işin diğer bacağına. Kamu devlet tahvili ve bonosu üzerinden borçlanır. Bu borçların ilk müşterileri piyasa yapıcı sistemi nedeniyle zorunlu olarak bankalardır. Bankalar bu aldıkları tahvilleri ikincil piyasada istediği şekilde değerlendirir.

Bir faiz artışında bankaların ellerindeki nakitleri ilk tercih olarak merkez bankasında değerlendirmek istediğini söylemiştik. Bu durumunda ilk aşamada bankalararası para piyasası faizini arttıracağını belirtmiştik. İşte bu kapsamda eğer hazine merkez bankası faizinden daha düşük bir faiz ile borçlanmak isterse piyasada kendisine borç verecek banka bulamayabilir. Bu yüzden merkez bankası faiz artışı öncelikle hazinenin bundan sonraki borçlanmalarında daha yüksek faiz ile borçlanmasına neden olur.

Öte yandan hazine tahvil ihraçlarında az yer tutsa da değişken faizli tahviller de bulunmaktadır. Eski borçlanmalar arasında yer alan değişken faizli tahvillerin maliyeti de artar.

Yatırımcı Açısından Merkez Bankası Faizi Artışı

Gelelim işin sizleri enterese edecek kısmına. Yatırımcı açısından durum nasıldır? Efenim bu durum yatırımcının pozisyonuna ve faiz artış oranına göre değişir.

Varsayım: TCMB pozitif reel faiz sağlayacak güçlü bir politika faiz artışı yapmıştır.

Tahvilde Bekleyen Yatırımcı

Yatırımcı sabit faizli bir tahvilde bekliyor ise tahvilde bekleyen yatırımcı bu politikanın kaybedenidir. Çünkü alternatifi olan vadeli mevduat faizinin getirisinden daha az getiriye sahip durumdadır. Buna ek olarak elindeki tahvillerin fiyatı düşecektir. Ancak değer yatırımı anlamında bakıldığında pozitif reel faiz yerli paranın değerini arttıracağından emsallerine göre kazanacaktır.

Mevduatta Bekleyen Yatırımcı

Mevduatta bekleyen yatırımcı bu politikanın kazananıdır. Çünkü ortalama bir kaç gün sonra bankalar merkez bankası faiz artışına uyarak vadeli mevduat faizlerini arttıracaklardır. Bu durum vadeli mevduat sahibi kişilerin nakit gelirlerini arttıracağı gibi pozitif reel faiz yerli paranın değerini arttıracağından bir değer yatırımı kazancı da gerçekleşecektir.

Dolar/Euro/Eurobond v.b Bekleyen Yatırımcı

Merkez bankasının pozitif reel faiz yaratan kararından en olumsuz etkilenecekler dolar ve eurobond türevi yatırımcılardır.

Altında Bekleyen Yatırımcı

Altında bekleyen yatırımcı hem değer yatırımı bazında hem de alternatif maliyet bazında kaybeden olacaktır.

Borsada Bekleyen Yatırımcı

Borsada ister temettü yatırımı olsun ister trading olsun ya da değer yatırımı farketmez, hisselerinde bekleyen yatırımcı pozitif reel faiz artışı nedeniyle değer yatırımı bazında yabancı fonların yurt dışından gelmesi ile kısmen kazansa da ilerleyen vadede vadeli mevduat kadar nakit yaratamaz ise kaybedecektir.

Konut / İşyeri v.b. Varlıkların Vaziyeti

Konut ya da işyeri tarzı yatırımcılar değer yatırımı bazında kısmen kazansa da nakit getirisi bazında alternatif maliyet olarak çok da karda olacağını söyleyemeyiz.

Esen kalın efenim.

yatirimkurusu

10 yıldır finans sektöründe denetçi, İngilizce biliyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçeriklerin kopyalanması engellenmiştir.